Filme geçmeden önce Alan Turing'den biraz bahsetmek isterim. Kendisi İngiliz matematikçi, bilgisayar bilimcisi ve aynı zamanda kriptologdur. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi ordusunun ''Enigma'' adındaki bir şifreleme makinesini kendi ürettiği bir kod kırıcıyla etkisiz hale getirip, pek çok Alman şifresinin kırılmasında önemli rol oynamıştır. Bu vesileyle de Alan Turing, savaşın arka plan kısmındaki gizli kahramanıdır. Turing; Steve Jobs, Albert Einstein, Nikola Tesla gibi tarihte iz bırakmış pek çok bilim adamıyla beraber anılabilir. Nasıl Einstein, izafiyet teorisini geliştirip zamanın ve her türlü cismin göreceliliğine inandıysa;Turing de makinelerin düşünme yetisine sahip olup başka bir makinenin düşüncelerine nüfuz edebileceğini açıklayarak kendine has bir teori geliştirmiştir.
İşte filmde, Alan Turing'in İkinci Dünya Savaşı'nda yaptığı bu gizli kahramanlıkları, bilime olan katkıları anlatılıyor. Alan Turing, İngiltere'nin en profesyonel kod kırıcılarından oluşan bir ekiple Enigma'yı deşifre edecek başka bir makine geliştirerek savaşın süresini de bir anlamda kısaltmak için uğraşıyor. Morten Tyldum, salt ve sıkıcı bir biyografiden ziyade ilgiyi sürekli ayakta tutan ve drama yanı da ağır basan bir film çekmiş. Matematikle uğraşan bir bilim adamı ve senaryosunda da çoğunlukla teknik terimler geçen bir filmi, izleyici, kıvrak sahne geçişleri ve bilhassa Benedict Cumberbatch'in samimi performansıyla sıkılmadan izleyecektir bence. Keza, Turing'in ''homoseksüellik'' suçuyla (!) yargılanma süreci de hikayenin sürükleyici unsurlarından biri haline geliyor. Oyunculuklar konusunda sivrilen tek kişi Benedict Cumberbatch. Sherlock dizisiyle yakaladığı çıkışı, oynadığı diğer filmlerde pek değerlendiremeyen Cumberbatch, Alan Turing rolüyle filmdeki diğer oyunculardan rol çalıyor ve filmi sırtlayıp götüren tek isim oluyor. Yardımcı rolde karşımıza çıkan Keira Knightley fena değil ama yeteri kadar öne çıktığı da söylenemez.

Benedict Cumberbatch, Oscar'ı alır mı bu sene?
Alan Turing gibi çok fazla bilinmeyen bir bilim adamı ve kahramanın hayatı, İngiltere'nin dönem portresi hakkında belgesel niteliği taşıyan, The Imitation Game, izlenmesi gereken bir film. Oscar açısından sürpriz yapma potansiyeli olduğunu düşündüğüm filmin en büyük kozuysa özellikle Benedict Cumberbatch!
*Senaryo, filmin olmazsa olmazıdır ama bazen kurgu da bu konuda öne geçebiliyor. William Goldenberg'in kıvrak kurgusu gibi.
*Finale doğru hikayede ufak tefek aksamalar var.
Filmin Notu: 5/3.5