Çocukluktan sıyrılıp aşka düştüğünüz ilk ânı
hatırlıyor musunuz? Belki henüz o viraja gelmediniz belki de çoktan aşkı teğet
geçtiniz. Fakat kanının tuzu dudaklarına değmiş her aşık bilir ki sevginin yolu
sınanmaktan geçer. Sizi güvenli kovuğunuzdan çıkarıp yokuş aşağı salıverir.
Dünyanın tepesinden zeminine kayarken tepenizde patlayan maytaplar ve
etrafınızda kopan kahkahalar birer ışık huzmesinden ibaret olur. Bazen birini
bize çok benzediği için severiz, bazense hiç mi hiç benzemediği için. Ali ve
Selin birbirlerine doğru hız kesmeden çekiliyorlar. Onları birbirlerine ve
bizim gözlerimizi ekrana bağlayan şey ne peki?
Gençliğin
tatlı yüzü
Gençliğin güzel bir yüzü, yaşlılığın güzel bir ruhu
vardır derler. Ali ve Selin henüz gençliklerinin de güzelliklerinin de
baharında ama ruhları da bundan geri kalmıyor. İnternet aleminde ''Bebekleri
olsa ne kadar güzel olur'' konulu forumlar yapılan kaç drama çifti vardır ki?
Mission completed babe...
Maceraya
gözü kapalı dalışları
Korkusuz insanı gözlerinden tanırım. Nerde girilecek
bir karanlık var, nerde başa sarılacak bir bela var hemen bulurlar. Bütün
amaçları zaten az sayıda olan sevdiklerini korumaktır oysa ki. Dünya dikenli
bir hayat, gözükara gençlerde mi kabahat? Öyle iyi bir ikili oldular ki 911
Acil AlSel Hattı kurmalarına ramak kaldı. Hele ki bir gün ciddi anlamda
birbirlerinin başının derde girdiğini görürlerse eyvahlar olsun! Siz vurursanız
dikiş atarlar, AlSel vurursa toprak atarlar...
Yaklaşma, toz olursun!
Kalplerinden
taşan tutku
Çalkalanmış soda şişesi gibi taşıyorlar efendim,
durduramıyoruz! Birarada oldukları her sahnede uzandığımız kanepeden
doğruluyoruz. Biliyoruz çünkü o iki çift göz temas edince biz kim olduğumuzu,
nerde olduğumuzu unutacağız. Birbirlerinin eline bile dokunmadan büyülü bir
zamana geçiş yapıyorlar sanki. Birbirlerini yumruklayarak hayata ve aşka davet
ediyorlar adeta. Söz konusu aşksa kimsenin yöntemini yargılama şansımız yoktur
değil mi?
Sen gülünce güller açarmış sahiden...
Tükenmeyen
neşeleri
Acı bir gece vakti kapımızı çalınca elimiz ayağımız
kesilir sanki. Ne yöne koşacağımızı, kimden yardım isteyeceğimizi bilemeyiz.
İşte Ali ve Selin o anlarda neşelerine sığınan tiplerden. Kahkahamın gürültüsü
küçük kalbimin telaşlı atışını bastırır düşüncesine sahipler. Selin de Ali de
babalarının yükselen seslerinde kaybolmuş iki çocuk aslında. Selin yok saymayı
ve acıyla dans etmeyi tercih ediyor, Ali ise acının suratına okkalı bir yumruk
patlatmayı. Hâl böyle olunca onlar birbirlerinin dilinden çok iyi anlıyor.
Bazen bağıra çağıra ağlamanın, bazen güvenilir bir omuza sığınmanın önemini
hatırlatıyorlar.
Yemek programı sunsak?
Ateşin
ortasındaki masumiyet
Hani hep diyoruz ya bu ikilinin kıvılcımları
hepimizi sarıyor diye, onun önemli bir sebebi de masumiyetleri. Hayatlarını bir
savaş alanı gibi görüp asla pes etmeyen iki insan birbirlerinin karşısında
cılızlaşıyorlar. Bakışları sular seller gibi şeffaflaşıyor. Kalplerinin tınısı
nerdeyse kulaklarımıza ulaşıyor. O serseri ve hırçın adam gidiyor, yerine
gözleriyle kitaplar yazan çocuk geliyor. O havai ve umursamaz genç kadın
gidiyor, yerine yaprak gibi titreyen küçük bir kız geliyor.
Hâl böyle olunca bize de onların ateşli ve merak
uyandırıcı kimyasını keyifle izlemek düşüyor. Bakalım Ali ve Selin bizim onları
hayal ettiğimiz ilişki durumuna ne kadar sürede gelecekler? Bekleyip
göreceğiz...