Geçtiğimiz Mart
ayında ilk sezonunu sonlandıran ve 26 Eylül’de heyecanla beklenen ikinci
sezonuna başlayacak olan This is Us dizisinin, NBC’nin son zamanlardaki medar-ı iftiharı olduğunu
söylemek yanlış olmaz. Dizinin ikinci sezonunun fragmanı yayınlandığında hüngür
hüngür ağlayanları gözümle gördüm! Emmy ödül töreni öncesi dizi şerefine
düzenlenen davette olanlara henüz girmiyorum bile; en son bu kadar gözyaşını ve kağıt mendil kullanımını Babam ve Oğlum’da görmüştüm sanırım.
This is Us, yazar, yönetmen, yapımcı Dan Fogelman’ın (Crazy
Stupid Love, Cars) yarattığı, kalabalık bir ailenin hikayesini anlatan bir
dizi. Eski şarkıcı, şimdilerde tamamen oyuncu Mandy Moore, Heroes dizisinden hatırlayacağınız Milo Ventimiglia, yıllardır bir
sürü yapımda karşımıza çıkan ve en son The
People v. O.J. Simpson: American Crime Story ile yıldızı parlayan Sterling
K. Brown ve American Horror Story
mezunlarından Chrissy Metz gibi oyuncuların yer aldığı dizinin bizdeki muadili
sanırım ancak Yaprak Dökümü olabilir;
aynı tat, aynı doku!
Kalabalık oyuncu
kadrosu ve dizinin yaratıcısı Dan Fogelman’ın katılımıyla Paramount Studios
salonunda düzenlenen davette, sahnedeki her oyuncu için yine gözyaşlarının sel
olup aktığı klipler gösterildi, yeni sezonun biraz daha “karanlık” olacağından
bahsedildi ve söylemiş miydim bilmem ama bol bol ağlandı.
Kliplerle
birlikte gittikçe uzayan söyleşinin ilk yarısını sinir küpü olarak geçirdim
zira artık algıda seçicilikten mi bilmiyorum, moderatör hanımefendi, sahnede
yedi erkek, iki kadın varken o iki kadını 45-50 dakika boyunca asla
konuşturmadı. Bu konuda moderatörü mü yoksa programı/klipleri hazırlayan
organizatörü mü suçlamalıyız bilmiyorum ama her ikisi de başrolde yer alan o
iki oyuncuyu kukla diye oturmaya çağırdıysanız keşke zahmet etmeseydiniz, onlar
da haberi ertesi gün gazetelerden okurdu. Söyleşi başladıktan yaklaşık 50
dakika sonra Mandy Moore ağzını açtığında, dizide yer almaktan ne kadar mutlu
olduğunu, gösterilen kavga sahnesinin tek seferde çekildiğini takriben üç
dakika anlattı ve hop söz yine Milo Ventimiglia’da. Chrissy Metz de bir saat
sonra konuşabildiğinde durumu Moore’dan farklı olmadı. Maalesef bu tür
panellerde çok sık rastlanan bir durum; sadece kadınlara değil, dizi ve
filmlerin yazarlarına, yönetmenlerine sohbet boyunca hiç söz hakkı
verilmediğini de gördüm ama özellikle kadınlara, hem de bir kadın moderatör
tarafından yapılan bu muamele biraz can sıkıcı. Hollywood da pek seksist demiş
miydim?
Neyse, ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey. Söyleşi, klipler
arasında adeta dizinin ikinci sezonuna dair bilgiler geçidi şeklinde ilerliyor.
E haydi buyurun spoiler yumağına: Yeni sezon bir doğum günüyle açılacak fakat hikaye, genç
Rebecca (Mandy Moore) ve Jack’in (Milo Ventmiglia) yukarıda bahsettiğim kavgasının
hemen ardından devam ettiği için büyük bir kutlama beklemememizi salık veriyor
Dan Fogelman. Bu iki karakterin o kavgadan sağ çıktığını ama işlerin hemen
düzelmeyeceğini söyleyen yazar, uzun soluklu bir barışma izleyeceğimizin
sinyallerini veriyor.
Bölümde ayrıca Beth (Susan Kelechi Watson) ve Randall’ın
(Sterling K. Brown), yeni bir evlat edinmeyle boğuştuklarını görecekmişiz. Sohbete
sonradan katılan Watson, canlandırdığı karakterin işine geri döneceğini ve
kocası Randall’ın evde iki çocuğa bakacağını gururla anlatıyor. Üstelik Chrissy
Metz’in canlandırdığı Kate Pearson da yeni sezonda şarkıcılık kariyerine
başlayacakmış, haydi bakalım. Tabii ki hepimizin aklına gelen soru, ileride
Mandy Moore’un karakteriyle bir düet olur mu? Cevabı: Neden olmasın a dostlar?
İkinci sezona dair bilgiler bitmiyor: Kate (Chrissy Metz)
ile Toby’nin (Chris Sullivan) bu sezonda evlenmesi mümkün ama Fogelman bir kez
daha sezonun bir düğünle açılmayacağını söylüyor. Kutlama mutlama yok, dağılın
kardeşim! Bu arada panele katılan ve az da olsa konuşma hakkı tanınan
oyunculardan biri de American Horror
Story’den hatırlayacağınız ya da benim gibi erkek halini her gördüğünüzde
“Bir yerden çıkaracağım ama nereden?” diye 20 dakika düşünüp sonra hatırlayacağınız
Denis O’Hare idi. Randall’ı zamanında terk eden babası William Hill’in (Ron
Cephas Jones) ilişki yaşadığı Jesse isimli homoseksüel karakteri canlandıran
O’Hare, konuk oyuncu olarak girdiği her sahneyi çalan harika bir oyuncu.
Dizinin yaratıcısı Dan Fogelman, yazarlar odasında William karakterinin
geçmişine dair ne yapacaklarını tasarlarken, eşcinsel ilişkinin şok etkisi
yaratacağını düşündüklerini belirtiyor. Gördüğünüz gibi Hollywood sistemi
çoğunlukla formüle dayanıyor: “Eşcinsel ilişkiyle ayrı bir kesime hitap etsek,
kilolu kızla da izleyici yüzde 10-15 artar, zaten evlat edinilmiş Afro
Amerikalı karakter önemli bir rolde ve o da evlat edinme taraftarı, aile
kalabalık, dramı da bastık mı al sana sevilen dizi.”
This is Us, 17
Eylül’de yayınlanacak Emmy ödüllerinde toplam 11 ödüle aday gösterildi.
Bunların arasında, En İyi Dizi İyi, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Chrissy
Metz), En İyi Erkek Oyuncu (Sterling K. Brown, Milo Ventimiglia) ve En İyi
Yardımcı Erkek Oyuncu (Ron Cephas Jones) var. Diziye Emmy yarışında başarılar,
ikinci sezon için de şimdiden bol gözyaşı diliyoruz.