Eve: İntikam, cenazenin fragmanı!

Eve: İntikam, cenazenin fragmanı!

İntikam zor, acılı bir süreç. Ecnebiler “He who seeks vengeance must dig two graves: one for his enemy and one for himself” der, dilimize “İntikam istiyorsan iki mezar kaz” olarak geçmiş. Aslında intikam yapılan kötülüğü, bir çeşit, cezalandırma yöntemi. Ya da kaybedilen gücü yeniden kazanma yollarından sadece biri. Küçükken düştüğümde gülenlere görürsün sen, pislik deyip iteklemişliğim çoktur. Zaman ilerleyip, aklım başıma geldikçe, düşündüm. Neden karşılık vermek zorundaydım? Zamanıma, emeğime yazık değil miydi? Ama içimde de kontrol edemediğim bir ateş vardı. Kontrol edemiyordum. Yakın zamanda gökten yüreğime bir his indi, bugüne kadar bana kötülük yaptığını düşündüğüm herkesi affettim, yeter ki bundan sonra ayağıma bağ olmasınlar, dedim. Hayatımda aldığım en doğru kararmış.

Ben filmi kapattım. Ama Lee La El’inki yeni başlıyor. Sabırsızlıkla beklediğim ve sonunda. La El’in cenaze fragmanı, Eve, merhaba!

Hikâye Lee La El (Seo Yea Ji)’in babasının öldürülmesiyle başlıyor. Katilleri ise adaletin yargılamayacağı kadar “güçlü”. La El’in ailesi bu olaydan sonra dağılıyor ve o da babasına, kendisine ve sonuçta ailesine bunu yapanlardan intikam olmak için yıllarca hazırlanıyor. La El’in hedefinde Kang Yoon Kyum (Park Byung Eun) var. LY grubun başı. Yasak aşk, para, intikam, ihtiras, güç savaşları. Herkes, herkese karşı savaşıyor, çocuklar bile.

Eve’in ilk tanıtımını izlediğimde, tanıtıma âşık oldum. Bu ilk görüşte aşkın nedeni belli. Hayatımın bu dönemimde yıvış yıvış romantik Kore dizisi izleme modunda değilim. Daha yetişkin hikayeleri, ekrana daha çok bağlıyor. Kılıçların havada çarpıştığı, mental olarak vurdulu kırdılı hikayeler izlemek istiyorum. Güç ve iktidar bağımlısı bir kadın olarak ekranda da böyle kurguları izlemek istemem normal olmalı. Bununla birlikte ekrandan sinematografik olarak kalite aktığını da görebilirsiniz. Kurulan dünyanın benzer özellikleri olduğundan mıdır, bilemem, bir Penthouse kokusu da burnuma geldi. Oh, mis! Çok özlüyorum. Burada, parantez açmayı gerekli görüyorum. Penthouse, dönemin pandemi şartlarında en yüksek yere ulaştı. Kervan, bir şekilde yolda dizildi. Tadı tuzu başkaydı, Eve’de de o elektrik var. Göreceğiz.

Aslında Eve, “Aman Tanrım, ne kadar da orijinal bir hikâye, karakterler ne kadar farklı!” dedirtmiyor. Ancak ilk iki bölüm itibariyle kalite ve izlenebilirlik vaat ediyor. Çünkü zaten, intikam ve seksapel ekranda her zaman satar. Ancak, gözlemlerim ve tahminimce hem Kore hem de bizim gibi uluslararası izleyiciler, sadece intikam peşinde koşan üç-beş kişinin hikayesi etrafında tek boyutlu dizilere doydu. Amma velakin şu da bir gerçek ki, Eve, dünyanın en muhafazakâr toplumlarından biri olan Kore’de, PT2 dediğimiz saat diliminde yani 22:30’da sevişme sahnesini yayınlıyor. Üstelik yavaş çekim ve birden fazla sahne. Demem o ki dünya döndükçe bir şeyler değişiyor. Oturup Hallyu – Kore Dalgası, şöyle büyük bir pazar, dizilerin Kore ekonomisine getirisi şöyle diye anlatmayacağım. Ama Eve özelinde ve genelinde bakınca bazı tabuların yıkılması hoşuma gidiyor. Eve, ilk değil, son da olmaz umarım. Bu da tvN farkı diyelim.

Konumuza dönersek, Lee La-El, Kang Yoon-Kyum ve Han So-Ra! Hepsi birbirinden soğuk ve libidoları yüksek karakterler. La El zaten yola intikam için çıkmış bir kadın. Aşırı plastik bulanlar var, olabilir. Alev alev. Dokunan yanıyor. Han So Ra ise… Sanırım uyuyan devi, uyandıracaklar. Çünkü paranın gücünü de alıp bugüne kadar böyle gelmiş bir kadın ve gerçek bir yılan izlenimi var. Bu iki kadını çarpıştırmak yangına bir varil daha benzin dökmek demektir ki benzin olmuş 27 TL. ^^ Eve kadınlarını izlerken içim bir ürpermedi değil. Bir yandan da üzüldüğümü de söylemeyeliyim. Sevişmek, çiftleşmek insanın en ilkel ve en temel içgüdüsü. Buna rağmen, insanlık olarak gerçek bir duygusallık yığınıyız ve romantizm arıyoruz. Bu temel gerekliliğimizi karşılarken bile rol yapıyoruz. Birinci çoğul şahıs kullandığıma bakmayın, yukarıda adı geçen üçlüden bahsediyorum. Adamın bedeninden ruhunu alırlar da kimse farkına varmaz. Bu şeytan sofrasında en sempatik ise Seo Eun-Pyeong gibi duruyor. Ama ne yapalım yani? En Sempatik Kim? yarışması yan kanalda canım, yallah! Yine de oynadığı her rolün hakkını da verir, severiz. 

Öyle duruyor ki, Eve'de kadınlar zeka ve libidolarıyla çarşıyı pazarı karıştıracaklar.

Özetle; Eve, nezdimde güzel bir açılış yaptı. Kore dizilerinin avantajları ve dezavantajlarını da kullanacaklar gibi. Bir yandan on altı bölümde her şeyi önümüze sererken diğer yandan vasat bir son bizi bekliyor olabilir ki bu durum genelde romantik komedilerde bu şekilde. Eve'in Kore dizileri içinde masterpiece olacağı ihtimali kesinlikle ağır basıyor. Yine de sonuna kadar izleyip göreceğiz. İzleyecek olan herkese iyi seyirler dilerim.





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER