Bir Küçük Gün Işığı: Göz kamaştıran uyum

Bir Küçük Gün Işığı: Göz kamaştıran uyum
Bir Küçük Gün Işığı henüz ilk iki bölümü yayınlanmasına rağmen özellikle ikinci bölümüyle birlikte adından söz ettirmeyi başarmış bir yapım. Dizinin başarısının daimî olmasını arzu eden bir izleyici olarak çok beğendim yayınlanan iki bölümü de ama ayrı bir parantez açmam gereken bir durum var ki o da başrollerin yakaladığı muhteşem uyum, ama öncesinde gelin dizimizin genel itibariyle bir incelemesini yapalım.

Fırat hayatında değer verdiği üç isimle sınanan zengin bir ailenin oğludur. Bunlardan ilki hasta yatağındaki babası, ikincisi hakimiyeti koşulsuz şartsız elinde tutmayı arzulayan annesi Ümran ve annesi ile büyük bir çatışma içinde olan, uzun zamandır kayıp ve gösterilene göre psikolojik sorunları olan kardeşi Dila…  Kardeşine oldukça düşkün olan Fırat onun uğruna istemediği şeylere neden olmuş olsa da bundan sonra atacağı adımların oldukça önemli olduğu baş karakterlerimizden biri.

Gelelim hikâyenin diğer tarafına. Uzun yıllardır mutlu bir evliliği olan daha doğrusu öyle olduğunu sanan, organizatör olarak ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın olan Elif diğer baş karakterimiz oluyor. Elif bir kazayla eşini kaybederken aynı kazayla birlikte bir kızı olduğunu öğreniyor. Üstelik hayatında hiç doğum yapmamışken veya evlat edinmediği halde resmiyette onun çocuğu olarak gözüken bir küçük kız çocuğuyla baş başa kalıyor. Öğrendiği detaylar olayın arkasında ölen kocasının olduğunu gösterirken, o küçük kız çocuğunun yani Güneş’in annesine dair ise pek bir şey bulamıyor.

Hikâye genel hatlarıyla böyle olup, daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Zira henüz izlememiş olan okurlar için dizinin büyüsünün bozulmasını istemem. Üzerinde durmak istediğim konulardan ilkine gelecek olursak kuşkusuz Seray Kaya’nın muhteşem oyunculuğundan bahsetmem gerek. Kendisini Kadın dizisinde de ilgiyle izlemiş biri olarak her rolün altından kalkabileceğine emin olduğum bir isim. Zira Kadın’daki kötü kalpli Şirin’e de bu dizideki iyi Elif’e de başarıyla hayat vermiş doğrusu. Belirtmeliyim, genel anlamıyla tüm oyuncuların emekleri için teşekkür etmem gerekir bir izleyici olarak zira hepsi başarıyla karakterlerine bürünmüş doğrusu ama Seray Kaya için ayrı bir parantez açmak istedim…

Bahsetmek istediğim ikinci konu Güneş ve Elif karakterleri arasındaki bağın etkileyiciliği. Hiçbir kan bağı olmayan, üstelik onu yaralayacak bağlara sahip olan bu küçük kız çocuğunu öyle güzel sahiplendi ki Elif ilgiyle izliyorum sahnelerini. Güneş’in yüreğindeki derin acılara, derdini dile getiremeyişine rağmen Elif’e duyduğu yakınlık ise oldukça etkileyici.

Ve en çok bahsetmek istediğim konu şüphesiz Seray Kaya ve Berk Oktay’ın yakaladığı uyum. İtiraf ediyorum başta isimler açıklandığında çok emin olamamıştım bu iki ismi yan yana yakıştırabilir miyim diye ancak çok yakıştırdım. Zira karşılıklı çok sahneleri olmasa bile uyumlarını aşırı beğendiğimi belirtmeliyim.

Bir dizide en önemli unsurlardan biridir kuşkusuz başrol çiftin yakaladığı uyum. Zira başarıyı getiren en önemli anahtarlardan biri olduğu kanısındayım. İşte bu noktada Bir Küçük Gün Işığı fikrimce fazlasıyla başarılı olmuş. Bir de Elif ve Fırat karakterlerine karşılıklı güzel sahneler yazılırsa eminim ki seyir zevki oldukça yüksek bir iş ortaya çıkacaktır. Nitekim izleyici de diziyi sevmiş olacak ki bu reytinglerdeki başarısını açıklıyor.

Sonuç itibariyle oldukça güzel başlayan bu hikâyenin büyüsünün bozulmaması dileğiyle diyerekten yazımı burada noktalıyorum. 

Dizinin başarısının daimi olması ümidiyle, sevgiyle kalın.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER