Kiralık Aşk; Sihirli dokunuş - Repliklerin büyüsü 5

Kiralık Aşk; Sihirli dokunuş - Repliklerin büyüsü 5
Uyanmak en kıymetli hazine; Kulağına eğilip hadi sil baştan diye fısıldaması hayatın…

Mucizenin kıymetini bilmek için hayatın kulağına fısıldaması ne kadar da doğru ve derinliği olan bir söz. Karmaşanın arasında fark edebilmek, yağan yağmurun kokusunu içine çekebilmek, göklerin alametini görebilmek sevinç çığlıklarını duyabilmek, aklın varlığın ruhun kıymetini bilebilmek mucize! Kıymet bilmek önemli bir erdem. Hayatın temeli kıymet vermek üzerine kurulmalı bana göre. Her şeye kıymet vermek en çok da hayatımızı daha yaşanılır kılan insanlara kıymet vermek. Bize mucizesini teklifsiz sunan mucizemiz olan o bir tek kişiye daha da çok kıymet vermek. Galiba bu dünyada en zor bulunan şey birbirini seven ve birbirine denk gelen o iki kalp. İşte bizim masalımızda tüm olmazların arasında birbirinin yoluna denk gelen iki ayrı bedende atan o bir tek kalbin hikâyesi DEFÖM AŞKI hakkında sayfalarca yazabilirim galiba ya da hepimiz yazabiliriz. İçimize işleyen duyguların bıraktığı izler öyle derin ki insanın anlattıkça anlatası konuştukça konuşası geliyor. Benim hayatımda bu ilk kez oluyor sanırım bildiğim kadarıyla pek çoğumuzun hayatında ilk DEFNE & ÖMER’in sevdasına tutulmamız. Kurgu gibi görünen ama sanki bizlere gerçek bir yaşamdan kesitler sunuluyor izlenimi veren bu sevda masalı. Hasretmişiz aslında sevdanın bizlere bu şekilde sunulmasına. Hasretmişiz o bakışların içinde kaybolmaya kendimizden izler taşıyan bu masala tutulmaya bile isteye etkisine teslim olmaya. 69 haftalık sevda masalının çoğumuza göre en özel anların armağan edildiği 20.bölümde kalmıştık. Bakalım maratonumuz bizleri nerelere sürüklemiş.

 
 
Masalın dengelerinin değiştiği unutulmazlar arasında yerini alan ki o kadar çok şey var ki unutulmaz olan en romantik unutulmaz diyelim biz buna 20. bölüm 19. bölümün kaldığı yerden devam eder: “O İZ SİLİNDİ GİTTİ DEFNE. SAKIN SAKIN HİÇBİR YERE GİTME. Sen de gitme kal burada. Bana öyle bakma. Niye ki? Çünkü sen bana öyle bakınca yerimden kıpırdayamıyorum valla gitmem lazım gerçekten anneannemleri uğurlayacağım zaten kaçak geldim. Kaçak Defne nereye gitceklermiş? Abimle Nihan sözlendi Kastamonu’ya akraba ziyaretine gidecekler. Eee git o zaman ne yapalım bekletme sizinkileri. Gideyim dimi? Valla bana sorma kendi tarafımı tutarım. Gideyim ben şimdi durduk yere anane şiddetine maruz kalmaya hiç gerek yok dimi gideyim” Defnenin kırmızı kapının ardında geçmesiyle Koray gelir Ömüş'üne vefa borcundan dolayı Sinan'ı seçtiğini söyler. Ömer için artık Passionis defteri kapanmıştır. Kafası allak bullak olan dert ortağı ve fikir danışma mercii olan Defne'sinin yanında alır soluğu hazır evde de kimse yokken konuşmak ve danışmak ister geleceğe dair ne yapması gerektiği konusunda. Ne kadar da gün batımı etkisi yaratan Ömer İplikçi çalar kapıyı. Pamuklu pijaması üzerinde bin yıllık tüylenmiş hırkasıyla açar kapıyı Defnecik. Mahalle onların olduğundan çekinerek içeri buyur eder Ömer’i “Çok da pespaye bir haldeyim ama işte ev hali. Bence adil oldu çünkü sen de benim ev halimi görüyorsun. Yani pek de adil olmadı aslında sen sürekli büst gibi durduğun için olmadı. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa ben her zaman yanındayım. Biliyorum ben ufaktan kalkayım. Şey gitme kal istersen. Emin misin? Şimdi gideceksin eve sabaha kadar uyumayacaksın daralacaksın benim de bütün gece aklım sende kalacak. Aklımda kalacağına yanımda kal diyorsun. Öyle diyorum. Ekmekarasının yatağını yaparım sana aynı odada yatıyoruz merak etme hiç yabancılık çekmezsin çünkü yanında ben olacağım. Yanında derken? Oda da iki tane yatak var ya öyle yani. Öyle olsun. Olsun. Buraya Serdar’ın pijamasını giymiş Ömer İplikçi gören bir Selda kahkahası bırakıyorum Defne'nin gülmesinin yanına Sen uyuyabilecek misin gerçekten? Bilmem sen. Zor yani söz de verdim ama bi'şey diyeceğim en azından yatakları değişsek ben orda yatsam. Neden? Senin yatağında uyusam kokunu duysam yanımdaymışsın gibi? Ölücem galiba olur değişelim o zaman. İyi geceler iyi uykular tatlı rüyalar. Defne’nin yatağı ha. Rahat mısın?  Şu an bir önemi var mı sence? Yok tabi ama rahat olması lazım ben biraz uykuma düşkünümdür de. Ben pek değilim ama artık bir orta yol bulucaz. Ayyy ölücem şimdi İyi geceler” Benim anladığım bildiğim hissettiğim yüreğimi bıraktığım naiflik işte budur. Eee birazcık mutlu olduk ya çarpık evren hemen devreye girmeli tabii. Mışıl mışıl uyunan ve çok mutlu uyanılan bir sabaha gelince Defnem Ömer’in telefonda konuşmasını yanlış anlar hiçbir şeyden haber olmayan Sinyor İplikçi Defne'yi o halde görünce sorar “Defne anlamıyorum napıyorsun? Sorun değil diyorum Ömer biz öyle gözü yükseklerde olan insanlardan falan neyse bence sen git Marsilya’ya? Neee efendim? Git diyorum yani git orda daha mutlu olursun buralar pek sana göre değil. Ne bu şimdi napıyorsun Defne? Daha ne kadar açık konuşabilirim git ait olduğun yer orası git diyorum yani git. Gideyim git diyosun dün burada bana kal diyordun bugün git. Aynen öyle. Doğru diyorsun ya ben bir düşüneyim” Tabii Defne daha Ömer’i çok iyi tanımıyor o yüzden bir çuval inciri mahvetti. Defnem adam haklı napıyosun sen allasen aklını peynir ekmekle mi yedin niye sormazsın sebebini acep. Adamın kafası bir dünya oldu sayende dönme dolaba binmişte kafası allak bullak olmuş gibi. Sen böyle son sürat değişince sevda ve kıskançlık kaybetme korkusu insana hatalar yaptıra biliyor demek ki. Defnem canımsın ama burada Ömerim İplikçim çok haklı yargısız infaz yaptın resmen burada bile aynısınız aslında Ömer İplikçi vari Defne Topal. Bu sözleri ileride defaatle Sinyor için de yazacağım sevgili gönüldaşlarım şimdiden tüyo vermiş olayım.
 
Defnem şirkete gelince Necmi ve Koray sayesinde beynine mantıklı kan gitmeye başlar ki yaptığı büyük hatayı telafi etmek için var gücüyle Ömer için çalışmaya başlar Passionis’e ihanet etmek pahasına. Öyle müthiş bir problem çözücüdür ki hiçbir detayı atlamaz muazzam bir detay analizi yaparak çalışır. Öyle ki büyük konsolosun su böreği sorununu bile bir çırpıda halleder. Çift olarak etrafa duygularını saçan DEFÖM AŞKI’dır. Tam isabet bir tespit daha sevgili Meriç Hanım'dan bizce de aynen öyle duygularını radyoaktif serpinti gibi etrafa saçıyorlar. Çok uzak diyarlardan bile hissedilen bir duygu trafiği yarattıkları kesin bizim gönlümüzde.
 
Necmi'yle Ömer yeni yatırımcılar için konuşurlarken konu Defne’ye gelir ”Defne biraz Biraz deli, biraz aykırı, biraz nev-i şahsına münhasır yani aynı senin gibi. Eee bir ipte iki cambaz bu yüzden zorlanıyorsunuz biraz. Ondan mı diyosun? Ondan diyorum. Ayrıca ne düşünüyorum biliyor musun yaşadığınız her neyse AŞK MI TUTKU MU TUTULMA MI İŞTE BU YÜZDEN ÇOK GÜÇLÜ. Ah Defne ah nerden tutuldum böyle bilmiyorum ki? Hazırlıksız yakalandın da ondan” Sanki aşka hazırlık yapılabilirmiş gibi. Aşka hazırlık yapılamaz ki hazırlık yapılırsa o aşk olmaz AŞK İKİ KİŞİLİK BİR DELİLİK HALİDİR.
 
Akşam kalan işleri halletmek için Defne bahçede çalışmaya devam ederken yanına İso Serdar ve Nihan gelir başlar evlere şenlik bir muhabbet “Peki biz niye yapıyoruz bunları? Çünkü Ömer’in o resepsiyon da öne çıkması lazım Sinyor ve oradaki bütün insanların kalbini çalmamız lazım. Hayır canım sen soruyu yanlış anladın biz niye yapıyoruz? Hayır canım senin aran kötüydü salak gibi çemkirmiştin. Tabi öyle de bende orda birazcık saçmalamış olabilirim. Zaten kendi de azcık manyak. Ha o manyak bence ikinizde hafif sıyrıksınız Defo. Tespit mi yaptın sen şimdi Evettt Gelelim biz sorumuza biz neden aramızın acaaaaaayip bozuk olduğu bir adam için uğraşıyoruz? Siz niye böyle benim başıma dikildiniz sorguya çeker gibi bide pis pis bakıyonuz. Hayır biz neden aramızın acaaaaaa yiiiiip bozuk olduğu  AYYY AŞKIMDAN ÖLÜYOM KÖPEK GİBİ SEVİYOM ÖLÜYOM GEBERİYOM AŞKIMDAN ANLASANIZ YA ne kadar aramız açıkta olsa ben işleri iyi gitsin istiyorum oh be rahatladınız mı? Valla bana bi rahatlama geldi ben çalışabilirim artık. Ben rahatlıkta çığır açtım şahsen. Benim olayım rahatlık zaten direk tag lıfe iyi o zaman madem çalışcaz toplaşın”
 
Deniz yine yapacağını yapıp Ömer’in yatırımcı işini baltalar. Aklında Defnenin hayali ile yatırımcıların vazgeçtiğini bildirdiği telefonu alan yalnız olmaya alışkın ağlayacak omza ve kucağa sahip olmadığına inanan Ömer İplikçi çalan kırmızı kapıyı açar ve karşısında yalnız olmadığının ağlayacağı omzu ve kucağı emrine amade Defne'sini karşısında görünce şaşırarak sorar “ Sinyor bizi nişanlı zannediyor o yüzden birlikte katılacağız resepsiyona. Gerek yok katılmayacağım. Biz bunu geçen hafta onayladık Ömer katılacaksın. Anlamı kalmadı artık elimde hiçbir şey yok. VAR ben her şeyi hallettim artık benim gibi bir sersemle idare edeceksin. Birlikte halledeceğiz. Halledeceğiz biz? Defne ne oluyor burada Defne bi saniye konuşabilir miyiz? Bence konuşmayalım çünkü konuşunca her şey daha kötü oluyor. Bence şimdi işimize konsantre olalım. Defne bir yukarıda konuşalım mı? Napmaya çalışıyorsun sen? Valla o resepsiyona gidilecek ben sabahtan beri uğraşıyorum. Defne ben ondan bahsetmiyorum. Ben ben yatırımcılarla ilgili konuşmayı şey sandım Ne sandın Defne?  Boş ver ya vala benim şuursuzluğum yani kendimi kaybetmişim ben. Mahfettin beni. Özür dilerim. Bu ne peki bu aşağıdakiler? Biaccino için Sinan Beyle kapışacağınızı biliyordum biz bir adım önde olalım diye bir takım hazırlıklar yaptım. Biz önde olalım diye Defne sen Passionisin çalışanısın. Yapma şimdi yani sen gideceksin ben kalıcam öyle mi? Öyle olmadı mı? Olmadı olamaz da her ne kadar biz mola versek de sonuçta biz diye bir gerçek VAR. Biz olamıyoruz ki bir türlü? Bence olduk bile ben her şeyi hallettim kendini bana bırak sen Ömer İplikçi olarak olman gereken yerde ol bana yeter. Peki sen sen olman gereken yerde olabilecek misin? Bence bu sefer başaracağız”  Kıyafet ortak bir kararla seçilir sıra ayrıntılı bir Defne sunumuna gelir “ Resepsiyona katılan herkesi tanıman gerek. Mümkün değil? Mümkün çünkü ben herkesi tanıyorum mızıkçılık yapma Ömer sen kahveni iç ben sana anlatıyorum. Şimdi Sinyor Domacyo evet işlerin hakimi evet ama eşi daha yeni doğum yapmış onu biliyor muydun? Tabiki de hayır. İşte olmaz yani kutlamak lazım iş iş konuşup sıkıcı ve uzak adam olma. Ya ne gülüyorsun kafamı karıştırma ya Ömer nolur gülme gerçekten hiç sırası değil. Büyük konsolos su böreğine bayılırmış ama burada yediği yer kapanmış o yüzden onu da hallettim ananemi aradım sı böreği yaptı”  ZEYNEP ALASYA'NIN muhteşem sesinden
 
Bir ben varım anlatmaya içimden geçeni aslında                                                                                         
Kumsalda bir kum tanesi kadarmış belki mutluluklar                                                                                                    
Zamanım yok geç kalmaya hayatın en başından                                                                                                                   
Her sabah yeniden doğarken zor olsa da aldırmam                   
Bundan sonra hayat lalalalalalalalalala şarkısı eşliğinde Defnem ayrıntıları anlatmaya devam eder Ömer hazırlanırken. Artık hazırlanma sırası Defnededir ve Ömer’le aralarında şu konuşmalar geçer “Valla harika görünüyorsun bence tamam. Öyle mi? Öyle canım. Yalnız benimde hazırlanmam gerek sen aşağıda bir liste var kime hediye gönderdik naptık onun listesi sen onu bi incele şimdi gelir sana teşekkür ederler sonra bilmiyor durumuna düşme. Düşmeyeyim bravo”
 
Saplantılı aşık Sude Sinan’a kalbindeki Helen’in hala durup durmadığını sorar “ Bak bende bilmiyorum ama onu hala seviyor musun diye soruyorsan buna cevap vermek bu kadar kolay değil” Bir bombanın fitili ateşlenmiş olur bu cevap sayesinde. Sude ayaklı bomba olarak DEFÖM AŞKININ orta yerine düşmek ve patlamak için gün saymaktadır artık.
 
Bu arada fonda DENİZ SEKİ’den
 
Unutmak ne zor bir kelime Hele bir de sevdanın yükü üzerindeyse 
Umutlanamazsın Ya da unutturamazsın 
Yüreğin fena halde Çırpınır durur kendi derdine 
Aşk öyle bir büyü ki Öyle bir büyü ki anlayamazsın 
Göze alsan olmaz, aşka gönül doymaz Seven kalbi istesen de susturamazsın 
şarkısı duyulur. Hazıfamıza kazınan bu ezgi ve sözler DEFÖM AŞKININ büyüsünü dinleyen herkesin yüreğine nakşetmeyi başarmıştır tıpkı diğer çalınan tüm şarkılar gibi. Hazırlanan Defneyi hayran hayran izleyen Ömer yardım etmek için yanına gider Defnenin o siyah ayakkabıları şahanedir bu arada “ Yardım ister misin? İsterim valla minik bir fermuar kapatma yardımında bulunur nefesi kesilen Defneye Sinyor İplikçi  son bir rütuş ruj yani Peki Bozayım mı rujunu? Bozmaaa .Sürersin yeniden? Bak şimdi ya Israr ediyorum bozucam. Hııımmmm peki   THE CENTİLMEN İNCE RUHLU ÖMER İPLİKÇİ Ayyy biraz sabretsek. Aklımı başımdan alıyorsun? Ay valla Ömer zaten moleküllerimi bir araya zor getirdim şu resepsiyonu atlatalım Söz mü?  Söz Peki çıkalım madem”
 
THE KADIN NERİMAN İPLİKÇİ kanunları bilmem kaçıncı maddesi gereği “ Rujunu bozan erkeklerle birlikte olacaksın maskaranı akıtanlarla değil”
 
Mucizeler yetisine sahip her şeyi düşünen Defnem tam çıkacakken Ömer’ine “Ömer iç şunu. Ne bu? Sebze suyu sabahtan beri hiçbir şey yemedin bari vücuduna bir vitamin girsin . Hiç canım istemiyor içmiycem. İç dedim Ömer. Ha şöyle azcık laf dinle. Bir şey unuttum beni bekle. Biz ne unuttuk ki? SONSUZ AŞKIMIZIN İLK YILDIZI hazır mısın? Biraz başım dönüyor ama hazırım. Hep sen mi döndüreceksin benim başımı? Rövanş diyorsun? Daha dur. Ona şimdi öyle. Ne söyledik Defne sabredeceğiz”  arabada yan yana otururlar. Çok şık çok zarif çok etkileyici ve büyüleyici bir çift DEFÖM.
 
Sinan’ı Sude’yle gören Ömer ve Defne’yi Ömer’le gören Sinan’ın şaşkınlığını yaşarlar Sait Halim Paşa yalısının önünde. Sinan sinyora şirketin durumunu ve Ömer’le aralarında bir seçim yapmak zorunda olduğunu söyler. Sinyor seçim yapmak istemez ve çok zorlanır. Bu durumda Sinan ve Ömer baş başa konuşmak için izin isterler. Sude ile Defne’de konuşmaya başar” Defne sen şimdi Passionis’e ihanet mi ettin? Öyle oldu. Bende kuzenime ihanet ettim. Aşk işte insana yapmayacağı şeyleri yaptırıyor”
 
Sinan ve Ömer konuşmaya başlarlar bir orta yol bulmak ümidiyle ikisinin de yüreği dostluklarından yana olduğu için birbirleri olmadan hep eksik kalacakları için tek çarenin sulh sağlamak olduğunu bilerek konuşurlar “Sinyoru tavlayabilirim. Farkındayım. Yatırımcı bulmam an meselesi eğer bulursam benimle devam eder. Aynen ama kış koleksiyonu bende yani beklemen gerekecek para akışın olmadan aylarca beklemek zorunda kalabilirsin. Farkındayım. Yani ben kazanırsam sen bitersin. Ben kazanırsam da Ben biterim. Tek bir yol var biliyorsun dimi. Biliyorum. Kimsenin zarar görmeyeceği herkesin kazanacağı tek bir yol. Evet kavga etmemek için nefret etmemek için savaşmamak için tek bir yol. Barış Barışmak. Kardeş kavgası bize yakışmadı kardeşim haklısın kardeşim” sulh anlaşması sarılarak imzalanır ve içeri giren Ömer Defne'yi Deniz Tramba ile dans ederken görür. Defnem Ömer’in kendisini gördüğünü anlayınca dansı yarıda kesip koşarak Ömer’inin yanına gider “ Onun Deniz Tramba olduğunu biliyor musun? Hayır bilmiyorum ben bilsem gerçekten onun ismini bilsem. Biliyorsun artık gel hadi dans edelim. Bu müzikle dans etmek için biraz müziği bilmek gerek. Kendini bana bırak”  Ve o efsanevi bence televizyon tarihinin en şahane dans gösterisi başlar. Pistte dans eden iki sevdalı yüreğin resitali izleyen herkesin hayranlık dolu bakışları arasında başlar. Sözcükler dansın ahenkli ritmi eşliğinde dökülür ağızlardan
 
“ Bazen gerçek olmaya bilir misin diye şüpheye düşüyorum? O neden?  O sihirli dokunuşun her zaman vaktinde gelen mucizeler yaratan çok iyi geliyorsun bana. Daha ne kadar sabredeceğiz? Unutmadım diyorsun? Yeter sıkıldım bu gel gitlerden. Bu kadar zarif ruhlu derin ve dokunaklı bakan nefesimi kesecek kadar güzel huysuzluğuyla bile aklımı başımdan alan sevilmeyi şahane bilen bu kadını hep yanımda istiyorum artık. EVLEN BENİMLE”  Ben hayatım boyunca birbirlerinin gözlerinde böyle kaybolan birbirlerinin bakışlarını böyle tamamlayan anın duygusunu bu şekilde izleyiciye aktarmayı hissettirmeyi başarabilen başka bir çift daha bilmiyorum. Elçin Sangu ve Barış Arduç ikilisini gönülden tebrik ediyorum. İki insanın oyunculuğu mudur bunu bize hissettiren yoksa anın sözlerin bakışların meftuni hali midir hala bir karar verebilmiş değilim. Muammalar denizime bir muamma daha emanet ediyorum.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER