Uzun zamandır bu yazıyı yazmanın hayalini kuruyordum. Uzun bir yazı olmasın diye yüzlercesinin içinden hangi bakışları seçmeliyim diye düşünürken, Miray Daner yine boş durmayıp unutulmayacak bakışlarına bir yenisini ekleyiverdi gelen 2. sezon tanıtımıyla. Öyle sıradan, izleyip geçilecek bir tanıtım değil bu. Ne suretle demir parmaklıklar ardına kapatıldığını bilmediğimiz bir Hilal var. Fiziksel ve psikolojik bir şiddetin içinde. Aklını kaçırmak üzere desek yeridir belki. Bu koşullar altında İzmir Marşı’nı söylemeye gayret eden bir Hilal ve onu susturmak isteyen bir yunan askeri. Askere attığı bakışla ürperen tüyler… Sahnenin devamını bilemem. Bildiğim bir şey varsa, az sonra şiddetin hangi yüzüyle karşılaşırsa karşılaşsın o marşı sonuna kadar söyleyecek bir Hilal gördüğümdür. Korku, evet. Nefret, evet. Ama o kararlılığı nasıl kondurdun sen gözlerine? Önünde çok uzun bir zaman var ve Miray Daner’in neler yapabileceğini düşünürken heyecanlanıyorum. Heyecan bir yana onu izlemek için sabırsızlanıyorum.

“Kader böyle imiş ey garip ana, kanım feda olsun güzel vatana.”
Son sözlerime gelince; üşenmeyip araştırdım oyunculuğuna hayran olduğum bu kadının adının anlamını. Türk Dil Kurumu “ay gibi ışık saçan” diyor Miray için.
Bize ay tutulması yaşatan bu kadının ışığı hiç sönmesin.