Diana Spencer'ın aristokrat bir ailesi vardı. Spencer Ailesi çiftçilik yapan ve koyunlarla uğraşan şanslı bir aile oldu ama Diana sıradan biri olmaktan uzaktı. Sandringham Estate'te dünyaya geldi ve bir kız çocuğu olarak herkesi etkiledi. Her zaman sınırları zorlayan birisi olsa da bu, onun sonraki hayatının değişmesini sağladı.

Diana 6 yaşındayken annesi başka bir adamla kaçtı. Ailesi bu gerçeği ondan gizledi ve annesinin tatile gittiği söylenen Diana, kapıda oturup onun dönmesini beklerdi. O zamandan sonra kendisini sürekli izole hissetti. Dadıları ona ihtiyacı olanı asla veremedi. Diana'nın büyürken yanında sadece küçük erkek kardeşi vardı.

Ancak bale Diana için bir kaçış oldu. Dans etmeyi seven Diana, doğal bir performans sanatçısı gibiydi. Ne yazık ki yatılı okulda dansseçmelere girse de balerin olmak için çok uzundu ve o da step dansına ilgi duymaya başladı.Genç kızken saatlerce pratik yapardı ve danstaki romantizmi severdi. Belki ruhundaki romantizimden, belki de Barbara Cartland romanlarını çok sevdiği için kaderinde büyük şeylerin olduğu fikri aklında daima yer etti ve bu onu peri masalını yaşamak için bir prensi 'kapmaya' kadar götürdü.