Galatasaray - Atletico Madrid: Maceracı Hamza Hoca!

Galatasaray - Atletico Madrid: Maceracı Hamza Hoca!

Her Galatasaraylı, hatta her futbol izleyicisi içten içe bilir: Galatasaray, Avrupa arenasına çıktığında bambaşka bir kimliğe bürünür. Genetik mi dersiniz, kimya mı dersiniz, ne derseniz deyin bu yıllardır böyle süregelmiş ve sarı kırmızılı taraftarların maç saati yaklaştığında heyecanlanmasına sebep olmuştur. Ben de bu heyecana tutunmaya çalışıp bilumum totemlerim ve dualarımla maçı izlemeye başladım bugün. Gel gelelim, geçen sene üç kupalı şampiyonluğumuzda büyük pay sahibi olduğunu düşündüğüm totemlerimi bu sezon bir türlü aktif edemedim. Sanırım bende de form düşüklüğü var.


Galatasaray kaos ortamına girdiğinde bilirsiniz ki Terimciler, Manciniciler, yerliciler, yabancı sempatizanları, bir de devletçi politika güden yönetim yanlısı taraftarlar ürer ve hep birlikte içten içe takımı yer bitiririz. Bense hiçbir zaman bir hocaya körü körüne bağlı olmamaya çalıştım, kaldı ki geçen sene Hamza Hoca’yı en çok destekleyenlerden biriydim. Prandelli’den sonra Hamza Hoca’nın yaptıklarını göz ardı edemeyiz; geçen seneki başarı şans eseri olamaz fakat Hamza Hoca’nın tercihleri, futbol anlayışı ona olan güvenimi gittikçe azaltıyor. Bu takımın eksiklikleri geçen sene de bariz ortadaydı, yaz döneminde gerekli yerlere transferler yapılmalıydı ve eldeki kemik kadro bozulmamalıydı. Tüm bu gerekliliklere karşın Hamza Hoca her zaman “Kadromuz Şampiyonlar Ligi için yeterli.” deyip durdu, üstelik birçok değerli oyuncu da takımdan ayrıldı. Bu şartlar altında ilk ciddi sınavımızda ne yapacağımız bir hayli meçhuldü.


Rakip Atletico Madrid. Kadroda yine soru işaretleri. Hakan Balta – Semih – Emre Çolak üçlüsü bana dudak uçuklattı. “Melo’nun gidişi bizi etkilemez;  yerine koyabileceğimiz Jem var, Bilal var, Jose var.”  diyen Hamza Hoca ön liberoya Hakan Balta’yı koydu ve tam anlamıyla haftalardır kendi mevkisinde harikalar yaratan adamı yem etti. Hakan, ön liberoda oynadığı süre boyunca ağır kaldı ve ilk golü de onun hatasından dolayı yedik. Hemen ardından Carole’ün yine bireysel hatasından dolayı kornere çıkan top ve yenen gereksiz bir gol daha. Yediğimiz ikinci golde beni üzen başka bir detay, kredisi tabii ki sonsuz olan Muslera’nın bu sezona formsuz başlaması ve bu golde de bir timing hatası yapması. Sonuç, ilk yarıda 20 dakikada yediğimiz iki gol.

Hamza Hoca oyuncu değişikliği yapmak için skorun farka gitmesini bekleyen hocalardan. Maç başından beri art arda hatalar yapan Emre Çolak’ı nihayet 38. dakikada oyundan aldı ve yerine oyuna girmesinden bıktığımız Umut Bulut dahil oldu. En son ne zaman gol attığını, bırakın golü, en son ne zaman kaleyi bulan şutu olduğunu hatırlayamadığım Umut Bulut her seferinde oyuna dahil olmak zorunda. İsmail Kartal-Selçuk Şahin ilişkisi nasılsa, Hamza Hamzaoğlu-Umut Bulut ilişkisini de o kategoriye koyuyorum. Üstüne üstlük instamessage çocuk’tan oyundan alındığı için trip yedik bir de. Tribünler kötü oynadığında ıslıklar, iyi oynadığında alkışlar. Bu Barcelona’da da böyle, Madrid’te de. Emre gibi bu olumsuz reaksiyonu gösteren birçok oyuncu var takımda ve artık yeterli olgunluğa ulaşmaları gerekiyor.

