ShowTime’ın bu sezon büyük ilgi gören Altın Küre ödüllü dram
dizisi The Affair, ilk sezonun
sonunda bize bir cinayetin ip uçlarını göstermiş, o cinayetin faili ve biçimi dışında kalan ne varsa da 10 bölüm boyunca anlatmıştı. İzleyenler için artık sır olmayan kurban, Cole’un
(Joshua Jackson) kardeşi Scotty’den (Colin Donnell) başkası değil.
Meğer bu durum yani hikayede hemen ölme hali aktör Colin Donnell için pek de yeni bir durum değilmiş. Donnell, The CW kanalının çok izlenen dizisi Arrow’da canlandırdığı Tommy
karakterinin ölümüyle önceki dizisine veda etmişti. Tommy’nin ölümünden sonra da iki kez
dizide rol alan Donnell, The
Affair’de de öldüğü halde ekranda ve hikayede görünmeye devam ediyor. Aktörün bu ilginç kariyeri ve ölen karakter olduğu dizide açıklandıktan sonra E!Online durumu bir röportaj ile masaya yatırıldı. Biz de bu röportajı size ulaştırmak istedik. İşte Ezgi Çeltek çevirisiyle Colin Donnell röportajı...
Aktör Colin Donnell, iki seferdir ölüm-sonrası hikayeleriyle ekranda oluşuyla
adeta dalga geçiyor. E!Online
ile yaptığı röportaj sırasında Donnell, The Affair’in yaratıcı ekibinin öldürmeyi planladığı başka bir karakteri
de açıkladı ve Scotty’nin ikinci sezonda olay örgüsüne ne şekilde dahil olacağını anlattı. Bunların
yanı sıra erkeklerin ve kadınların diziyi ne şekilde izlediklerine, kendisinin
hangi bakış açısına daha yatkın olduğuna ve seyircinin neden sezon finalinden tatmin olacağı konularına da değindi.
Colin Donnell, Sean Bean'in izinden gidiyor gibi.
E!Online:
Diziye dahil olduğunda Scotty’nin öleceğini biliyor muydun?
Colin Donnell: Hayır, hiçbir fikrim
yoktu. Fakat bu en başından beri paslaşmalı bir oyun gibiydi zaten. Normalde
pek çok bölümün senaryosu erkenden elimize geçer. The Affair’le ilgili durum ise, son dakikada oldu demek istemem ama
normalde yaptığım işlere pek benzemeyerek, standart dışı gerçekleşti. The Affair projesi onay
aldığında, Sarah Treem bana e-posta aracılığıyla tebriklerini iletti ve ben sadece pilot bölümde oynamıştım. E-postayı alınca, “Bu harika, eğer dizi onaylanırsa benim
için de daha çok sahne yazarlar.” diye düşünmüştüm. Sarah bana tekrar
yazdığında ise “Çok ilgi çekici şeyler var, sabırsızlanıyorum. Daha fazlasını
söyleyemem.” dedi. Henüz hiçbir şey yapmamışken ikinci,
üçüncü ve dördüncü bölümler hazırdı zaten. Sarah’yı bir daha çekimlerin ilk
günü gördüm sonra da beşinci bölümün
senaryosunu okudum. O sırada koltuğumda oturuyordum, kız arkadaşım Patti diğer
odadaydı ve “Yok artık, yine ölüyorum!” diye bağırdım. Bu artık alışkanlık
haline geldi.
EO: Fakat
işin iyi kısmı şu; The Affair’de
anlatılacak o kadar çok hikaye var ki, bu ölüm pek de bir şeyi değiştirmeyecek
gibi görünüyor.
CD: Sarah bana şöyle demişti, “Dizinin merkezinde yer alacaksın.
Çok fazla görünmeyecek olsan bile sezonun gidişatı boyunca merkezde olacaksın.”
Bu benim açımdan çok heyecanlı bir durumdu. Haklısınız, herhangi bir aksilik
çıkmazsa ve The Affair iki, üç, dört
ya da daha fazla sezon boyunca devam ederse, anlatılacak çok fazla hikaye var
ve ekip bunu çok yaratıcı bir şekilde yapıyor. Mesela ikinci sezon kimin bakış
açısıyla anlatılacak, kim bilir? Her ne kadar gelecekte Scotty yaşamayacaksa da,
çok fazla olay meydana gelecek.
EO: Senaryo
ortaya çıkmadan önce kimin öleceğini bilen var mıydı?
CD: Bildiğim
kadarıyla yoktu. Sanıyorum ki herkes Oscar’ın öleceğini
düşünüyordu. Sebebini hiç sormadım, senaryoyu okurken de herkes gibi
çok şaşırdım.
EO: Hayranların
çoğu Cole’un öleceğini düşünüyorlardı, fakat Pacey Witter*’ı öylece öldüremezsin
değil mi?
CD: Asıl
Joshua Jackson’ı nasıl öldürebilirsin? (Gülüyorlar)
(*Pacey Witter, Joshua Jackson'ı ekran yıldızı olma yoluna başlatan Dawson's Creek karakteri)
EO: Diziyle
ilgili en sevdiğim şey detaylar. Ufak noktalara dikkat etmeyi sağlıyor.
