Diana, halkı daha önce Kraliyet'in yapmadığı şekilde kucakladı
Diana'nın Kraliyet ailesinin geri kalanı gibi halka karşı katı ve mesafeli bir tutumu yoktu. Eğer ona çiçek uzatan bir çocuk görürse eğilir çiçeği alırdı. bir hastane ziyaretine gittiyse hastanın yatağının kenarına oturu onunla kırk yıllık dostu gibi sohbet ederdi. Halkla tokalaşarak ve onların arasında durarak aradaki mesafeyi kapatmayı tercih etti.. Evliliğinin ilk aylarından itibaren sosyal sorumluluk projelerine önem verdi. Engelliler topluluğuyla birlikte çalıştı ve onlarla bir bağ hissetti. Onların acıları, yalnızları ve güvensizlikleri Diana'yla yankı buldu.
Bu empati genç prenseste duygusal zekanın ve sosyal zekanın oluşmasını sağladı. Yüzlerce ölüme sebep olan ve "çağın vebası" olarak anılan AIDS hastalığının ve Hiv hastalarının toplum nazarında dışlanmamasına büyük katkıları oldu. AIDS koğuşlarını ziyaret etti. Hastalara dokunurken eldiven takmaması ve onların elini tutması ortalığı karıştırdı. Önemsediği ve toplumun dikkatini çekmek istediği konularda ününü kullanmayı öğrendi. Özel hayatında ve evliliğinde mutsuz olsa da Diana kendi rolünü ve nihayetinde hayatını tanımladı.