Öncelikler Hercai 2. sezon hayırlı uğurlu olsun. Hem yazmayı
özleyen bana, hem de tüm ekibe.
Bir önceliğim daha var biraz rahatsızım ve bu sebeple bölümü
geç izleyebildim ve belki de bir şeyleri gözden kaçırdım böyle bir durum olursa
uyarırsınız beni. Gelgelelim bölüme, genelde kaldığı yerden devam eden
senaryolara karşı bir ön yargı taşırım. Bunun bronzlaşan oyuncular ile bir
alakası olabilir bilemiyorum. Şaka bir yana sanırım süreç atlatan senaryoları
sevmemdeki sebep karakterlerin de kendi içlerinde birbirlerini özlediklerine
inanma ihtiyacım çünkü ben bir hayli özleyenlerdenim. Bu kişisel görüşümü bir
kenara bırakırsak – ki farkındayım yazının tamamı kişisel – bölüm kaldığı
yerden Rayyan’ın “Hayır”ı ile başladı ama biz sadık seyirciler zaten fragmanda
bu durumu idrak etmiştik. Yaşadıkları düşünülünce hayatına son verecek kadar
kendinden vazgeçtiği bir yerde, o çirkin olaya maruz kaldığı o yerde, sevdiği
adamın ardına bile bakmadan –teorik olarak- gittiği bir yerde evlenme teklifi
almak Reyyan’ın o güne kadar kırgınlık ve kızgınlık sandığı o hissiyatın
aslında çok daha fazlası olduğunu anlamasına sebep oldu. Birinci sezon için yer
yer Miran’ı affet artık desek de bazı gerçekleri değiştirmiyordu bu. Demek sil
baştan başlamak için çok daha fazlası gerekliymiş, mesela güven. Güven bir ilişkinin
omurgasıdır ve bu ilişkinin ne tür bir ilişki olduğunun da önemi yok
sevgililik, arkadaşlık, akrabalık vs. Bu sebepten Reyyan’ın güvenme ihtiyacı
sorusu “Bizim için intikamından vazgeçer misin?“ oldu haliyle, fakat Miran’dan
beklediği cevabı maalesef alamadı. Hatta Miran, Azize ile konuşurken bunun
ötesine geçip, sezon finalinden önceki bölümlerde Hazar’ın onda yarattığı soru
işaretlerini bıraktığımız yerde bertaraf etmiş ve Hazar’ın bir insanı
öldüremeyeceğine olan inancını da kaybetmiş. Oysa kardeşim dediği Fırat’ı
Reyyan’ı kaçırırken şaşırtma amaçlı kullandığı anlarda bundan emindi. Acaba o
da mı bir koşu bir yerlere gitti kulübeden.
Reyyan’ın hayır demesi biz biliyoruz ki Miran cephesinde bir
vazgeçiş değil aksine iç sesi ile konuşup daima Reyyan’a giden yolların
kazandığı bir maraton. Bunu yalnız biz bilmiyoruz artık, kara gözlü Azize de
biliyor. Azize’nin buz tutmuş yüreği için bir heves olduğu düşüncesi mi bu Miran
ile Reyyan’ı evlendirme gayreti yoksa daha ötesinde tanıtımlarda gördüğümüz
bebek için mi her şey derseniz ben oyumu C şıkkından yana kullanırım. Neden mi?
Fark etmemiş olamazsınız, ikinci sezon da beraberinde bir sürü sırrı getirdi.
Şimdi Gönül’ü boşanmaya zorlayan etken ne? Azat’a attığı iftira olamaz o ortaya
çıktı, e Yaren ile olan ittifakı olamaz solda sıfır kalır çünkü geriye ne
kalıyor bilemedim açıkçası kaçırdığım bir yer oldu mu diye de dönüp dönüp
baktım ama yok. Sır sayacımız dolmak üzere bence. Ama tabi her şeyin baş mimarı
olarak görünen Nasuh cephesinde de Ayşe’miz var ve bir adet yangın ortasında
kalan “Hanife” var. Sanki herkes bir kukla ve ipler Azize’nin elinde. Bu kadar
herkesin yapacağı şeyi önceden biliyor olması beni oldukça rahatsız etti.
