Çukur: Finale doğru, Koçovalı Ailesi

Çukur: Finale doğru, Koçovalı Ailesi
Bir önceki yazımda Aile olayı çoktan bitti de, bakalım...demiştim. Bu bölüm üstüne basa basa aile konusunu işleyip, bir aile olduklarını hatırlayıp, içlerini döktüler. Ben artık bu aile olayına fazla takmıyorum. Tamam güzel konuşmalar var, güzel sahneler var ama çok olay yaşadılar be! Bilemiyorum...
 
Selimin emanetine çok güzel baktınız!
 
Karaca, Selim’in emaneti idi. Ve tüm Koçovalı erkeklerinin, Amca’nın onu gömdüğü yerin başındaki üzüntüsünü ve çaresizliğini çok iyi hissettim/k... Akın’ın yaşadıkları, Vartolu’nun bitmişliği, Cumali’nin sessizliği ve Yamaç’ın Efsun ile konuşması; hepsi çok gerçekçiydi ve hepsi bize bu durumu hissettirdi... Tabii Meke var bir de. Celasun için duyduğu üzüntüyü ve pişmanlığı hissettim... Aslında tüm kaypak Çukur’un pişmanlığını ve eski Çukur’a dönüşünü izledik...
 
Not: “kaypak” mecaz olarak: Verdiği sözü tutmayan, sözsüz, dönek (kimse).
 
KORUYACAKSIN! Öyle mi aslan parçaları? Emmi gitti lan! Celasun nerede oğlum? Benim yeğenimi aldı lan sizin amcanız! Karacam gitti lan benim!..
 
Çukur’a bir konuşma da Cumali yaptı. Demin Çukur için “kaypak” dedim. Çünkü istediklerinde ‘Biz Koçovalılar için ölürüz. diyorlar. Fakat hep bir muhtaçlık hep bir mahcubiyet ile Biz mecburduk algısı oluşturuyorlar. Hikâye ve senaryo olarak, eski-yeni Çukur çatışmasını, Çukur’un değişim hikâyesini çok güzel işlediklerini düşünüyorum. Ama benim derdimin Çukur’un durmadan taraf değiştiren -Koçovalı ailesindeki kişilerin tarafında olmaları dahil- bir mahalle olması.
 
Damla, tüm Koçovalı erkeklerinden daha değerli, mert ve delikanlı benim için. Belki delikanlı doğru bir tabir olmayacak ama; Çukur erkek potansiyelli ve algısıüzerinde oluşturulan bir dizi olduğu için bu tabiri kullandım.
Not: Kadın karakterler, güçlü kadın karakterler benim için dizi fark etmeksizin olması gerektiğini düşündüğüm ve olduğunda çok mutlu olduğum bir durum. Umarım hep güçlü kadın karakterler izleriz...
 
Cumali’nin konuşmasının ardından ve Damla’nın etkisi ile beraber, Çukur; Koçavalılar’a eski günlerdeki gibi yardım etti. Artık öyle böyle demeden Çukur eskiye döndü, dönüyor ve izleyeceğimiz üç bölüm boyunca Amca’nın yardım alacağı kişi ile uğraşacaklar. Üstüne basa basa bu kişini ismini vurguladılar. Bakalım, bu kişinin finale doğru etkisini merak ediyorum...
 
Abi! Beni yalnız bırakma. Ben de sensiz çok eksiğim. Ne olur beni yalnız bırakma.
      
3. sezon 19. bölüm, kişiler: Salih ile Yamaç. Dipte, kuyuda boğulmak isteyen Yamaç. Ve onu o dipten, kuyudan çıkartan; boğulmaktan kurtaran Vartolu.
 
 * 4. sezon 36. bölüm, kişiler: Vartolu ile Yamaç. Dipte, kuyuda boğulmak isteyen Vartolu. Ve onu o kuyudan çıkartan, boğulmaktan kurtaran Yamaç.
 
Birinde maç yaptılar, Vartolu dövdü. Bu bölümde araba anahtarını almak için küçük çocuklar gibi, abi kardeş gibi dövüştüler. Tamam bunlar iyi, hoş ve eğlenceli. Fakat Yamaç’ın, bu kadar olayın ardından; Vartolu’ya hiçbir şey olmamış gibi davranması beni çok ikna etmedi. Yamaç, Vartoludan hesap sorsa nolur? veya Bıraksa, Vartolu kendini öldürünce nolucak? diyeceksiniz. Doğru. Fakat Vartolu’nun Yamaç’ıçıkarttığı kuyu ile Yamaç’ın Vartolu’yu çıkarttığı kuyu çok başka. Biri, tüm ailesi, sevdikleri için yaptı. Biri, Çukur’u ve aileyi korurum diye olanı biteni görmedi, kendi dediği gibi görmek istemedi. Yani demek istediğim bu iki durumun farklı olduğu.
 
Dizide; Azer, Yücel ve Sultan sevmediğim karakterlerdir. Sultan ile ilgili bir şeyler demeden önce, sevmediğim isimleri belirtmek istedim. ^^ Sultan, Ayşe ile konuştu ve Ayşe oğlunun değerini anlayıp, Koçovalı evine döndü. (Murtaza için üzüldüm diyeceğim fakat o da Ayşe ile evli olmasına rağmen, seviyorum demesine rağmen güvenilmeyecek biri. Tabii Murtaza’nın tarzını, eğlencesini ve her durumdan kurtulmasını ayrı bir seviyorum. Umarım Murtaza bir yerde patlamaz. ^^) ... Sultan, Efsun ile konuştu ve biraz yumuşama oldu. Benim fikrim bu konuda eşitler. Efsun, İdris olayında para olarak yardım etti. Sultan onu bu durumdan dolayı sokağa attı ve o da çilesini çekti. Bence durum eşit... (Nehir’i, Nehir’i geçtim; oğlu ile ilgili hiçbir cümle kurmamış olmasıçok sinir bozucu, Yamaç Koçovalı’nın! Nehir’i özlemiş, çok özlemiş olabilirim.)
 
Cumali ve Saadet’in konuşmasında Saadet, “Bizden bi b*k olmaz.dedi. Çok da haklı. Bu tabir benim de hep vurguladığım aile konusunu açıklıyor. ^^ Yamaç, eve Vartolu’yu getirdi ve Cumali belki, belki değil kesin ilk defa bu kadar yakınlık gösterdi.
 
Ve tekrar Koçovalı kardeşler bir arada... (Bu hayatın heyecanı meyecanı yok!..)
 
Çukur’u tüm günahı ve sevabıyla çok sevdim ve bunu her fırsatta belirtiyorum da. Fakat bir konu var ki, değinmeden yazıyı bitirmek istemiyorum. Bu konu: Amca’nın yerinin bulunması durumu. Bu adam, zeki ve her attığı adımı düşünen biri. Bulunduğu evde 2 koruma olması, Çukur ile mücadele için başka birini beklemesi, medet umması olmadı be!  Hadi bu durumu, Çukur’un tüm depolarını (mallarını) yakması, parasını almasına bağlayalım. Peki, kendini feda eden kişi (Nedim’in) hemen kurtulup, Amca’nın yanına damlamasını hiç beğenmedim. Nedim yerine başka biri onlara fake atsa veya Nedim bunun oyun olduğunu anlayıp onları aldatmaya çalışsa fakat arabada takip cihazı olsa gibi gibi...
 
Çukur bir hafta ara veriyor. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, hiç ara vermeden devam etti bu yıl. Eğer unuttuysam yorumlara yazarsınız. :) Bu hafta ara vermesini sevdim. Final bir hafta daha uzadı. ^^
 
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER