Küçük Deniz Kızı masalını bilmeyeniniz yoktur sanırım. Disney
Küçük Deniz Kızı hikayesini, Küçük Deniz Aşüftesi'ne bağlayıp karakteri baş göz
etmeden önce masal çok farklıydı. Aslında Küçük Deniz Kızı, aşkı uğruna sesini ve kuyruğunu geride bırakan,
sevdiği adam başkasına varınca sevdiğini öldürmek yerine, kendini kurban
ederek köpük olmayı seçen fedakar bir su ürünün hikayesidir. Dramın dibidir.
İçinizi dağlar. Prensle evlenen manipülasyoncu karıyı yolup hayatın
adaletsizliğine karşı “İsyeaaaaannn! “ diye bağırmak istemenize sebep olur. Kötü sonuna rağmen Küçük Deniz Kızı hep en
sevdiğim masallardan biri olmuştur. Karakter olarak kendimi Güzel ve Çirkin'deki
Belle’e daha yakın hissetsem de bu masalın bendeki yeri ayrıdır. İşte bu
yüzden, Korelilerin Küçük Deniz Kızı masalından esinlenerek dizi yapacaklarını
duyduğumda çok heyecanlanmıştım. (Zeka yaşımı 10’da sabitlediğim doğrudur.)

Ne yazık ki yayıncı
kanal Surplus Princess adlı bu güzel
diziyi 10. bölümde kıytırık bir sonla bitirdiğinde hevesim, boğazıma takılan
bir balık kılçığı gibi kursağımda kaldı. Bu kadar tatlı bir diziyi niye hötönk
diye bitirdiklerini bir türlü anlayamadım. Bu dizi, varış noktasından değil de yolculuğun
kendisinden zevk alan kişilerin kesinlikle izlemesi gereken bir dizi. Hadi gelin
Küçük Ton Balığı Konservemizi tanıyalım. Aileen (Jo
Boa) teknolojinin ve sosyal medyanın yozlaştırdığı dejenere bir deniz
ergenidir. Bütün gününü su geçirmez
kılıftaki telefonundan Kore dizisi izleyerek, sosyal medyadan ünlüleri
takipleyerek geçiriyor; her yer ıslak arkadaş, adam gibi bir sıcak kap yemek
bile yiyemiyoruz diye hayıflanıyordur. Aileen
yeryüzünde yürüyen insanlara ve onların kültürlerine hayrandır. İçten içe
onlardan biri olmak istiyordur. Aileen yaz başından beri deniz kıyısında yemek
programı yapan bir ademoğluna aşıktır. Bu ademoğlu yemek programlarının aranan
karizmatik şefi Shi Kyung’dur. (Song Jae Rim) (Adam kızı suşi yapacak,
haberi yok.) Son zamanlarda Shi Kyung, Aileen’in nefes alma, yani solungaçlarından
oksijen süzme sebebi olmuştur.

Shi
Kyung bir gün çekim yaparken dengesini kaybeder, kafasını çarparak denize düşer.
Aileen Shi Kyung’nu dibe batmaktan kurtarır ve boğulmaması için oksijen vermek
amacıyla onu öper. (Ya bırak ne oksijeni Allasen!) Öpüşme alevlenir oksijen amaç değil
araç olmaya başlar. Tam o sırada Shi Kyung’un asistanı hikayemizin
manipülasyoncu haspası Jin-ah (Park Ji-soo) suya atlar ve
kahraman ayağına Shi Kyung’ı kurtarır.

Aileen’ın elinde Shi Kyung’dan geriye bir tek suya düşen
telefonu kalmıştır. Shi Kyung ise sudaki olayı yarım yamalak hatırlıyor ve
etkisinden çıkamadığı bu ilginç deneyimle ilgili buhranlı twitler atıyordur.
(Zamane prensi, ne olacak?) Aileen bu twitleri görünce Shi Kyung’un kendisine aşık
olduğuna inanır. (Balık beyinli!) Aileen insan olup karaya çıkacak, hayatının
aşkı Shi Kyung’la evlenip mini mini istavritler, sardalyalar doğuracaktır.

Aileen’i insana çevirebilecek tek kişi yıllar
önce insana dönüşmüş olan deniz erkeği,
Büyücü Ahn’dır. Büyücü Ahn Aileen’ı
insana çevirmeyi reddeder ve ona bu sevdadan vazgeçmesini salık verir. Aileen
büyücüyü dinlemez ve onun sihirli iksirini alıp kafasına diker. Aileen iksiri
höpürdetirken olacaklardan habersizdir. İksiri içtikten sonra denizkızlığına
geri dönmesi mümkün değildir. 100 gün içinde gerçek aşkı bulamazsa deniz
köpüğüne dönüşecektir.

