Yeşilçam kimilerine gençliğinin en cıvıltılı
zamanlarını yaşattı, kimileri ise ucundan kıyısından yetişip gözyaşlarının
kapısına dayandı. Her filmin, her sahnenin anısı belleğimizde tazecik saklı. Şimdilerde
sayısı giderek artan aşk dizileri izliyoruz. Bunlardan Yeşilçam'a en yakın
gördüğümse Kiralık Aşk dizisi oldu. Öyle samimi dokunuşları var ki o eski fakat
yıpranmamış aşk ruhunun sıcaklığını hissediyorum kalbimde.
Nazar duası?
Yeşilçam'da çoğunlukla gururlu ve zengin bir adamın
statü bakımından daha zayıf genç bir kıza olan aşkını görürüz. Duyguları yolunu
kaybetmiş bir çocuk gibi adım adım izleyerek aşka olan inancımızı pekiştiririz.
Ömer ve Defne arasındaki gelişim de tam olarak böyle işte. Her şey öyle dozunda
ki hem aşkın doruğa ulaşacağı zamanı iple çekiyoruz hem de bir an sonrasını
bile tahmin edemiyoruz. Fakat biliyoruz, aşk daima kazanır!
Savaş benim, askeri ben seçerim heheyt!
Poğaça yanaklı bir anne, inatçı bir teyze ya da saygın
bir patron olmazsa olmazımızdır Yeşilçam'da. Kahramanın elinden tutar, ona bir
motivasyon sunar ve yolunda ilerlerken eşlik eder. İşte Neriman yenge kıpır
kıpır halleriyle bu mevkiye cuk diye oturuyor. Gün gelip Ömer ve Defne'nin aşkı
ortalığı hallaç pamuğu gibi attırınca Neriman yenge ''Ayyhhh buralara naptınız
her yer kalp kalp kalp'' diye feryadı basabilir. Ama olsun, aşk mücadeleyi
sonuca ulaştırınca güzel!
Sadece kahramanımızın yoldaşı mı? Bir de Sadri Usta
var ki onun o minicik dünyasına giren kapı kocaman dünyasına açılıveriyor bir
anda.. Yeşilçam'da bilge ve tonton amca rollerine alışkın bir nesiliz. Aşkta ne
zaman boşluğa düşse ayaklar, o sevgi dolu insan çıkarır seni en derinlerden.
Ömer'in boşluklarına da en iyi gelen Sadri Usta'nın şifalı cümleleri..
Başlıyoruz..
Genç kızın saflığı Yeşilçam'ın o güzel aşk
filmlerinin mihenk taşıdır adeta. Kızımız şaşkındır, saftır, iğneyi çuvaldızı
kendine batırır. Ama sevdiğini uykusunda sinek ısırsa yine en çok onun canı
acır. Defne tam da o naiflikte bir karakter. Etrafında entrikalardan bir çember
mi örülmüş? Kalbine inceden bir sızı mı zerk ediliyormuş? Kesinlikle farkında
değil. Onun tek derdi 'olmadığı birine dönüşmenin' yarattığı vicdan azabı ve
Ömer'e yalan söylerken pembeleşen yanakları..
Belki de şurada yardıma ihtiyacı olan güzelce bir kız vardır!
Genç adam kızın aksine zorlu ve zaman zaman
kibirlidir. İçindeki kahraman derin uykulardan uyandırılacağı günü bekler. Kendini
dış dünyaya kapatmış, elini kolunu aşka bulaştırmayan, duygularını tozlu
raflara kaldırmış bir adamı ne alt eder? Az önce bahsettiğimiz o incelikli
masumiyet.. Genç kız öylesine hassas kristallerle kaplı bir güzelliğe sahiptir
ki adamın gözleri ona saplanır kalır. Tıpkı Yeşilçam'da olduğu gibi Ömer ve
Defne'nin aşkında da o tutkunun izleri gün ışığına çıkıyor. Aşk bir gün ansızın
gelir. İşte o zaman Cüneyt Arkın gibi yüksek surlardan atlamak da kolaylaşır, mermiyi
havada yakalamak da.. Aşk imkansızı mümkün kılmak için vardır!
Buraya da ''Gitme'' demeyi bilmeyen bir Ömer çizelim..
Ve tabii ki aşıkların arasına giren acımasız
yalanlar.. Yeşilçam'ın ömrü o yalanları öğütmekle geçse de biz gözyaşlarımızı
mendilimizden eksik edemedik. Şimdi Defne de böylesi bir yalanın çalılarına
dolaştı ancak Ömer'in klasik kahramanlardan daha farklı olduğunu biliyoruz.
Gurur kenara çekilecek ve tez vakitte başlayacaktır kendini affettirme turları!
Yeşilçam'ın aşk filmleri çoğunlukla mutlu biter.
Zorlu yollarda koşulur, kalbin gürültüsünden cam çerçeve parçalanır, yorgun ayaklara
cam kırıkları saplanır. Ancak günün sonunda aşk sağ salim gülümseyerek el
sallar bize. Ömer ve Defne'nin bizi mutlu sonlara inandırması dileğiyle..