Finale
doğru 3 bölüm -artık iki bölüm var- vardı, ben ve tüm izleyiciler çok olaylı
bir final bekliyoruz. Ve hakkımız da bunu beklemek. Çünkü 4 yıllık bir emek var
ortada... Bölüm beklediğim gibi değildi. ‘Niye böyle dedin?’ diye
soracak olursanız, buyurun yazıya. Keyifli okumalar.
Öncelikle
Yamaç’ın rüyası ile başladık. Yazının başlığı gibi, bölümün de temel konusu;
odaklandığı nokta “Kökünde ölüm olanın, dalında ölüm olur”du...
Aslında bi’ Karaca-Yamaç vedası lazımdı ve oldu da. Bu rüyanın etkisi ile Yamaç,
Çukur için yenilenmeye gitti. Yani uyuşturucu ile temizlenmiş Çukur’u, ‘Bu
sefer tam anlamıyla temizlemek lazım.’ dedi ve ilk işi, Amca’nın
(Erdenetler ve Baykal’ın-Efsun’un şirketleri) paravan olarak kullanışı işleri
almak oldu. Finale doğru bu konular güzel adımlardı. Fakat bu hikâyeyi full
bölüme yayınca ve başka olaylar beklediğim için tam aradığımı bulamadım. Bölümü
ikiye ayırıyorum. Düğün ve düğün öncesi...
“Finale
doğru, vedalar” ve Finale doğru, Koçovalı Ailesi” (Bu yazıları okumak isterseniz, RaniniTv’de
bulabilirsiniz.) adlı yazılarımda, bu aile konusu üzerinde durduğum için bu
yazımda değinmek istemiyordum. Fakat değinilmeyecek gibi de değil. ^^
Önce bir
aile tespiti yapalım: Akın, ailesinin düşman(lar)ı ile birlik oldu ve dedesini
öldürttü. Bu ekipte Azer vardı ve Karaca ona âşık oldu ve onu öldürdü. Ekibin
bir diğer üyesi Efsun’du ve babasını vurdurttukları kişiye (Yamaç’a) âşık oldu,
Yamaç da ona. Bitmedi, devam edeyim. ^^ Cumali, Yamaç’ın İdris’i öldürdüğü
videoyu izledi ve Yamaç’a sıktı, öldürürcesine. Cumali, Efsun’u öğrendi ve onu
öldürmeye gitti... Vartolu; abisini öldürdü, Amca’yı musallat etti ve Karaca,
Celasun, Emmi öldü... Yamaç; İstanbul’a saldırdı-Erdenetler’in altınlarını aldı
ve abisi, Şenol, Aykut öldü. Sultan; Salih’i Vartolu yaptı, Karaca’yı
delirtti...Tabii en başta, İdris’in yaptıklarını bedelini ödediler. Vb. vb. vb... (Valla kendileri dedi: “Bu
ailede birbirine sıkmayan-silah doğrultmayan kalmadı.” diye. ^^)
Bu
bölümde aile yine bir aradaydı. Cumali-Sultan konuştu, hesaplaştı ve barıştı.
Tahmin ettiğim üzere, oğlunu -ailesini- korumak için amcanın yaptıklarına
sessiz kalmış. Fakat ilk baştan beri, ağır ve güçlü olduğu ifade edilen bir
Sultan Koçovalı vardı, İdris Koçovalı’nın Çukur’una sahip çıkmayarak bu gücü
yok oldu. Aileyi, önceki yazımda da belirttiğim gibi: ‘Bu ailenin içinde
Damla’nın özel bir yeri var.’ diyerek bitiriyorum...
Yamaç,
kökünde ölüm olduğunu biliyor ve bunun için bir adım attı. Keşke Efsun, Damla
bu yeni işlerin içinde aktif olsalar. Bu konuda yorumlar da okudum ve kendi
fikrim de böyle. Çünkü ikisi de başarılılar, başarırlar...
EfYam’ın
düğünü vardı... Ve Nehir karakterini çok sevdiğim için EfYam övecek değilim.
(Efsun’u dizide bir sebepten seviyorum. O da Efsun’u Damla Sönmez’in canlandırması.
Damla Sönmez, bayıldığım ve çok değer ve verdiğim biridir. ‘İyi ki’ diyorum...
Ve aslında Damla Sönmez’in oynadığı film-dizi-tiyatrolar için bi’ derleme
yazısı yazmalı mıyım? Bu fikri sevdim, olabilir.)
EfYam’ın
düğünü çok kısaydı, ben olsam; ilk bir saate bu değişimi yapar, ikinci bir
saatte hem düğün hem de Şahram ile aksiyonlu bir bölüm yapmayı düşünürdüm. Ve
böylece finale iki bölüm kala Şahram ve amca ile çok zorlu bir mücadele
olacağının sinyali verilirdi. 10 dk. küsur düğün ve az Şahram izledik... Ve kaç
kişi öldü ama düğün yapıyorlar, bu Koçovalılar bir tuhaf valla... Bir de bu
dediklerim ile, ilk baştaki ‘Bölüm beklediğim gibi değildi.’ kısmını
açıkladığımı düşünüyorum.
Bölüm,
Ecevit’in vurulması ile bitti. Aslında çok da olaylı bir durum burası. Çünkü
Şahram gözlerinin önünde Çukur’un adamını vurdu ve Çukur insanını esir almıştı,
hem de ortalık yerde. Şimdi burada durup konuşacaklar mı? Bu iki bölüm çok
aksiyon ve olaylar bekliyorum.
Bir de
İsmet karakteri boşuna mı diziye girdi, Gazeteci n’oldu, Çukur isyanda yazan
gençler vardı, bunlar Çukur’un insanı mıydı? (Ben ilk başta Karakuzular
demiştim.) İşte bu soruları merak ediyorum, bakalım...
Vakit
ayırdığınız için teşekkür ederim...