İstanbullu Gelin: Sen ağlama Süreyya, dayanamam

İstanbullu Gelin: Sen ağlama Süreyya, dayanamam
İstanbullu Gelin’i izledikçe daha çok seviyorum ve karakterleri tanıdıkça her birine ayrı ayrı hak vermeye başlıyorum, İpek hariç elbette. İpek henüz neyi neden yaptığı konusunda zerre inandırıcılığa kavuşmadı gözümde. Onun dışında herkese ısındı kanım, Süreyya benim bebişim ve Osman’ı herkesten çok seviyorum ama Esma’yı bile sevdim geçtiğimiz bölümde, tarihe not düşmek isterim.

Buna vesile olan şey elbette Süreyya’ya verdiği beklenmedik destekti. Bebeğinin bir takım rahatsızlıklarla doğma ihtimaline karşı onu doğurmak isteyen ve Esma Hanım’ın ona karşı çıkacağına adı gibi emin olan Süreyya’nın karşısına geçip de ‘Bir minik meleğe sahip çıkamayacaksa, koruyup kollayamayacaksa Boran adı neden var?’ dedi, üstüne bir de ‘Sen şimdi anne oldun’ diye de ekledi ya, dünyanın en güzel ters köşesini yaptı bize. Faruk ve Süreyya arasında geçen  ‘Annem sana ne yaptı?’ ‘Annelik’ diyalogu Nilüfer’in kurşun gibi sesinden Son Arzum ile birleşince en taş kalpli insanı bile pamuk helva yapmıştır diye tahmin ediyorum. Böyle vıcık vıcıklığa kaçmadan insanı can evinden vuran dram her zaman bulunan bir şey değil, değerini bilelim isterim. Yazanın, çekenin ve oynayanların eline sağlık.


Sen hep mutlu ol

Gözümün nuru Süreyya’nın gözyaşları ile geçmedi neyse ki bölüm, bir de o ağır görüntüsünün altında ne kadar romantik bir insan olduğunu bir kere daha ispat eden Faruk’un balonları sadece Süreyya’nın değil, hepimizin yüzümüzü güldürdü. Süreyya ‘İçimde kırmızı balon taşıyan bir çocuk var, ben kaybolunca hep yolumu bulayım diye ama sanki şimdi bütün balonları kaçmış gibi onun da. Öyle hissediyorum.’ diyince kalkıp ona sarılmak geldi içimden, Faruk da aynısını hissetmiş olmalı ki balonlarla doldurdu balkonu.  Yalnız Faruk’u kınıyorum ve ona laflar hazırladım zira uçan balonlarla oyalanmak yerine karısına bir an evvel çocuğu olduğu gerçeğini anlatsa ve üstüne bir de o çocuğun Emir olduğunu söylese çok iyi eder. Bu kızın kalbi dünyanın en güzel kristalinden yapılmış, kırmaya gelmez.

Bir sonraki bölüme kadar kırmızı balonlarınız hiç eksilmesin dilerim. İyi seyirler.

Not: Süreyya’yı balonlarla gören İpek’in alt dudağını titreterek yaşadığı kıskançlık beni aşırı mutlu etti ama bundan bahsetmeyecek kadar iyi kalpli bir insanım, İpek’le İpek olmam. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER