Dada Dandinista dün 6.bölümüyle Star Tv ekranlarındaydı.
Gecenin konukları arasında Erkan Kolçak Köstendil, Canan Şimşek, Ece Seçkin, Ferman
Toprak yer alıyordu. Engin Hepileri ve Elena Viunova, 19:40 uçağı ile Denizli’den
İstanbul’a dönüp programa katılacaklardı ancak yoğun sis nedeniyle THY
seferleri iptal oldu ve sadece Engin Hepileri ara ara canlı telefon
bağlantılarıyla programa katılmaya çalıştı.
Aslında Engin Hepileri’nin programa bu şekilde katılabilmesi
Dada’nın dünkü bölümünde izleyenleri hayrete düşüren o meşhur hayra vesile oldu
bana kalırsa. Zira Bayülgen’in programına Denizli’den Nilay Yılmaz adında bir
hanımefendi telefonla bağlandı ve programda babasının akciğer kanseri olduğunu
söylerken aynı zamanda babasının terminal dönemde olduğunu söyledi. Yani babası
kısa tabirle tıptaki ‘ex’ konumundaydı’. Programda babasıyla birlikte bu
hastalıkla yaşayanlar için de insanların duyarlı olmalarını istedi (kendisi de
halihazırda bir sosyal sorumluluk projesi yürüttüğünü belirtti) ve babasının
sıkı bir Ferman Toprak fanı olduğunu söyledi. Bunun üzerine Ferman Toprak,
babasına özel bir tespih gönderdi ve popüler şarkısı ‘’Hayatı Tesbih Yapmışım’’ı
babası için seslendirdi. Ardından Okan
Bayülgen de çoğu kişiyi ikiye bölen bir jest yaptı Nilay Hanım’a. Okan
Bayülgen, Nilay Yılmaz’a babasının Engin Hepileri hayranı olup olmadığını sordu
ve Nilay Hanım, bu soruya olumlu yanıt vermekle birlikte babasının Hepileri’yi
gençliğindeki aktörlere benzettiğini söyledi. Bunun üzerine Okan Bayülgen, yeniden Engin
Hepileri’ye bağlandı ve durumu anlattı. Hepileri de taahütsüz,içten bir şekilde
ertesi sabah Nilay’ın ailesini ziyaret edeceğini söyledi ve Nilay’ı canlı yayında
öyle mutlu etti ki o hissiyatın gerçekten yaşanması gerektiğini düşünüyorum.
Program sırasında atılan tweetleri de takip ettim. Okan Bayülgen, bu
hayrı yaparken gülümsüyordu. Hatta bazılarına göre koptu kopacak. Şahsen ben
öyle olduğunu düşünmüyorum. Evet Okan Bayülgen, konukları ve seyircilerinin en
ufak bir pürüzünü,hatasını görsün kendisine malzeme çıkarır. Güzel güzel
eğlenir ve çoğunlukla konukların da hoşuna gider. Ama orada tek dileği,
kafasındaki iyiliği gerçekleştirmekti. Bunu yapacağı için de mutluydu ve bu gülme dürtüsünün Okan Bayülgen için bir hissiyat olduğunu düşünüyorum. Yani
Okan Bayülgen, gayet samimi bir şekilde Nilay Hanım’a unutulmayacak bir jest
yaptı ve Engin Hepileri de ‘’sanatçı’’ kavramının ne demek olduğunu herkese
göstermiş oldu.
Öte yandan programda Erkan Kolçak Köstendil, hem inceden
inceye Okan Bayülgen’i kısa sözleriyle tatlı bir şekilde mağlup ederken Ulan İstanbul’daki
karakterinin neden bu kadar başarılı, Yağmur: Kıyamet Çiçeği’nin neden bu kadar kıymetli olduğunu söylerken sinema sektörünün de genel bir panoramasını çizdi.
Tabi Okan Bayülgen, önce Erkan Kolçak Köstendil’in gözlerine ve ismine takılmaya başlayınca
olanlar oldu.Erkan Kolçak Köstendil’in isminin zor söylendiğini hatta bunun
sevişirken bile etki ettiğini söyledi ama Erkan Kolçak Köstendil, zoru sevenleri şey
yapıyoruz o zaman… diyerek Okan Bayülgen’in de takdirini kazandı.
Napiyim bakmim mi?
Medya Arkası bölümü bu sefer 2 taneydi. Bu Tarz Benim, Ahmet
Çakar’ın (Okan Bayülgen’in deyimiyle felsefi) spor programı, çeşitli sabah kuşağı
programlarından oluşan kolajlar cidden bu sefer iyi seçilmiş ve eğlenceliydi.
Okan Bayülgen’in videolarla ilgili yaptığı benzetmeler de cabasıydı zaten.
Bazen abuk yerlerden giriyor ama bazen de lafı gediğine oturtturuyor
bence. Misal Canan Şimşek’in klibinde
belki biraz edepsiz ve uygunsuz bir şekilde tasvir etti ama gayet de komikti
bence. O benzetme de duvara sürtünen sanatçı koreografilerdi. Hoşuma gitti bu
durum.
Ece Seçkin’i ilk defa izledim. Okan Bayülgen’in dediği gibi zarif,seksi,
güzel ve sesi kadife gibiydi. Ulan İstanbul’un hit parçası Yanarım’a öyle bir
yorum kattı ki level atlattı baya. Seslendirdiği şarkılar da öyleydi.
Yeni yıla Ece Seçkin ile birlikte girmek isteyenler 31 Aralık Hilton Convention Hall 2'de gerçekleşecek ''New Year 2015'' e şimdiden biletlerini alsın derim
Programın geri kalanında ise 18 Aralık’ta Okan Bayülgen
tarafından seslendirilecek ve Zorlu Center PSM’de gerçekleşecek , "Şeb-i
Arûs" ile ilgili konuşuldu. Bayülgen, Mevlana’nın sözlerini
seslendirecek.
18 Aralık 20:30'da Zorlu Center PSM'de..
Ben aslında doğru düzgün talk-show izleyen biri değilimdir.
Hakkını vermek lazım tabi Beyazıt Öztürk bu işin ustası. Mesut Yar desen
muhabbet konusunda tecrübeli ama Okan Bayülgen’in özellikle Dada’sından ayrı
keyif alıyorum. Okan Bayülgen, bu programda Kanal D’deki şovlarına göre biraz
daha üsturuplu, naif ve entelektüel tarafını gösteren davranışlarda bulunuyor.
Bence iyi de yapıyor. Ama dediğim gibi malzemeyi bulursa kullanmaktan da
vazgeçmiyor. Tüm bunlara rağmen Okan Bayülgen’in, konuklarıyla yer yer alaylı
sohbetleri olsa da samimiyeti olduğunu düşünüyorum. Hadi şunu da yapayım, bu da
olsun diye geçiştirecek bir sunucu değil ki rejiyle de kafa buluyor ara sıra.
Kısacası, Dada Dandinista ile beraber Okan Bayülgen’i daha
iyi tanıdığımı düşünüyorum. Zaten ben onu Shrek,Garfield gibi filmlerde yaptığı
dublajlarıyla tanıyordum daha çok. Bir gün muhabbet de etmek isterim açıkçası.
En azından kendini kasmıyor. Bohem,dağınık ama açık sözlü. Dün tweetlere de
şöyle bir bakınca şunu çıkardım: ‘’Okan Bayülgen, herkes tarafından sevilecek
bir adam değil. Okan da zaten bunun peşinde değil. İşte ben o yüzden seviyorum.’’ Dünkü programda da yaptığı jest gayet samimi
ve içtendi. Kurmaca bir telefon ya da Okan’ın prim yaptığını düşünmüyorum bu
hayır işinden. Umarım Nilay Yılmaz ve babası da çok mutlu olmuştur. Ve ben
inanıyorum Engin Hepileri mutlaka onları ziyaret etmiştir. Keyifli de bir
programdı. Programın sonuna kadar da bir an olsun gözlerim şişmedi, esnemedim.
Okan Bayülgen, gerçekten de uykusuzların kralı. Önümüzdeki bölümlerde
yeşilçamın kült avantürlerine de el atacağı söylentisi var. Umarım bu
gerçekleşir.