Dolunay: Mağdur aşçı zalim patrona aşık

Dolunay: Mağdur aşçı zalim patrona aşık
"Denizin bir kuralı vardır; sen balığı değil balık seni seçer. Serbest bırakırsın o isterse geri döner.’’ 

Yani Ferit diyor ki; ben seni bırakıyorum, sen istersen ben buradayım. Dolunay bayram hediyesi gibi olmayan bir bölümle bir haftayı daha geride bıraktı. Peki biz neler mi hissettik bu bölümü izlerken. Gelin bakalım, inceleyelim, eleştirelim, övelim, hayal kuralım. Hadi biraz bölümü kurcalayalım ama özellikle Ferit ve Nazlı’ya odaklanalım.

Asuman’ın hatasını, birbirine ne kadar ihtiyacı olduğunu henüz anlamamış iki aşığın çekmesi pek adil bir durum değil. Nazlı’nın, Ferit Bey’den Ferit’e bile geçiş yapamamış olması ise daha içler acısı. Gerçeği söylemek gerekirse hemen aşka düşsünler istemezdim ama bu kadar Deniz’i her yerden çıkaracak bir durum da yoktu sanki. Bölüm boyunca Deniz’in Nazlı’yla flört etme çabasını izledik desem gayet yerinde olur. Zaten bir önceki yazımda da, Deniz’in Hakan konusunda çok kilit bir karakter olduğunu ve ilerleyen bölümlerde taraf değiştireceğini söylemiştim. Bunun sinyalini rakı masasında almıştık ama bu kadar erken beklemiyorduk. Deniz hakkında söylenecek çok şey var ama bir o kadar da onu yazmak istemeyen bir Basiba var. Yazılacak olsa Alya’dan başlanır ve ne yaptığını anlamaya çalışılır Deniz’in. Ah ne mümkün! Deniz’in Alya konusunda ne yapmaya çalıştığı hiçbir şekilde anlaşılmıyor. Bu konuda acı çeken ve hakkı yenilen tek taraf Alya. Buna da bir el atılsın. Ezdirmeyiz. Bir de bunun üstüne Nazlı’ya şarkı yazıyor. Serenat yapacak herhalde (!) Şarkısına verdiği isim de çok manidar ‘’Bir Aşk Var’’. Bir aşk var haklısın çocuğum. Yalnız o aşk sen ve Nazlı değil. Bunu en kısa sürede farkına varmanı istiyorum. Sen de haklısın. Neden mi? Nazlı hiç sana arkadaşız mesajı verecek şeyler yapacak gibi durmuyor da ondan!



Muallakta olan tek olay bu da değil. Geçen bölüm Fatoş ve Engin’in adı bile geçmemişken bir anda Tarık faktörünün unutulup sevgili hamlesi yapılması ne kadar doğru tartışılır. Tarık’la daha tencere kapak misali olsalar da Engin’le daha çok yakıştırdığımı söylemek isterim. Buna rağmen bu şekilde olmasını istemezdim olayın. Çünkü sevgililiklerinin hemen ve öylesine gerçekleştiğini görüyoruz. Bir anda durup dururken Tarık devre dışı oluyor. Bu kadar kolay sevgili yapılan çiftin diğer bölümlerde ayrılabileceğini ve Fatoş’un Tarık’a dönüş yapabilecek duruma getirebilecekleri de düşünülmeli. Fatoş böyle bir karakter olmasa da son 2-3 bölümdür gözler önüne serilen tablo aslında tam anlamıyla bunu gösteriyor. 

Bunları sindirmeye çalışırken Asuman’ın bu kadar Tarık-Fatoş desteklemesinin sebebinin Engin’de gözü olması olabileceği gibi başka neler olabileceğini henüz bilemiyoruz. Asuman’ın düşünerek hareket etmediğini zaten görüyoruz. Yine de kendisini bazen düşünmeye davet ediyorum. Malum onun yüzünden biricik ablası bir türlü kendini aşkın kollarına teslim edemiyor ve gittikçe saçmalıyor. 
 
Hakan-Demet cephesi hakkında konuşmak istiyorum ama bölüm boyunca sadece Deniz’i izlemişim gibi hissettiğimden her cümlem ona çıkacakmış gibi geliyor. Ferit’in de dediği gibi Hakan çoktan zehirlemiş Deniz’i. Zaten o da Ferit’i karşısına alacak bir durum için zaman kollamıyor muydu? 

 

Ferit-Deniz ikilisi arasında gelişen olaylar daha da çıkmaza girecek mi tahmin edemiyorum ama Ferit gibi ben de Deniz’e buradan soruyorum; ‘’Hangi sıfatla ödüyorsun o tazminatı sen? Hangi sıfat?’’ Deniz kim de bu kadar kendine güveniyor onu da merak ediyorum. Bir gün başına çok iş aşacak bu hareketleri. O zaman da Ferit abisine değil Hakan eniştesine gitsin derim. 

Hakan ve Demet’in ne olursa olsun asla bir tehdit oluşturduklarını düşünmüyorum ancak Demet eski nişanlısını sevmeye devam etmek yerine biraz kocasını sevmeye çalışabilir. Bu bebek konusu Hakan’ın çok zoruna gidecek gibi malum geçen bölümlerdeki Bulut sahnelerinde kendisine sempati duydum diyebilirim. Bu sahneler sayesinde kendisiyle kurduğum üst düzey empati aklıma gelince onu içten içe daha çok seviyorum sanırım.

Bulut demişken asıl konumuzun unutulduğunu da görüyoruz. Gösterilen tablo şöyle; minik canavarın Demet’ler de sorunu yok arada da dayısı ve amcasını görüyor. Ne güzel(!) Peki Bulut’un bile aile tablosu kurması! Dayım, Nazlı ve ben diyor çocuk başka bir şey demiyor. Bulut’u unutmayıp biraz daha onun üstünden olayları görsek. Nasıl olabilir derseniz. Mesela düşünelim düşünelim. Artık ortaya mı çıksa şu fotoğraf mevzusu. Nazlı’nın her dakika söyleyeceğim deyip sonra bir şey olması ve söyleyememesi artık biz izleyenleri yormaya hatta sıkmaya başladı. Buna bir el atın be gözünüzü seveyim.  



Şimdi gelin biraz başa saralım. Post-it sahnesiyle başlayan maceramız yine post-it çılgınlığıyla devam ediyor. En başta hiçbirimizin Ferit’i sevdiğini düşünmüyorum. Hatta bu kurallarını fazla bulduğumuzu çok net hatırlıyorum. Ama bakın, bu adam son 3-4 bölümdür harcanıyor. Hem de Nazlı tarafından. Koskoca Ferit Aslan’ın bu duruma geleceğini düşünemezdim. Gelmesini de istemezdim. Bu adam bu kadar koşarken ‘’hak etmedim bunu’’ derken Nazlı’nın kaçmaktan başka çaresi olmadığına kendini inandırması bana Ferit’e yapılmış en büyük haksızlıkmış gibi geliyor. Adama baksanıza resmen DEĞİŞTİ. 


 
-İtalyan lisesi mezunu olması nedeniyle son bölümlerde sıkça karşımıza çıkan İtalyanca kokan sahneler çok güzel. Artık ileri de ‘’ti amo’’ repliği de görürüz.’’ 

Nazlı’nın gözünün içine bakarak ‘’para avcısı’’ diyen adam şuan ‘’İstifa ederek sadece yemek yapmaktan kaçarsın benden kaçamazsın öyle bir şey yok.’’ diyen adama dönüşürken Nazlı’nın dönüp ‘’Sizle benim aramda hiçbir şey olamaz.’’ demesi Ferit’e haksızlığı geçtim bize haksızlık. Kaç bölümü geride bıraktık ve elimizde olan tek romantik sahne sarhoşken olan bir öpücük. Biz de bunu hak etmedik. Acilen çözüm getirilmesi gereken üç konuyu buraya bırakıp veda etmeye hazırlanıyorum.
 
• Fotoğraf mevzusu artık çözülsün.
• Nazlı’nın Deniz’e biraz mesafe koyduğu kısma geçebilir miyiz?
• Karakterlerin duyguları biraz daha kesinleşse fena olmaz hani. 

Koskoca 10 haftayı geride bıraktık ve ben son bölümlerde yerimizde saydığımızı düşünüyorum. Sırların ortaya çıkıp -Kiralık Aşk gibi olacaksa beni atın ateşlere sezon finali bekleyemem bence senaryo da bekleyemez- kovalamacının yer değiştirdiğini görmek istiyorum. Romantizm kokan sahneler istiyorum. Bölüm bitince bölümü tekrar tekrar izlemek istiyorum. Biraz Nazlı ve Ferit’e saygı istiyorum. Emek istiyorum ve 11.bölüm fragmanını bekliyorum. Daha güzel daha sağlam bölümler izlemek dileğiyle. Sizi seviyorum. 



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER