Sen Çal Kapımı: Aşk iki kişiliktir

Sen Çal Kapımı: Aşk iki kişiliktir
Kimse tek başına yaşayamaz sevdasını ya da tek başına başlamaz hiçbir aşk hikayesi. Ataol Behramoğlu’nun da dediği gibi “Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk İki Kişiliktir.” Belki bundandır seven için sevdiğinden yoksun kalmanın ölüm gibi olması… Serkan sevdikleri tarafından hep terk edilmiş ve şimdi Eda’nın başka biri ile olması, yeniden terk edilmesi demek. Ve Serkan, bir daha böyle bir kimsesizliğe dayanacak gücü olmadığını anladı. Serkan’ın ilişkiyi düzeltmeye ve sırrı açıklamaya çalışması elbette ki çok doğru bir adımdı. Ama terk edilmiş ve kırgın Eda’nın bu çabasını nasıl yorumlayacağını hiç düşünmedi; çünkü hala her şeyi tek taraflı ve tek kişilik yaşamaya devam ediyor. Sevgisinin anlaşılmadığını düşünüyor ama Eda’nın dilinden sevgi konuşmayı da beceremiyor.
 
Serkan bugüne kadar bu hikâyeye tek başına yön vermeye çalıştı. Önce sırrı öğrendiğinde ayrılarak, sonra da Eda’nın kendi hayatında eski sevgili ama daimî âşık olarak kalmasına çalışarak.  Serkan merkezinde kendisinin olduğu bir dünya kurmuş ve bu dünyada herkesin pozisyonunu o belirliyor. Ama aşkın bir komutanı yok ve Eda asi bir ruh olarak hayatının başkaları tarafından yönetilmesini sevmiyor. Çok âşık olsa bile, Serkan’ın hayatında kendine başka hayat kuramayan eski sevgili ve daimî aşık pozisyonunda durmak istemiyor. Kendini ve hayatını özgürce yaşamak istiyor; işte bu yüzden de aşk en çok özgür kadınlara yakışıyor. Serkan, Eda ile birlikte ortak bir hayat için beraber karar vermek gerektiğini öğrenecek.
 
Anlaşılmamak ya da anlamamak işte bütün mesele bu desem; çok da abartmış olmam sanırım. “İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de” der George Orwell 1984 'de. Çünkü anlaşılmak; değer gördüğümüzün, yok sayılmadığımızın göstergesidir. İki kırgın yüreğin birbirlerini yanlış anlamalarını ve bundan dolayı daha da kırılmalarını izledik tüm bölüm. Bana gözlerinle değil ruhunla bak demişti Eda, 11. Bölümde hislerini bir türlü anlamayan Serkan’a. Akıl tek başına yeterli değildir karşımızdakini anlamaya, Evren’in gizli dili olan hissetmek devreye girmezse hep bir şeyler eksik kalır.  Yıllar önce katıldığım bir eğitimde iç sesimiz bize hayatımızda ve ilişkimizde yanlış olan şeyleri söyler ama dıştan gelen seslerin yüksekliğinden dolayı çoğunlukla onu duymayız denilmişti. Eda da kalbinin derinliklerinde Serkan’ın ona zarar vermek istemediğini ve hatta Serkan’ın ona âşık olduğunu biliyor ama terkedilmiş olmaktan kaynaklı sesler o kadar yüksek ki, bazen iç sesini ve Serkan’ı duymuyor. 



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER