O gemi bir gün gelecek!*
Ayşegül'ü tam tanımadan önce Can'a bencil dediğim için kendisinden özür dilerim.
Muraddd… Ah Murad…

Ne Muratçılık üzerime yapışmış resmen. Geçen hafta hakkında bir kelime dahi etmediğim Murat ile ilgili “Murat’a n’oldu?” mesajları aldım. Murat üzerime kaldı. (İstemem, yan cebime.) Aslında geçen hafta Murat’a ölü taklidi yapmamın çok basit bir nedeni vardı. 3-4 haftadır Can’a, Murat’tan çooo...k daha fazla inanıyor olmam. Bu hafta Ayşegül’ün fabrika ayarlarına geri dönmesiyle sanırım ben de fabrika ayarlarıma geri döndüm. Muratçığım kendi halinde çalışıyor. Sonra geliyor nişanlısını yemekte kapılarda bekliyor. Bir centilmenlikler, bir hoşluklar. Çünkü o MURAT!

(Resmin altına yazacağım yazıyı unuttum.)

Murat’ın, Ayşegül’ün kitap-film sürecinde Ayşegül’e müdahale etmesini bir ben mi yadırgamıyorum? “Kocam köylü” müyüm; yoksa empati mi kuruyorum bilmiyorum ama kim olsa sevgilisinin/nişanlısının/eşinin, eski eşiyle beraber çalışmasını istemez. Kıskanmak anormal mi? Tatlı tatlı kıskanılmayı kim istemez? Ayşegül, Murat’ın her işine karışmasını istemiyorsa ona uygulaması çok basit bir yol gösterebilirim: Murat’tan ayrılsın. Madem Can’ı seviyor, içinden bile Can’a olan aşkını zar zor itiraf ediyorken Muratçığımın duygularıyla oynamasın rica edeceğim. Bir paçavra gibi Muratçığımı oradan oraya atmasın.

İso bile Ayşegül'ü dinlerken "Yav he he" moduna geçmiş.

İşin kötüsü, Can da Ayşegül’den aldığı yetkiye dayanarak, her an Murat’ın ensesinde. Murat ile Ayşegül ev bakarken Can’ın orada olmasını tamamen Can’ın Ayşegül’ün hislerinden emin olması ve hislerine güvenmesine yoruyorum. Can, Ayşegül’ün kendisini sevmediğini düşünüyor ve Ayşegül - Murat ikilisi beraber yaşayacakları eve bakarken Can orada bitiyor. Bu durum başka nasıl mümkün olabilir?

Kimse Murat'ı düşünmüyor. Murat kim ki?:(

Herkes Murat'a kuruluyor ama özür dileyen yine Murat! Efendi adam, efendi! Murat-Ayşegül-Can 3'lüsü gerçek hayatın da yansıması gibi. Ayşegül, Can onu görmezden gelirken peşinden koştu durdu. Aşktan dedik. Gün oldu, devran döndü. Can, Ayşegül'ün peşinde. Ayşegül ise Can'ı sevmesine rağmen Muratçığımın teklifini kabul etti. Gerçekte de böyle değil mi? Gıcık Ayşegül'ler, tatlış Murat'ların kalplerini kırıyor. Sıra bize gelene kadar adamlar pert! E ne anladım ben bu işten! Neyse... Bu bahsi burada kapatayım. Başka bir şey söyleyeceğim zaten.

***

İlişki Durumu: Karışık
’ın yıldızı yirmi sekizinci bölüm itibariyle Berk Oktay’dır. Konu kilit. İso’la görüntülü konuşmalarından tutunda Murat ve Ayşegül’ün konuşmalarını dinlediği sahneye; yine Murat ve Ayşegül’ü takip ettiği sahneden Ayşegül ile yüzleştiği sahneye kadar göründüğü her sahnede parladı. Bugünkü durumda baktığımda İlişki Durumu: Karışık en çok Berk Oktay’a yaradı. İyi ki var!

Atlama Can! Sen daha bize lazımsın!

Yeri gelmişken söyleyeyim Can’ın, evde, Ayşegül ve Murat’ı dinlediği sahnede gülmekten gözlerimden yaş geldi. AyCan tayfasının hislerine tercüman olmuş resmen. AyCan tayfasının bu duruşu bir Muratçı olarak benim de işime çok geliyor. (Çaktırmayın. Can'a boşuna stratekik iş ortaklığı götürmedik herhalde!) 

Ayşegül'den vazgeçme Can! Arkandayız! O gemi bir gün gelecek!

***

Lafı toparlarsak;

Can, garibim, kendisine kurulan tezgâhtan habersiz Ayşegül’ün etrafında dolaşmaya devam etti. Zamanında Ayşegül’e yaptığı konuşmanın bir kopyasını Ayşegül de ona yaptı. Ama tarihin en sevdiğim özelliği “Her olay dönemin şartlarında değerlendirilmeli.” Karşılaştırırsak, Can’ın konuşması yerindeydi ama Ayşegül’den emin değilim.

Ayşegül, kalbinde ve aklında Can ile Murat’ı süründürmeye devam etti. Umarım tez zamanda Murat da inceldiği yerden kopar.

Ama pimi çekilmiş asıl bomba Elif’te. Gülendam’ın Elif’i karnındaki o dalgayı düzeltirken görmesi kimin işine yarayacak, neleri ortaya çıkarak, kimin işine yarayacak göreceğiz!

*İsmail Abi’ye selam!

29.bölüm fragmanı;







BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER