Haftalık mizah dergisi Penguen,
Nisan sonunda 4 sayı sonra kapanacağını paylaşmıştı okurlarıyla. Bu duyurudan
sonra bir sürü yazı çıktı medyada, bir kısım dergi yönetimini eleştirirken,
başka bir kısım onları eleştirenleri eleştiriyor, ‘Bugüne kadar neden
konuşmadılar?’ diye soruyordu. Son dört sayı duyurusunun bile giderayak ‘para
kaldırma’ amacı taşıdığını söyleyen ekip üyeleri de oldu, üzüntülerini paylaşan
ve elden gelen bir şey olmadığını yazanlar da. Kim haklı kim haksız diye
anlamaya çalışmadım açıkçası zira bu gibi durumlarda her şey yanı başlarında
yaşanmış gibi ahkam kesenlere, sadece çizer-okur ilişkisi içinde oldukları
insanlarla ilgili en yakın arkadaşlarıymış gibi atıp tutanlara çok
sinirlenirim, bunu yapmak istemedim. Sadık bir mizah dergisi okuru olarak
ilgilendiğim kısım, derginin yayın hayatına bu hafta son verdiği.
Lisede her Perşembe koşa koşa HBR
Maymun alırdım, her Cumartesi Leman (yaşımız da çıkacak ortaya ama), ayıla
bayıla okuduğum, çok güldüğüm, gülmekten de öte bana bir milyon başka ufuk açan
yazar çizerlerle orada tanıştım. Çok büyük bir klişe haline gelen ve artık bir
dalga geçme cümlesi olarak kullanılan ‘güldürürken düşündürmek’ tam da mizah
dergilerine yakışan bir tabirdi bir zamanlar. Atilla Atalay diye bir adam
olduğunu bilmeden yaşayıp gidebilirdim mesela, dünyanın en saçma hayatı olurdu.
Met Üst’ü tanımayabilir, Bahadır Baruter’in çizgilerini bilmeyebilirdim, onu
tanımasam Mine Söğüt de okumazdım ve neler kaçırdığımı ruhum bile duymazdı. Can
Barslan’ı hiç okumasam absürt mizah diye yutturulmaya çalışılanlara inanabilir
ve güzel şaka nedir aklıma bile getirmeyebilirdim.
Bir zamanlar internetler böyle
elimizin altında değilken, caps diye bir kelime bilmez ve Yiğit Özgür karikatürleri
ofis maillerinde dizi dizi forward edilmezken Selçuk Erdem hayvan karikatürleri
çizerdi sonra, koyunların baygın bakışlarına, ineklerin o endişeli gözlerine, ‘Padişah
olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?’ diye soran naif adama saatlerce
bakardım. Bir karikatürün marifeti katıla katıla güldürmekten başkadır bence,
güldürmenin bin çeşit türü vardır çünkü ama her çizgide ayrı bir detay olan,
her taraftan ince gören çizgiler başka güzeldir. Her nesil için mizahın akışını
değiştiren kişi başkadır, benim için bu kişilerden biri Selçuk Erdem’dir.
Şimdi Penguen kapandı diye bütün
bu anlattıklarım bitmedi elbette ama Penguen’in kapanması, mizah dergilerinin
ilerleyen nesiller için ne olursa olsun eskisi gibi bir anlam ifade
etmeyeceklerinin bir hatırlatması gibi. Alışkanlıklarına aşırı bağlı biri
olarak oldukça hüzünlendiğimi söyleyebilirim. Güle güle Penguen, iyi uçuşlar.