Filli Boya'nın samimiyetle sınavı: Otur, 10 Puan!
17 Şubat 2015
En baştan söylüyorum, Filli Boya'nın dün gece televizyonda 21:00-22:00 arası reklam kuşağını satın alıp karartmasına çok duygulandım. Muhteşem bir duyarlılık örneğiydi, Filli Boya'ya hem kurumsal hem de özel olarak teşekkürümü ilettim. Dün gece karanlık Kanal D ekrana bakıp, Twitter'da diğer kanalların da ekran kararttığı yolunda tweetler görünce önce bu etkinliği tüm kanalların ortak bir tepkisi zannettim. Galiba hepimiz gibi.. Hatta gözlerim doldu. Galiba çoğumuz gibi.. Birkaç dakika içinde bu eylemi bir markanın akıl edip yaptığını duyunca, bu sefer kanallara kızdım. Hepimiz gibi.. Sonra, ama hemen az sonra önümden "İşte reklam şimdi başladı ha ha ha" tadında tweetler akmaya başlayınca durdum ve düşündüm. Samimiyete inancımız ne kadar çabuk kırılıyor. Ne çabuk şüpheye düşüyor ve muhatabımızı yaralamaya başlıyoruz.. Nasıl da hemen içimizdeki şeytan uyanıyor ve bize iyi niyetli bir oluşuma dahi kulp takma ihtiyacı hissettiriyor...
Kendimi ayırmıyorum bu kitleden. Çünkü ben de bu karatma eylemini önce televizyon kanalından bekleyen ve marka olduğunu duyunca kırılanlardanım. Ancak, biraz düşününce şunu anladım: bu karatma eylemini televizyon kanalları yapsaydı bu sefer de, "Vay şurda burda onca insan öldü ekran mı kararttın da şimdi bık bık bık" sorgulaması başlayacaktı. Kesin bilgi. Sanırım Ekşi Sözlük yetiştirmesi olduğum için "Troll" müessesesine karşı bağışıklığım var ve sıradan insana nazaran daha dayanıklıyım troll zokasına.. "Kutsalıma dokunma" diyenlerden de değilim. Dokun. Dokunabilmelisin... Ancak bazı durumlarda niyetten bu kadar çabuk şüphe etmenin muhatabı değil de bizi kirlettiğini düşünüyorum.
İçimizi yıkadın Filli Boya, teşekkürler!
Böyl işte..
R.