Aileen,
insan adıyla Ha-Ni prensini bulmak için
onun olduğu partiye gider ama hiçbir şey beklediği gibi gitmez. Ha-Ni ne yapacağını bilemez şekilde ortada
kalır. Ne yuvası olan denize dönebiliyor ne de karada kendine bir yuva
bulabiliyordur. Ha-Ni’nin yardımına Büyücü Ahn koşar. Ahn Ha-Ni’nin yeğeni olduğunu
söyleyerek onu bir arkadaşının odalarını kiraladığı bir eve sokar. Büyücü
Ha-Ni’ye eve girmeden önce bacaklarına dikkat etmesi gerektiğini söyler.
Ha-Ni’nin bacakları her ıslandığında kuyruğa dönüşecek ve kuruyana kadar da
öyle kalacaktır.

Dizinin en eğlenceli kısmı, Surplus evi ve Surplus
sakinleridir. Evde birbirinden farklı bir sürü garip tip yaşamaktadır. Gerekmedikçe konuşmayan gizemli ev sahibi Seon
Kyu, yıllardır baro sınavını geçemeyen bahtsız avukat Ji-yong (Kim Min-kyo), kırsaldaki zengin
ailesine rest çekip büyük şehre kaçmış olan saf delikanlı BIG(Nam Joo-hyuk), webcam karşısında yemek yiyerek internet fenomeni
haline gelen atarlı hatun Hye-young (Kim Seul-gi)
ve hikayemizin diğer esas oğlanı çulsuz çizer Hyun-myung (Ohn Joo-wan) Surplus evinin
ahalisini oluşturmaktadır. Zaman geçtikçe Ha-Ni bu uyumsuz grubun bir parçası
olduğunu hissetmeye başlar ve gerçek aşk arayışının her aşamasında onlardan
destek alır.

Ha-Ni
gerçek aşkı olduğuna inandığı Shi Kyung’un kalbini kazanmak için her yolu dener
ama Hyun Myung’un eski sevgilisi olan, sahte hayat kurtarıcı Jinah her
seferinde Ha-Ni’nin yoluna taş koyar. Ha-Ni üzüldükçe Hyun Myung ona destek
olur. İki ev arkadaşı birbirlerinin aşk
acılarına merhem olup birbirlerinin kalp sızılarını dindirirler.

Ha-Ni’nin bir diğer büyük destekçisi evin deli kızı Hye-Young’dır. Hye-Young
Ha-Ni’nin sırrını keşfeder ve bu sırrı saklamak için elinden geleni yapar. Bu
iki kızın dostluğu dizinin en eğlenceli unsurlarından birini oluşturur.

Gelelim benim bu diziye bayılmamın asıl sebebine. Yani
hikayemizin yan çifti, BIG ve Hye Young’ın aşkına. Diziyi onlar için izledim
diyebilirim. Bu uyumsuz çiftin maceraları diziyi her izlediğimde suratımda engelleyemediğim
aptal bir sırıtış oluşmasına sebep oldu. Bu çiftin ilişkisinin başlangıcı ilerlemesi ve
finali dizinin ana çiftinin akışından bağımsız ilerlediği için çok doyurucuydu.
Bu dizinin sadece bu çift için bile izlenilebileceğini düşünüyorum. Hye Young
karakterini oynayan oyuncu Kim Seul Gi’ yi sevmeme neden olan dizidir bu dizi.
Aynı oyuncuyu Oh My Ghostess’deki hayalet rolünde de izleyebilirsiniz. BIG’i
oynayan Nam Joo Hyuk’un da hakkını vermek gerek. Kendisinin geleceğini çok
parlak görüyorum.(Ahanda buraya yazdım.) Buradaki oyunculuğunu beğenirseniz bu
seneki dizisi Who Are You: School 2015’i de izlemenizi tavsiye ederim.

Dizimize dönersek... Dizi eğlenceli ve sürükleyici bir akışta
devam ederken erken final kararı verilince abuk subuk bir final bölümüyle
hikayeyi toparlayıp veda etti. Kısacası gül gibi diziyi ziyan ettiler. Ben finaline rağmen izlerken çok eğlendim.
Başrol oyuncusu kızımızın tatlılığı, karikatürümsü hikaye anlatımı, ana kurguyu
başarıyla destekleyen yan akslar beni izleyici olarak fazlasıyla tatmin etti.
Dizi insan olmayı, insanlığın bedelini ve gerçek aşkı çok güzel bir biçimde
sorguluyor. Boş zamanınız varsa bu tatlı su ürününün hikayesine bir şans verin
derim. İyi seyirler!