Şehriyar’a sesini duyurmak isteye isteye Esma ile konuşması da aynı
rahatsızlığa sebep oldu mesela. Ama öncesinde Meclis’in toplanma meselesine geleceğim
aşağılarda. Belirteyim ki Azat bu sezon gözüme bir başka iyi geldi. Kendine
atılan iftirayı atılma amacına uygun şekilde karşıladı bence. Meydandaki kavga
sahnesi bir hoşuma gitti açıkçası. Bunda iki şeyin payı var; 1- Elif’in o
zamanlarda aklımızda soru işareti olan konuşmayı yapmış olmasının sevinci 2-
Nihayet herkesin gözü önünde küçük bir sır da olsa herhangi bir şeyin su üstüne
çıkmış olması. Sırların kol gezdiği dizimizde bir nebze gazımızı aldı gibi
gibi. Ardından meclis meselesi gündeme geldi arkadaş anlamıyorum ki bu Azize
bunu da mı ayarladı. Muhtemel öngörüsü onu planına adım adım götürdü. Yanlış
bir tahminde bulunmadığıma emin olamayarak Miran’a komplo kurdurtacak kadar ve
bunun sonucunda Miran’a bir şey olmayacağına emin olacak kadar yüksek bir
öngörüye mi sahip bu kadın. Bence biraz ütopik bir karakter olma noktasında.
Ben bu Gönül’ün boşanması noktasında Sultan karakterine
hayat veren Gülçin Santırcıoğlu’na parantez açmak istiyorum. Ağladım o an
cidden o yaşatmaya çalıştığı çaresizlik, bıkmışlık, tahammülsüzlük tam
anlamıyla bende yerini buldu. Saksıyı doğru yere atsın isterdim sadece. Cani
Azize kadını akıl hastanesine bile kapatmış. Al sana yeni sır. Ve ben bu
noktada Esma’dan nefret ettim hatta Azize’den de çok nefret ettim. Nasıl bir
iğrenç susuş bu hepsinden daha suçlusun gözümde o masumiyet kisvesi altında bu
yaşananların hepsine ortaksın. Hızımı alamıyorum sinirlenirken o derece...
Uzun zaman sonra ilk defa Miran’a da sinirlendim. Bunun
sebebi de Reyyan’a evet dedirtip babasına olan düşmanlığını devam ettirecek
olması bu benim tanıdığım Miran ile yine tanıdığım Reyyan arasında geri
dönülmesi güç noktalara gitmek demektir. Hazar’ın bir şey yapmadığı ortada, E
Azat’ın bildiği bir sır var o da ortada, Miran ve Reyyan her şeyden habersiz.
Demem o ki Ya Azat ya Hazar bir yerden patlak vermeli. Reyyan Miran’ı kaybetmenin acısıyla yaşamak
yerine ona itimat edip yaralarını sarması ve önüne koyduğu taşları bir bir
yerden almasını umarak evlenme teklifine evet dedi ama içimiz buruk
sevinemedik. Çünkü Azize asla derken kesinlikle olmasını istediği bir şey için
çabaladı. Bunu neden yaptığını tam olarak kimse biliyorum demesin bence çünkü
muhtemelen bilmiyoruzdur. Çok x bir durumdan ötürü de olabilir. Fakat bu noktada konakta Azize’nin gözlerinin
içine Miran’ın aşkından aldığı güç ile alev alev bakan dimdik bir Reyyan gördüm
ve o an Azize’nin hakkından gelecek tek insanın Reyyan olacağı hissine kapıldım
ki bu da etkisi yüksek bir senaryo.
Şehriyar’ın muhbirliğinin ardından Reyyan’ı evlenmeye iten
gerekçe Handan olacak diye bir miktar endişe ettim ama meclise gidip de kan
döküleceğini duyup tepki vermeyip Miran’ın da kanı döküleceğini öğrenmesi ile
hüzünlenen Reyyan yine beni etkiledi. Sonrasında Miran’ın olayını öğrenip
kendinin Miran’daki değerinden emin olarak “Miran benim telefonumu açmamazlık
etmez” demesiyle ilişkilerinin temellerinin aslında tüm bu olayların ortasında
“Güven” sorunu yaşarken bile aşklarına olan inancını belli etmesi tam da
ihtiyacımız olan bir noktaydı.
Reyyan kendisini çağırdığında Speedy Gonzales olan Miran ne
derece Reyyan’ı hayal kırıklığına uğratmaz ya da Azize bu ilişkinin neresinde
olur bilinmez ama bildiğimiz bir şey var Azize heves olarak nitelediği bu aşkın
yangınında yanacak gibi ama Miran ah Miran biraz daha gözünü açman lazım ve
fragmanda gördüğüm başka bir ev fikri umarım gerçekleşir. Reyyan ile Gönül’ün
aynı evde yaşama fikrini Gönül’ün Reyyan’ı boğduğunu bile bile ve daha birçok
etkenden ötürü Miran’ın kabul etmesi ne kadar yersiz ise Reyyan’ın da kabul
etmesi bir o kadar yersiz olacaktır bence.
Aslanbey konağındaki ev ahalisine de bir kısa yer vermek
istiyorum. Avluda meydana gelen her kargaşada herkes bir bir ininden çıkıyor
gibi ardından uzun uzun bakışlar ve sonra kestiiik! Bu durum gittikçe komik
olmaya başladı bari aralarında konuşacakları üç beş replik mi yazılsa?