İki cambaz bir ipte oynamaz. Rakipler karşılıklı olarak aynı
ürünü satan dükkanlar açabilir. Aşk ise bunlardan bağımsız, mantığın kalbe söz
geçiremediği tek olaydır. Bazen ilk görüşte aşık olursunuz, bazen en
yakınınızdakini göremezsiniz. Ben ise size birbirinden zıt iki kişiden
bahsedeceğim…
Pazar akşamının içleri ısıtan dizisi “Baba Candır” ın Ece’si
(Berna Koraltürk) ve Haluk’u (Uraz Kaygılaroğlu). Haluk, şirketinde babasının
asistanı olan Ece’yi başta onun sevgilisi sanmaktadır. Daha sonra durumu
öğrenip onunla başa çıkabilmek için kendi asistanı olmasını ister. Ece’nin
durumu kabul etmesi ile esas macera başlar.
Haluk sert görünümlü, sakar, içi “Ruh ikizimi bulsam da
dökülsem...” diye dolu dolu olan bir adam. Ece ise hayatını iş odaklı yaşamaya
alışmış bir kadın. Birbirlerine sürekli üstünlük kurma mücadelesi, laf
oyunları, sataşmalar … Ekranda oturanları Halukseverler, Eceseverler olarak
ikiye böldüler bile. Tabi ikisinden nefret edenler de bir hayli fazlaydı…
Fazlaydı derken geçti, gitti.
7.bölüm itibari ile aralarında bir kıvılcım
oluştu. Seni seviyorum Eceeeeeee, demedi mi? Sahi o kadar önemli mi bu yaştan sonra bu işler? Canım, cicim, aşkitom yerine işte böyle ilk aşk tohumlarını
serpiyorlar…
Erkeğin kalbine giden yol kol düğmelerinden de geçebilir ^.^
Bunun adına güç ile savaşan nefretin aşka dönüşümü
diyebiliriz… 8. bölümde de boş bir pazar
gününde “Hadi, arazi bakmaya gidiyoruz.” bahanesi ile kendinden kaçmaya çalışan
Haluk, aslında bir taraftan da "Ece ile nasıl ikili oluruz?" planı yapıyor. Ne
demişler: “Sevgilini seyahat ederken tanırsın.” (Tamam işte, ha arkadaş ha sevgili.) İlerleyen bölümlerde daha da keyifli Ece & Haluk sahneleri izleyerek birbirine zıt iki insanın, nasıl uyumlu bir çifte dönüşebileceğini göreceğiz. Buyurun o halde sizi birkaç savaş sahnesi ile baş başa bırakıyorum.
Sevgiler …