21. bölüm yine kaldığı yerden devam eder "Evlen benimle. Cevap vermeyecek
misin? Bana biraz zaman ver. Cevap yok yani. Hayır var tabii var sadece bu soru
biraz karmaşık oldu benim için biraz sadeleştirmeye ihtiyacım var. Emim mi
değilsin? Hayır senden de kendimden de çok eminim lütfen güven bana sadece
birazcık zamana ihtiyacım var. Peki." Neriman ve 200 bin faktörü
yüzünden gönlü istese de hemen evet diyemeyen Defnem çekirdek takımıyla
birlikte parayı ödemek için yollar ararlar.
İso Defne’ye Yasemin’le birlikte olduğunu söyler “Ahaaaa Allah seni bide ciddi mişsin
cinnet yok artık. Öyle zaten. Nasıl yani ya şimdi senin sürekli bahsettiğin aşk
bu muydu? Oydu hala da o. İso Yasemin kötü bir kadın bana neler yaptı sen
hatırlamıyor musun? Biliyorum Defne ama o bana neler yaptı sen bilmiyorsun?
Hani derim ya durduğun yerden bakınca her insan yarımdır bir o kadar da yerin
altındadır diye azcık eşelemek lazım Defo görünmeyeni görmek lazım. Benim
tanıdığım Yasemin bana yetti. İnsanlar değişmez mi Defne? Hem gönül bu sen söz geçirebiliyor musun uzak
durabiliyor musun? Yok yok ben öyle hemen kapatamadım o konuyu içime
sindiremedim sindiremiyorum yani. Kızgın mısın? Ben biraz düşüneyim tamam mı?”
Kırmızı kapının önünde kendini bekleyen Ömer’le çarpışır Defnem
incinen ele konan minik bir busenin iyileştirici gücü devreye girerken çilekli
muzlu çikolatalı bir mutfak sohbeti eşlik eder bize” Ömer Efendim Defne Şu dün
geceki teklifin şimdi Sinan Beyle barıştın Sinyorla işler yolunda hafif
sarhoşluk falan Beni sarhoş eden sensin. Teklif geçerli yani Israrcıyım Ama
şimdi biz sevgili olmayı bile tam beceremedik öyle pat diye Tamam ordan
başlayalım o zaman. Bu gün büyük gün ha Ömer İplikçi’nin muhteşem dönüşü. Fena
denk geldi ama Neye denk geldi? Çıkmak zorunda olmasak neler yapardık neler Da
şimdi çıkmamız lazım Kısmet artık başka zaman”
Hulusi dede Sude’ye deneyimlerini aktarır “Yaşanmışlık ne kadar zor bir
şeydir bilir misin? Görmeyene görmediğini anlatmak çok zordur. Akıl ne yazık ki
iş işten geçtikten sonra insana bağışlanan bir şey. Sen yaşlılık nedir bilmezsin
ama ben gençlik nedir iyi bilirim”
Bir asansör diyaloğu daha yaşanır bizim Deföm arasında. Asansör
bizim aşıklar için en önemli iletişim mekandır “Abim falan evleniyor Sıra sana
geldi o zaman. Yok ben ondan demedim. Bir tanışmak ister misin onlar seninle
tanışmak istediler de. Bahsettin yani. Eee yani. Tabii olur onlarda merak
ediyorlardır Defo’larını kim istiyor diye. Onun gibi bir şey. Tamam ben gelirim
sizin oraya. Bizim oraya tanışmaya” Mutluluğun ışığı her yanı
aydınlatırken Sude Sinan’ın Helen’ini öğrenmek için Yasemin’le işbirliği yapar. Canı yanacak çok
insan olacaktır bu işbirliğinden.
Ömer Sinan’a Yasemin konusundaki fikrini ve olanları anlatır”
Beni bir kere kandırırsan bu senin ayıbın iki kere kandırırsan benim ayıbım göz
yumduğum için. Ben bana yalan söyleyen biriyle diyalog falan kurmam benim için
bitmiştir” Ömer İplikçi
kanunları bunlar kati kesin esnekliğe gelmeyen ve kurallarından asla taviz
vermeyen bir insan Ömer İplikçi. Defne
borcunu ödeyebilmek için Sinan’dan maaşına zam ister %300 oranında. Anlık güç
gösterisi ve koz uzmanı Sude İplikçi annesi kılıklı entrikalar kraliçesi Sude
İplikçi planını devreye sokar. Defnem bu kadar borcu ödemek için çabalarken
Sinan ve Necmi neden bu kızcağıza yardım etmezler anlamış değilim tek safoz
olan Defnem değil zaar. Zam alamadığı için üzgün odasına dönen Defne’nin yanına
Ömer gelir “ Defne neyin var? Bir şeyim yok. Canın sıkılmış belli ne konuştunuz
Sinan’la? Yok yok ben sana söylemedim bu genç yeteneklerin eğitimine kabul
edildim bugün başlıyorum. Çok güzel haber tabii gördüler böyle yeteneği
kaçırmak istemediler. Ee bi ışık gördülerse demek ki İlk ben gördüm ama onu
kimse kendine mal etmesin. Seninle çalışmalarımızın çok önemi oldu ne
öğrendiysem senden öğrendim. Boynuz kulağı geçecek belli rakip olacağız ha. Yok
ben senle hayatta kapışmam. Aaa neden bence acayip eğleniriz. Valla bence hiç
eğlenmeyiz çünkü sürekli sen kazanacağın için hiç eğlenceli olmaz. Hafife
alıyorsun kendini bu kadar güzel olman yetmiyormuş gibi şimdi bide yeteneğinle
uğraşacağız yani öyle mi? Bana diyene bak Bu kadarına hakkın yok bence”
Meriç hanım sürekli bize ipuçları bırakmış ama biz o zamanlar minnoş
olduğumuzdan tam anlayamamışız ya da ben anlayamamışım diyelim.
Mahalleye Serdar’la tanışmaya Ömer gelir asaletiyle
sportmenliğiyle büyük büyük gelir inceden gönül alma raundunun ilkini başarıyla
kazanır. Bu anda bir adet Ömer İplikçi görünümlü Barış Arduç vardır. Şirkete gelen Ömer ilk olarak Defne’sinin
yanına uğrar “ Nerdesin ya özledim? Napıyosun akşam işin var mı? Olsun mu? Olmasın
hatta bana gel yemek yapayım sana ya da dışarı çıkalım nasıl istersen. Yok sana
gidelim birlikte yemek yeriz. Yalnız kalalım diyorsun. Yani öyle biz bize
olalım. Güzel olur hem senden istediğim şeyler var. Ne gibi tam olarak?
Anlamamış olamazsın dimi? Bi sıcak mı
oldu ya? Bi hararet bastı beni. Kazağını çıkar rahatla? Ay yok bayılsın mı bu
Defne ha bayılsın mı napayım bayılayım mı buraya nasıl yapayım? Yok yok
bayılmasın akşam lazım bana cevap Defne bir soru sordum bi teklifte bulundum
cevap istiyorum malum. Cevap tabii ya cevap sonuçta ben bunu anlamamış olamam
dimi. Akşam bende o zaman. Ayyy adam cevap diyo cevap bende burada kalkmış
ayran delisi gibi ne dicem ben şimdi bu adama ya?”
Defne Ömer’e günlük planını anlatırken “Ben bugün daha çok mesai
sonrasıyla ilgileniyorum. Nasıl? Yani akşam ki planımızdan bahsetsek iş çıkışı
mesela Heee şöyle ki akşam misafiriniz geliyor onu ağırlıyorsunuz. Kız
arkadaşım olabilir mi o misafir? Evet tabii aynen yemek yapıyorsunuz birlikte
yiyorsunuz falan. Desene bugün hiç geçmek bilmeyecek. Üfff sen onu bide bana
sor” Zarif ve ince ruhlu seven Ömer’den üstünde defne yaprağı
yerleştirilmiş kalem seti hediyesi gelir. Hediyesi bile nazik kibar düşünceli
ve naiftir. Hiçbir abartıya kaçmadan gözüne gözüne sokmadan büyük bir
efendilikle düşünülmüş bir hediyedir. Sevinçten deliye dönen Defnem Ömer’e “
Bunların hepsini bitirmeniz lazım tabii çalışabilirseniz. Çalışamıyorum? Neden?
Aklım başımdan gitti tatile götüreyim mi seni? Monterossa’ya gidelim”
Sinan gelir ve hayaller mola vermek zorunda kalır Defne’nin zam istediğini
anlatır hem de%300 sonra Koray gelir Defne’nin mankenlik yapmak istediğini
söyler teker teker gelseniz olmaz dimi yağmur gibi gelin illa Ömer’in gözünde
şimşekler çakar ve gene bi anlam karmaşası yaşar. Klasik bir asansör sahnesi
daha yaşanır o asansörün dili olsa neler neler anlatacak ama işteJ “ Defne bir şeye ihtiyacın var mı? Kursla mı
ilgili? Zaten yeni kalem takımında oldu Yok onu demiyorum benimle her şeyi
konuşabileceğini biliyorsun demi? Evet Birbirimize önemli sözler verme
noktasındayız bence aramızda gizli saklı olmamalı. Evet öyle bende öyle
düşünüyorum ama gerçekten bişey yok”
Defnem kurs çıkışı Ömer’in evine yemeğe gelir” Geldim sen gerçek misin
ya? Hep seni düşündüm. Aklın hep
bendeydi yani. Doğal olarak bu çalan Sevil Berberi dimi hani senin şu ıslıkla
çaldığın seviyorum ben bunu ama zaten ben bunu söylemiştim daha önce. Bişey
sorcam bunun senin için bir anlamı var mı? Bir sürü bişey dinliyorsun ama en
çok bunu dinliyorsun. Neden? Rossini
severim zaten ama bu parçayı bir filmde daha önce hiç duymadığım bir şekilde
duydum o zaman başka türlü sevdim. Bana belli bir duyguyu çağrıştırıyor. Hangi
film hangi duygu? Otto o mezzo 8,5
Fellini adam hayalindeki kızı ilk defa gördüğünde böyle karanlık Alman operası
bir anda İtalyan’a döner bu çalar yani
AŞK olur birden bire”
Ömer Defne'sini şarap uzmanı olan Alp’e götürür tadım tutuna çıkan
Defne yaşadığı çetrefilli sorunlar yüzünden hafif çakır keyif olarak başlar
konuşmaya onu durdura bilene aşk olsun(OLSUN BENCE DE) “Ömer benim eve gitmem lazım? Tamam
bırakıyorum şimdi. Bu akşam ne eğlendik ama bayağı eğlendik öyle böyle
eğlenmedik dimi? Keşke sende şey etseydin amannn boşver sonra birlikte şey
ederiz ne diyom ben acaba? Defne sen çıkabilecek misin? Ömer sakin koca kızım
çıkarım ben hem inerim hem çıkarım. Pişman etme beni şimdi. Allah Allah rahat
ol tamam hadi sen git ben burada durcam sen bin arabana. Defne saçmalama sen
gitsene. Peki madem olur tabi öyle de olur. Heee bişey dicem bişey dicem biz
böyle çok güzel olmadık mı ya? Şahane
olduk şahane olduk. Tanışalım ben Ömer’in Defnesi. Merhaba bende Ömer oluyorum.
Ya sen ne biçim bişeysin ya ben napcam senle. Bilmem ne var aklında mesela.
Ömer var ya sen çok fenasın. Napayım sende döndürmeseydin başımı. Emin misin?
Ben mi döndürüyorum başını? Çok fena ya ben şimdi hiç gitmek istemiyorum ki bu
geceyi başa sarabiliyor muyuz? Sen şimdi gir içeri sana söz bundan çok daha
güzellerini yaşatacağım ben sana zaman bizim merak etme. Bizim dimi bak söz
verdin. Evet söz verdim. Aklımı başımdan alıyorsun ya böyle bazen içimden alev
çıkacakmış gibi oluyor bazen de böyle tatlı bir esinti serin serin saçmalamaya
doyamadım bugün. Gülme sana bundan sonra gülmekte yasak bak hala gülüyor ya” Bu ana nasıl bir Defne isterseniz çizin aşktan
sarhoş olmuş kendine ve yaşadıklarına inanamayan tatlı mı tatlı doğal samimi
içten sıcak neşeli hafif sersem
içimizden biri işte.
Sabah İso Defne'nin yanına gelir Yasemin hakkında konuşmak için “
Konuşacak mıyız? Ben çözemedim bu işi.
Yasemin kötü biri değil Defne sadece mutsuz bu yüzden hırçınlığı mutlu olursa
iyi biri olabilir iyilik çalışır Defo bak kesin bilgi. Bana bak bana seni
üzenin tırla geçerim üstünden ama bu
konu başka kızım ayrıca en iyi sen anlarsın nasıl başka olduğunu. Haklısın AŞK
RENKLERİ HEP BİRBİRİNE KARIŞTIRIYOR benim siyah dediğime sen beyaz diyorsun
Tamam ben aşkınıza saygı duyucam ama Yasemin Hanımı sevmemi bekleme. Sen sadece
beni sev Defo beni sev hatalı ürünüm” Allahım sen herkese İso gibi bir
dost nasip et cümleten amin.
Entrikalar ustası Sude’nin oyunu sayesinde Yasemin şirkette kalır
ve Helen’in Defne olduğunu öğrenir. Al sana bir sorun daha Koray’ın mankenlik
ücretini Ömer’e göstermesiyle artık olanlara dayanamayan Ömer Defne’ye haklı
olarak çıkışır “Defne ne saklıyorsun sen? Nerden çıktı şimdi o? Koray’dan istediğin
ücret Sinan’dan istediğin zam noluyo bir şeye ihtiyacın varsa benimle konuşmanı
isterim neyse her neyse her şeyinle ben ilgilenmek isterim tabii ki. Seninle
ilgili bir konu değil bu. Defne dalga mı geçiyorsun? Seni ilgilendiren ne varsa
beni de ilgilendiriyor. Ömer gerçekten konuşabileceğimiz bir konu değil. Ya
neden niye konuşamıyoruz. Ne bu durum ben anlamıyorum ki? Önce aramızdakiler
gizli kalsın diyorsun sonra anlamsızca benden gizli zam istiyorsun ya sence
benim senin hayatında olup bitenleri bilmeye hakkım yok mu? Yok öyle değil. Ne
o zaman ne? Defne beni sevip sevmediğine artık bir karar ver mesela şimdi otur düşün
kafanı topla napıyosan yap ama hakkaten
yaralayıcı olmaya başladı beni sevip sevmediğine bir karar ver isteyip
istemediğine yeter artık hakkaten yeter” Ömer’in gözlerindeki acı o
kadar içten ki ve içinde bulunduğu sisli hava için verdiği tepkiler kendince
çok haklı. Yaşadığı durum ve verdiği tepkiler doğal lakin tek haklı taraf o
değildir. O her ne kadar hiçbir şeyi bilmiyor olsa da bizler bildiğimiz için
Defnem çok sevmesine rağmen borç yüzünden evet diyememekte ve sevdiği adama
hiçbir açıklama yapamayıp iki arada kalmıştır. Keskin köşeli hiçbir törpüyü
kabul etmeyen bir adamla ona çılgınca aşık bir kadın. Çılgınca aşık olduğu
kadın için her şeyi yapabilecek dünyayı ayaklarının atına sermeye razı ama
ondan sürekli bir şeyler sakladığına şahit olduğu için çok acı çeken bir erkek.
Ne büyük dilemmalar bunlar. İki kişi aynı anda haklı olabiliyormuş öğrendik.
İpin üzerindeki iki kalbin her şeye rağmen dengede ve yan yana kalmak için
çırpınışlarını izlerken bizim hissettiğimiz çaresizlik gerçekmiş öğrendik. Fonda
bize eşlik ederken o ana yüreğimi emanet ettiğim şarkı Mazhar Alanson;
Özledim seni, düştüm yollara Açtım gönlümü rüzgarına
Bir hayaldi sanki, bir macera
Yıkıldım. Kelimeler paramparça
Yandım...Yandım... Yandım yandım ahhhh ki ne yandım!
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
İçimde sevdan...
Hala hoş bir havan var Ne güzel adın
Bir çizik attın gönlüme, kanattın.
Yandım...Yandım... Yandım yandım ahhhh ki ne yandım!
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
İçimde sevdan...
Seni görebildiğim yer rüyalar artık.
Deli diyorlar bana
Ah bu ayrılık...
Yazı devam ediyor...