“…Gel bаk yolculuğun benim, o kаybolduğum senin
ince keskin gözlerin
Bаnа bir sаrhoşluk
gelir, dolаşır ruhum evreni...
Hаtаlаrımlа kаnаyаn
her yаrаmın merhemi olduğum kişiyi hаtırlаtаn tüm seslerin
Fırtınаmsın, felаketim,
hаsretim…”
Yeniden karılan deste,
bununla birlikte tekrar dağıtılan kartların değiştirdiği dengeler ve hepsinin
sonucunda başlayan ufak çaplı bir kaçma kovalamaca oyununa sahne olan bir bölüm
izleyiciye sunulurken olan bitenin yoğunluğu yetmezmiş gibi son sahnenin sürpriz
yumurta misali orta yere bırakılmasıyla akıllarda da deli sorular kaldı.
Sözün özü; aksiyon
silsilesi gibi bir bölümü geride bıraktık.
Önceki bölümün sonunda
telefonlara gelen bilinmeyen numara kaynaklı mesajlarla açılan bölümde başlayan
gizem silsilesi, Asya’nın ailesinin de kaderin bir oyunu gibi şehir dışına çıkmasıyla
birlikte esas çiftimizin yakınlaşmasına alan hazırlamış oldu.
Kızın evini bulduğu
yetmezmiş gibi odasına kadar giren ve hem ona hem de Tolga’ya karşı mesajlar bırakan
bu psikopat takipçinin yarattığı endişe ile birlikte Tolga’da artan koruma içgüdüsü,
kızların onlara taşınması ile sonuçlandı. Böylece hava ve zemin Asya’yla Tolga’nın
yakınlaşıp daha çok vakit geçirmesine elverişli bir hâl aldı.
Bir kısmı Suzan’a şov
teması altında olsa da ikili için gayet eğlenceli olan havuz sahnesi, onu suya
atmaya niyetlenen Tolga’nın kucağındayken ‘anca beraber kanca beraber’ diyen
Asya’nın hali, sette geçirdikleri süre boyunca Tolga’nın Asya’ya karşı tavırları,
Asya’nın bir telefonuyla hemen onun yanına koşması, onu korumak için çabalaması
ve Selin’le Tolga’yı konuşurken gören Asya’nın bu kez seyirci kalmaması ikisinin
aldığı yolu gözler önüne serecek nitelikteyken bu takıntılı takipçi olayı en çok
ikisinin arasındaki buzların erimeye devam etmesine yaradı.
Hatta buzlar o kadar
eridi ki arada kaynayan havlular ve dizi içindeki dizi için planlanan
sahnelerde değişikliler, kenetlenen parmaklar oldu…
Olaylar, gizemli takipçiyi
yakalamak uğruna Tolga’nın evinde öpüşme sahnesinin çekilmesine kadar geldiğinde
setin eve taşınması ve kaçma kovalamaca gibi bir çekimin başlamasına kadar
uzandığında giden elektriklerin sonucunda ortaya çıkan sapık avı ise yine
evlere şenlik anlar ortaya çıkarttı desek yalan olmaz hani.
Ellerde fenerlerle başlanan
körebe oyunu, her şeyden memnuniyetsiz olan Selin, sahne çekmeye çalışırken
yerlerde yuvarlanan yönetmenle Bahri Bey, kafasında Süper Mario bateri ile ava çıkan
Hakan, camdan içeri girmeye çalışan Kadir ve onu yakalayan Nesrin, yırtık çoraptan
çıkar gibi ortalarda beliren Selçuk, çelik tepkisi ile Ninjalara taş çıkartacak
bir performans sergileyen Hediye ve her şeye rağmen el ele kalan AsTol çifti
gayet şenlikliydi yani.
Gerçi, söylemeden geçemeyeceğim
bir detay var ki olan her aksiliğe rağmen çekilmeye karar verilen öpüşme
sahnesi sayesinde yakalanan sapık kişisinin neden böyle bir şeye kalkıştığını ve
Asya’ya neden takıntılı bir hale geldiğini izleyici öğrenemeden olayın kapanması
ve aksiyonun değişmesi arada bir tık boşluk bıraktı. Hiç olmazsa bir itiraf
sahnesi görsek fena olmazdı diye düşünüyorum. Zira bütün bölüm bu takıntılı takipçinin
yarattığı aksiyon çerçevesinde şekillendi, hiç olmazsa sapığın hikayesine dair
az da olsa bir şey duyabilirdik.
Her şeye rağmen bölüm
sonu, birçok kişi tarafından beklenilenin aksine öpüşme sahnesi sırasında ya da
sapığın yakalanmasıyla değil de sürpriz yumurtadan çıkan bir itiraf yakalama,
hatta sobelenme ile bittiğinde ise deyim yerindeyse birçok izleyen ‘Hoppala
bayram!’ moduna kalakaldı diye tahmin ediyorum. Çünkü bölüm sonu canavarı niteliğindeki
bu sahne ile birlikte zaten karman çorman olmuş kartlar yeniden çorba oldu.
Videoyu gören Bahri’nin
vereceği tahmini tepki ile birlikte fragmanda verilen yeni aksiyonların birleşimi
epey tuhaf, Tolga’nın kıskançlık krizleriyle birlikte ortaya çıkacak hallerini
izlemek ise eğlenceli olacak gibi duruyor. Değil mi?