CD: Bu dizi için her pazar gazetesinde yayınlanan, benim de kafayı yorduğum ve ilgimi çeken “İki resim arasındaki farkı bul” oyunları gibi demek istemiyorum, Fakat bu hikaye kesinlikle izleyicinin dikkatle seyretmesini, kafa yormasını gerektiriyor. Sizi içine alıyor ve herhangi bir
anda öylece kendini çekemiyorsun.
EO: İnsanlar
bu hikayeyi izlerken bir karakterin bakış açısının diğerininkine baskın geldiğini düşünme
eğilimindeler. Aktör Colin'e nazaran seyirci Colin'de bu durum nasıl?
CD: Tamamen değişti diyebilirim, çünkü bu olayları görme şekline dayalı bir dizi ve
Dominic (West) ile Ruth (Wilson), kim olduklarıyla ve kendilerini nasıl gördükleriyle
ilgili hikayenin her bir parçasını oldukça ikna edici bir şekilde
canlandırıyorlar. Senaryosunu okuyup sonradan da izlediğim dizide gerçeklerin
ortada bir yerlerde olduğuna, onu bulacağıma inanmak istiyorum ve bundan zevk
almaya çalışıyorum. Her birine inanmak istiyorum ve bu gel-gitler hoşuma
gidiyor. “Belki bu hafta Alison’ın hikayesi doğrudur...” ya da “Belki bu hafta
Noah daha haklıdır...” diyorum.
EO: Erkeklerin
Noah’yı desteklemeye, kadınların da Alison’a inanmaya meyilli olduklarını
farkettim. Sen de aynı şeyi farkettin mi?
CD: Biraz öyle. Ayrıca erkekler kendileriyle ilgili kötü yönleri görmek
istemedikleri için Alison’ın düşüncelerini de desteklerini düşünüyorum. Sarah ve
diğer senaristlerin yarattıklarıyla ilgili en havalı şey de bu bence. Konuyla
ilgili tartışmalar her yöne gidebiliyor. İster cinsiyet farkı olsun, ister yaş
farkı, isterse de bekarlara karşı evliler... Doğru olan ile yanlış olana ve bu
iki noktanın arasında kalan her şeye dair herkesin oldukça sert fikirleri var.
EO: İkinci
sezonun farklı bir bakış açısıyla anlatılabileceğine dair bir şey söylemiştin.
Bu noktada böyle bir şey düşünülüyor mu?
CD: Hiçbir fikrim yok. Şahsen ben bunu görmeyi çok isterim. Olayların, sorgulama
odasının dışında kalan tarafını görmek istiyorum ve Cole ile Helen’ın ne düşündüklerini de
bilmek istiyorum. Dünyayı nasıl gördüklerini anlamak istiyorum. Bir karakteri
canlandırmak epey ilginç bir deneyim. Sadece yazarların yaratmış olduğu bir
karakteri değil, başkasının bakış açısıyla sınırlandırılmış bir karakteri
canlandırmaya çalıştığım için ilginç.
EO: Bende
Inception etkisi yarattın resmen.
CD: Çok fazla seviye var burada! (Gülüyorlar) Diğer tüm olayların Alison ve
Noah’dan bağımsız bir şekilde gerçekleştiğini düşünmen gerek. Bir takım olaylar
meydana geliyor ve sen bu olayları onların gözlemlediği şekle sokmaya
çalışıyorsun. Bu kafa karıştırıcı ve eğlenceli bir şey. Bu sürecin sette
gerçekleşip yaratıldığını izlemek çok keyifli.
EO: Çok
fazla bilgi veremeyeceğini biliyorum, fakat Scotty’nin ilerleyen bölümlere
nasıl dahil olacağını söyleyebilir misin?
CD: Söyleyebileceğim tek şey Scotty’nin biraz delifişek olduğu. Düşüncesiz, olan
biten her şeyin içine atlıyor.
EO: Sezonun
orta yerinde kimin öleceğini öğrenmemize çok şaşırdım. Sezonun sonuna doğru
bunun nasıl olduğunu, Scotty’yi kimin öldürdüğünü, bunun bir cinayet olup
olmadığını öğrenebilecek miyiz?
CD: İzlemeniz gerek. Çok fazla şey meydana gelecek, keşke anlatabilsem. Fakat dizi
ikinci sezon devam etmeyecek olsaydı insanlar ilk sezonun sonunda çok mutlu
olurdu. Umuyorum ki ikinci ve daha sonraki sezonlarda devam ettikçe çok daha
fazla şey ortaya çıkacak.
EO: Arrow’dan sonra sana Tommy’nin mezar
taşının nasıl olacağını sormuştum, aynı şeyi Scotty için de sormak istiyorum.
CD: Scotty biraz daha aile odaklı bir adam. “Bir kardeş ve bir oğul olarak,
ailesini çok severdi.” gibi bir şey olabilir.
Kaynak: E!Online