Demokrasi güzel ama çok zaman alıyor!
Ne bölümdü?! Yine yazan yazmış, çeken çekmiş. Helali hoş olsun… İlişki Durumu: Karışık dizisi 29.bölümüyle yine bizi bizden aldı. Hem de öyle böyle değil. Gelin bakın, anlatayım!

***

Geçen haftanın sonunda “Allah’ım ne olur Murat’tan başka birisi Elif’in tezgâhını öğrense de rahatlasak!” dediğimiz sırrı, ortaya çıkarma ihtimali en yüksek kişi yani Gülendam gördü. Muradımıza erdik. (Murat-ımıza erdik. Böyle de kelime şeysi yakalarım. Tamam, vurmayın, vurmayın! ^.^)  Elif’in nasıl tutuşacağını; Mediha’nın ise nasıl şantaj-montaj ile Gülendam’ı konuşturmayacağını fragmandan aldığımız yetkiye dayanarak tahmin etmiştik. Bölüm içinde de bu duruma tanıklık ederek yolumuza devam ettik.

Bu hafta için ilk önce Can ve Ayşegül cephesinden başlayalım o halde…

Can ve Ayşegül tarafının başrolü Ayşegül’ün eserekli haliydi. Ayşegül, yine gel-git’li aklıyla Can’ın perişan etmeyi başardı. Can yokken odalara kapatıp ağlamaya devam, o hali tutarlı bir şekilde devam ediyor. Onda sıkıntı yok, bakın! Ama Can’a bağırıp çağırması, Can yokken #HerYerdeSen deyip Can’ın hayalini görmesi, Can’ın sözlerinin acısını Murat’tan çıkarması… Bildiğimiz Ayşegül işte!

Biz bir tanesiyle başa çıkamıyoruz ^.^

Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da bir Can-Ayşegül yüzleşmesi yaşadık. Can'ın bu sefer de çok doğru cümleler kurduğunu gördük ve Can bu sefer de yerden göğe kadar haklıydı. Murat’ın Ayşegül’ün ruhunu bilmediğini Ayşegül’e anlatmaya çalıştı. Tatlı tatlı denedi, olmadı. Ardından ciddi ciddi karşısına aldı ve golü doksana çaktı. Doğru yerde ve doğru zamanda sevdiklerinin yanında olmak önemli peki, ya hayatı hayat yapan detaylar? Sevdikleri, sevmedikleri, alışkanlıkları, bakışları… Bunların hiç mi önemi yok? İlk bölümlerde Ayşegül, Can’a “Hadi beraber zaman geçirelim!/ Bir şeyler paylaşalım” dediğinde Can burun kıvırmıştı. Devran döndü… Bu güzel anıların hepsi Ayşegül’ün önüne ibret kütüphanesi gibi serilmeye başladı. İlerleyen sahnelerde de gördük ki Can, Ayşegül’e resmen subliminal mesaj vermiş. Sen Murat ile evlenemezsinler, o seni tanımıyorlar havada uçuştu. Yalnız süper yöntemmiş! En ufak bir sarsıntıda Ayşegül, Murat’a “gerçek yüzünü” gösterdi. Bu yaptığından dolayı Can’a elbette kızmıyoruz. Can’ı seviyoruz o ayrı. Ama Murat’a da haksızlık yapılmasın.

Gerçekleri dinlemek ağır...

Ayşegül ise Can’ın bedenen ya da zihnen karşılaştığı her yerde acı çekmeye devam etti. Bazen kestirip atmak, sürünmekten daha kolay be Ayşegül!
 
Murat ve Ayşegül cephesinde ise hiçbir şey yoktu!!!111111!bir! Yarından tezi yok Ranini’ye söyleyeceğim. Artık dizi mahkemesi mi kuruyoruz, ne yapıyorsak yapalım Murat’ı üzenlerden hesap soralım.

Ayşegül’ün Murat’a karşı olan haksız tepkileri yüzünden
1-Feminizmden soğudum,
2-Migren sahibi oldum.

"İşimde gücümde adamdım. Ne ara bu kadar agresif oldum?" bakışı

Murat’a kesinlikle ve kesinlikle söyleyecek lafım yok. Ne yapsa, ne dese haklı. Ayşegül’e değil de bir başkasına da âşık olsaydı Murat zaten bu Superman haliyle ona da aynı şeyleri yapardı. Çünkü neden yapmasın? Murat, kırk yılda bir emir kipiyle bir mesaj atmış, Ayşegül hanım tripten tribe girdi. Yetmedi, Handan’ın önünde Murat’ı evden kovdu. (Can’ın subliminal mesajlarının gücüyle!) Murat, o sinirle kaza yaptı. Bir kere de şu çocuklarla ilgili iyi bir şeye sebep ol Ayşegül! Hayır, yani işin sonunda yine, yine, yine ve yine özür dileyen Murat oluyor. Murat da gizli kılıbık mıdır nedir? Bir bakıyorum Handan’a Ayşegül için posta koymalar; sonra bir bakıyorum hooooop “Tamam Ayşegül, sen nasıl istersen Ayşegül!” Murat, azıcık Can’dan örnek alsın. Bak en başlarda nasıl süründürerek âşık etti kızı kendine! (Muratçığım dilediğin zaman benden özür dileyebilirsin. En azından havaya konuşmamış olursun.) Yalnız o kaza sahnesinde cidden yüreğim ağzıma geldi. O heyecanla Muratçığımı sargılar içinde görseydim zırıl zırıl ağlardım herhalde.

Ama umudu kaybet yok! Murat da bir gün çok mutlu olacak. Demokrasi güzel ama gelmesi zaman oluyor. Olsun, beklemeye değer!


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER