Poyraz Karayel: Gerçeği yok!
İkinci Poyraz'dan Sonsuz Ayşegül'e
Yılın ilk çarşambasında, ilk Poyraz’ından herkese merhaba.

Çok süratle gittikten sonra yine sarı ışığın bize “hazır ol birazdan, geçeceğiz” sinyali çakan bir bölüm izledik bence. Yine ortada dönen büyük bir olay yok. Ancak belki de fırtına öncesi sessizliktir, kim bilir? Dizideki entrika sahneleri azaldı, azcıcık. E ben de dizideki çiftlerimiz ve yürüye(meye)n ilişkilerini anlatayım bari.


Yazar burada Poyraz'a nasıl işkenceler yapacağına dair düşünceler içinde...

Zaten oldum olası ünlüler dünyasını anlamadım. Küçükken bütün ünlüleri akraba ya da arkadaş zannediyordum. Hadi biz tanıyoruz onları adı üstünde ünlü zaten, onların hepsi de arkadaş herhalde. Selin kızımız ile Çiğdem “best friend forever” mış da haberimiz yokmuş ya! Çok klişe bir örnek olacak belki ama kabuk bağlayan yara sendromu diyorum buna. Artık eskisi kadar acıtmıyordur. Her sabah kalktığınızda "neden uyandığınızı" sorgulatmıyordur hatta. Birazcık şanslıysanız, ışıklar sizin için bile yanmaya başlamıştır. İşte tam bu sırada orta çıkarlar. Hiç beklemediğiniz, en gafil anınızda avlarlar. İşte Çiğdem-Zülfikar aşkında son yaşananlar bunlar. Zülfikar sanırım dizideki en sevdiğim karakter. Geçen sezondan beri aklımda "neden Çiğdem anlatsana biraz" diye bir takım sorular geçiyordu. Meltem ise tam bir Zülfikar’ın sevgilisi kriterine uygun isimdi. Ya Meltem’e yapılır mı bu be? Meltem’in yerinde olduğumu düşündüm birkaç saniyeliğine. Ay ürperdim. Seven Meltem’e yapılır mı bu? Tam bir şeyler olacak diye ümitlenmiştik oysa. Zülfikar’ın “Bana dönmesin ama üzülmesin” cümlesinde bir benim mi gözeneklerim patladı dedelerim? Elleri göreyim! Ayrıca senin “abart” demene sağlık, insanın  abartası geliyor be dede! Ancak umuyorum ki Çiğdem'in gelmesi Meltem- Zülfikar aşkını daha da güçlendirecek.

Sefer?! Canını seveyim, normalde “Aaa bu ne ya hanzoooğ” dersiniz değil mi? Yaa işte böyle yaparlar. Yahu bir adama hem sert hem de dünyalar romantiği olmak bu kadar mı yakışır? Haftalardır içim şişmişti Sema’nın hastalığı, Sefer’in ergen tripleri derken. Neyse ki bu bölüm öğrendi hastalık meselesini diye rahatladım. Aaa o da ne? Sefer niye katıksız bir odun gibi davranıyor diye kapı pencere açıyor, bir yandan da “vay arkadaş ne bu adamın yaptığı şimdi” diye söyleniyorken. süpriiiz! Ya sen tatlış mısın? Evet, öylesin. (Kendim sorar, kendim cevaplarım )Hayır anlam da veremiyorum adam bu kadar sert, bu kadar raconluyken nasıl bu romantiklik sınırını göklere çıkartıyor? Helal olsun, çok şık hareketti, öpüyoring! Sema'dan daha çok ben heyecanlandım, kıyamam Sema’ya bi şifa bulun şu kadıncağıza üzmeyin. Böyle güzel anları çokça yaşasın.  Hee bir de unutmadan, varsa bir helalliğiniz, Dafne için alayım bir dal. İzlerken tutup alnından öpesim geldi. Öyle ya nasıl olsa kimse bilmeyecek deyip, saklayabilirdi hastalığı. Aslanlar gibi çıktı, söyledi. Unuturum, iyi olurum ben deyip eyvallahını da çekti. (Burada alkışlar geliyor)


"Yhaa aşkım önce sen kapaaa" (TEMSİLİ DEĞİL)

Fakat ne demiştim? Hayat gibisin Poyraz Karayel! Herkes aynı anda mutlu olamıyor, ne yazık ki. Bir yerden, bir şeyleri oldururken, diğerleri yıkılabiliyor. Tabii ki Poyraz ve Ayşegül’den bahsediyorum. Seven kadınları siz de sevin arkadaşım, kural 1 bu. Hem seven hem de kıskanan kadınları hem daha çok sevin hem de korkun. Alın bu da kural iki! Stalkerlığın kitabını yazdı Ayşegül. Selin kızımızın instagram sayfasını bir güzel inceledi, üç tık aşağı indi. Fotoğraflar arasından içtiği bardaktan (Evet, bardaktan anladı mevzuyu, ben de şaşkınlardayım) mekanı buldu. Sonra oh misler gibi kurdu tezgahı. Ya zaten kendime kızıyorum. Garip bir şekilde “Ay bu kız sanki Poyraz’a yakışıyor gibi, yanında bir oldu gibi” diye bir düşünce geçti aklımdan. Korkmayın korkmayın, lenstir o. Öyle olmasa duramazdım.

Poyrazcım da yalanı ile yakalandıktan sonra bir güzel tüy dikti, tam oldu! Ayşegül sonuna kadar haklı hakim Bey! Arkadaşlar yok, Poyraz kadar bahtsız, başı beladan çıkmayan bir dizi karakteri daha yok. Yahu anladık, yine başında belalar var. Yine sırlar odasında hapsolmuşsun, elin kolun bağlı. Yine yalanlara başvurdun hadi ona da tamam, (ki bence artık yalan kotanı doldurdun ama neyse.) Ama piii sana be Poyraz Efendi! Ayıp yaptın, başka şarkı mı bulamadın? (Bknz. sevgilinle size ait olan şarkıyı başka bir kadınla söylemek). Hep keşkeler çektiriyor bu dizi bana. Keşke Poyraz yalan söylemese, keşke Ayşegül yanlış anlamasa gibi. Ancak son sahnede hafiften bir kalbim titredi, sanki kocası tarafından hem aldatılmış hem de beş çocuğu ile ortada bırakılmış gibi hissettim. Hangisi sensin Poyraz? Hangisi gerçek? Olduğun mu, görünen mi? Yalanlarını meşru kılan bahanelerinden şahsen ben bile sıkıldım. Poyrazcım lütfen kendine gel. Dünyanın en tatlı Ayşegül'ünü üzme e mi?


Meltem senin, Ayşegül benim! by Selin

Songül seni çok seviyorum. Oscarlık ve gram yapmacıklık içermeyen, aldatılmış kadın rolünü de çok seviyorum. Ben de Sado gibi nasıl can vereceğini merak ediyorum, velhasıl SONGÜL ROCKS! Keşke Sadrettin-İpek-Abi üçgeninde daha fazla sıkışmasak, önümüzdeki maçlara baksak. Hatta birazcık şaşırsak falan?

Pembe dizi kıvamında, ilişkilerin döndüğü dizimizde an itibari ile bir entrika yok. Zaten Güzün Abla gibi ilişki yorumlamışım ben de. Adil Topal’dan içre bir Adil Topal daha var imiş. Aciller acilinden bu diziye bir kötülük, bir intikam, efendime söyleyeyim bir ihtiras lazım. İsmail’i tıkdık dilsiz odalara, Turgut’u getirelim bari n’apalım artık. Meltem anne olayına falan girdi ama bakalım daha ne kadar açılacağız?

Bunlar geçiş bölümü ilerde entrikanın, şokların dibine vuracağız diye kendimi avutuyorum. Ama “hayat kısa, bölümler geçiyor.”  Neyse ki bu hafta çok bir olay yaşanmamasına rağmen, geçen haftaya göre daha az sıkıcı idi. 7 Ocak, Poyraz Karayel’in ekrandaki birinci yıl dönümü. Şu an dizilerin ağa babasıdır benim için. Daha nice güzel, şaşırtan bölümlerimiz olsun. Yazanın, yönetenin, oynayanın ve tüm ailenin (Ekipten öte aile oldular bence) yüreğine, canına sağlık, güzellik gelsin! İyi ki varsın Poyraz Karayel!

NOT: Ya kuzuya da kayıp ilanı veren Taş Kafa’ya da kıyamam ben. Kuzuyu harcamayın, n’olur!
NOT 2:Kan grubu olayı ile azcık saçmaladık sanırım. Valla gıcıklığına, hata bulmak için değil merakımdan girdim ufak bir ortaokul flash belleği yaşadım. Kısa çaprazlamalardan sonra diyeceğim şu ki kan grubu A rh(+) olan birinin her kan grubundan çocuğu olabilir. Bu da küçük bir biyoloji bilgisi..

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER