Ekranların en özel projelerinden biri olan Menajerimi Ara dün akşam son kez izleyici karşısına çıktı. Kadrosu ilk açıklandığında büyük heyecanla direkt orijinal diziyi hatetmiş biri olarak söze başlamam gerekirse, ilk bölümü izledikten sonra, hem kadrosuyla hem fragmanlarıyla artan beklentilerimin karşılandığını görüp büyük bir sevinç yaşamıştım. Dix Pour Cent'ı da keyifle izlemiştim ama o Avrupai soğukluğun yanında Menajerimi Ara'nın o sıcak ve samimi ruhu beni hemen kendine bağlamıştı. Tabii özellikle senarist değişikliğinin (buraya kocaman bir "ah" geliyor) etkisiyle eski halinden bir nebze uzaklaşmaya başlasa da her pazar akşamı bu diziyi izleyeceğimi bilmek mutlu ediyordu. EGO ahalisiyle öyle bir bağ kurmuştum ki tüm kusurlarına rağmen izlemekten kendimi alamıyordum, zira işin arkasındaki güzeller güzeli ekip her kusurun üstünü kapatıyordu.

Bu nedenle başta Barış Falay, Canan Ergüder, Fatih Artman, Ayşenil Şamlıoğlu, Ahsen Eroğlu, Deniz Can Aktaş, Serhat Teoman, Özge Borak, Gamze Karaduman, Semi Sırtıkkızıl, Nazlı Senem Ünal, Bedir Bedir, İdeal Beran Kotan, Buse Sinem İren, Duygu Şen, Caner Erdem, Yaprak Medine, Aslı Mavitan, Zeynep Oymak ve emeği geçen tüm oyunculara, EGO koridorlarını arşınlayan tüm ünlü konuklara, yönetmenlerimiz Ali Bilgin, Deniz Çelebi Dikilitaş ve Elif Turgay başta olmak üzere 45 hafta boyunca bizleri bu hikayeye ortak eden herkese ne kadar teşekkür etsek az. 

Kısacası uzun, zorlu ama bir o kadar da keyifli bir deneyimdi Menajerimi Ara'yı izlemek. Özellikle pandemi döneminde hepimizin ruh hali yerlerdeyken ekranlarımıza güneş gibi doğmasıyla her şeye rağmen akıllarda iyi bir yer edineceği kesin. En azından benim için öyle olacak. Henüz acımız taze olsa da bir kaybı yad etmenin en iyi yolu onu en güzel haliyle hatırlamaktır ve bu yüzden bugüne kadar olup bitenleri hatırlayacağımız nostalji turuna sizleri de davet etmek isterim. O zaman arkamıza yaslanalım, şarkımızı açalım ve girizgahı daha fazla uzatmadan başlayalım.