"Hatasız kul olmaz
Hatamla sev beni
Dermansız dert olmaz
Dermana sal beni.
Kaybettim kendimi
Ne olur bul beni.
Yoruldum halim yok.
Sen gel de al beni..."
Elbet hatasız kul olmaz ama Devran'ın yaptığı basit bir hata
değil. İhanet. Orada göstereceği, yani İmre'nin eylemlerine karşı göstereceği
net bir ifade ve tepki ile her şey yolunda devam ederdi...
Aslında çok istiyorum dizinin esas konusu hakkında yazmayı.
Çünkü iyiler ve kötüler üstüne kurulu bir dizi Deha. Bozuk, pis düzeni ne kadar
güzel ortaya koyuyor ve çomak sokuyor, açığa çıkarıyor, gerçek dertlerin
peşinden koşuyor... Bir taraftan da bir sürü hikâyenin peşinden koşturuyor...
Ama bunları anlatmaya kalktığımda uzun bir yazı yazmam
gerekecek. Çünkü dizi bunları anlatırken Timur Soykan gibi önemli bir gazeteci
ile çalışıyor. Yani anlattığı şeyleri üstün körü değil bilgi ile önemseyerek
yapıyor...
Ben de bunun yerine dizinin içinden spesifik bir konu
seçiyorum, o da #EsDev. Senaryo asistanlığı yapan biriyim ve her zaman "Aslolan
hikayedir" derim. Ama burada bu ikili beni çok etkiledi. Ben de
bunlar hakkında konuşmaktan, izlemekten o kadar keyif alıyorum ki anlatamam.
Benim gibi bir sürü seveni de var biliyorum.
Peki nedir bu çiftin sırrı?
Öncelikle Ahsen Eroğlu ve Aras Bulut İynemli. Devran süper
bir karakter, potansiyeli de çok fazla. Ama Ahsen Eroğlu'nun Esme'si...
Ahsen Eroğlu, Esme'yi o kadar güzel oynuyor ki, ruh vermiş
ki; enerjisi muhteşem, kendisine hayran bırakıyor... Esme, iyi güzel, akıllı,
hırslı, hakkını arayan, masum, temiz, inatçı ve de güçlü biri. Ama bu kadar
değil olay.
Çünkü Esme bir karakter değil, bir tip. Bu karakterin
üstünde okuyamamış, çalışmasına karşı çıkılan, zorla evlendirilen, dayak yiyen,
baskı altında yaşamaya çalışan kadınların sorumluluğu var; bir temsiliyet var.
Eğer Esme yanlış yaparsa sadece Esme yanlış yapmamış olacak,
insanımızı etkileyen televizyon ve orada görünün bir karakter-tip yanlış yapmış
olacak ve böylece doğru önerme vermemiş olacak.
Ama doğru yaptığında ilham kaynağı olacak. Bak kız hakkını
arıyor, diyecekler, son bölümde olduğu üzere bak kız okumak için elinden
gelenin yapıyor, nasıl örnek oluyor diyecekler.
Bunun için Esme önerme bakımından çok değerli biri. Çok da
zarif. Ahsen Eroğlu harika bir iş çıkarıyor, tebrik ediyorum.
Bu çiftin bir diğer sırrı ise ilk bölümde saklı. İlk baştaki
Esme ile Devran büyülü gibiydi. Bunu (büyülü kelimesini) laf olsun diye
söylemiyorum. Açıp bakabilirsiniz ilk sekansa:
Esme gelmeden ailesinin ve kendisinin hayatını kurtaracak
olan soruyu çözmeye başlamayan bir adet Devran ve gelmesi ile birden ortadan
kaybolması bir olan bir adet Esme var elimizde... Esme oraya geldi ve sihirli
dokunuşunu yaptı ve de gitti.
İkinci olacak ilk bölümde Devran'ın Amerika'ya gitme mevzusu
vardı ve bunu kuvvetlendirmek için Esme'yi dahil etmişlerdi. Esme'ye evlilik
teklifi değil okul teklifi ediyordu. Öncelik Esme'nin hayaline kavuşmasıydı.
Buradan anladığım zaten Esme, Devran'ın; Devran ise Esme'nindi.
Gene ilk bölümde Esme'yi istemeye gelenlerden sonra onun
kaçması ama arabanın tekerleği patlak olduğu için (Devran patlattı yani)
Devran'ın motoruna binmek zorunda kalması, sonrasında tekme atması bu çiftin
eğlenceli tarafını da çok net gösterdi.
İlk birkaç bölümde böyle hem büyülü hem de eğlenceli sahne
var ama sonra bir şeyler oldu ve geri plana atıldı.
Yazı devam ediyor...