Maç geneline bakıldığında sahada top oynamaya çalışan, oyunu domine etmeye çalışan bizdik ve bu tamamen göz boyayan bir önerme. Mahalle arasında top koşturan çocuklar bile Atletico Madrid’in futbol anlayışını bilir; uyutma taktiği. Sen top oynarsın, adamlar bu taktikle sana fark ettirmeden 10 gol atarlar. Basit oyun, çabuk oyun, doğru zamanda doğru hamle; sahaya istediğini çok iyi yansıtan bir Atletico Madrid.

Aslında ilk 11’de olması gereken Yasin Öztekin, ikinci yarıda Sabri’nin yerine oyuna girdi; Denayer, sağ beke çekildi, Hakan da kendi mevkisine. Maç başında bu kadroyu düşünmek çok zor olmamalıydı. Evet, belki bu kadroyla sahaya çıksak yine 2-0 yenilecektik, bunu bilemeyiz ama en azından ikinci yarı oyun anlamında daha iyiydik. Pozisyonlara girmeye çalıştık. Bunda Atletico Madrid’in 2-0’dan sonra maçı bırakmasının da etkisi var elbet ama doğru kadro buydu. Prandellivari macera aramaya hiç gerek yoktu.

Ben Hagi’li dönemi de izledim, 10 numarasız bir futbol anlayışımızın olduğu dönemleri de. Hagi varken dahi böylesine ona top indirmeye çalışmıyorduk. Her topu bir şekilde Sneijder’e atmaya çalıştık, başka hiçbir numaramız yoktu. Yeri geldi, defanstan Sneijder top çıkardı. İleride top tutamadık, kopuk oynamaya bu maçta da devam ettik; defans ile forvet hattı arasında 90 metre vardı yine. Fakat ikinci yarı Yasin’in oyuna girişiyle beklenilen rüzgarı kısa süreli de olsa yakaladık. Bir yandan da Denayer’in sağ bekten bindirmeleri iyiydi. Denayer stoperde de hatasız oynadı diye düşünüyorum. Bu gidişle Hamza Hoca onu da ön liberoda dener. Zaten Galatasaray’ın ön liberosunda forma şansı bulamayan bir grup azınlık var, onları da ne olur ne olmaz karantinaya falan almayı düşünüyorum. Denayer demişken, atletikliği ve kullandığımız kornerlerde kafa toplarında etkili oluşu onun Chedjou ile müthiş bir tandem olacağının göstergesi. Burak ve Umut’tan hayır yok, biz bu ikiliyle en az 8-9 gol buluruz duran toplardan. Ümidim, Denayer’in bir adet Rigobert Song’a evrilmesi. Ben şimdilik defansı şu şekilde sabitlemekten yanayım:

Carole – Denayer – Chedjou – Hakan Balta


Maçın kırılma anı olarak 68.dakikada Podolski’nin yakaladığı ama zeminin azizliğine uğradığı pozisyonu verebilirim. Eğer Podolski orada şanssızlık yaşamasaydı ve golü atsaydı, belli mi olur o rüzgarla bir gol daha bulabilirdik. Bu pozisyonu es geçersek Podolski’nin hala beklenilen düzeyde olduğunu düşünmüyorum, bir an önce Podolski’den verim almaya başlamalıyız.


Nihayetinde yer yer tempolu oynamaya çalışsak da istediğimiz net pozisyonları bulamadık, bulduğumuz pozisyonları da değerlendirecek formda oyuncularımız yoktu. Sert oynayamadık, Atletico’yu rahatsız edemedik, çok basit pas hataları yaptık. Hayal kırıklığı yaşadık. Bu sene, diğer gruplara nazaran çok daha şanslı bir kura çektik ve gruplardan çıkmamamız büyük hüsran olur. O yüzden daha ilk maç demekte fayda var. İnanmış, istekli ve hırslı bir Galatasaray’ın neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz çünkü..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER