İstanbullu Gelin: Bursa'da neler oluyordu?

İstanbullu Gelin: Bursa'da neler oluyordu?
İstanbullu Gelin’in ikinci bölümünü de geçtiğimiz hafta seyrettik. Faruk ile Süreyya Esma Hanım’ın itirazlarına rağmen evlendiler. Süreyya’nın Faruk ve annesi arasındaki çekişmede çaresiz bir piyon olacağını fark ettiği an ne kadar mantıklıydıysa, Faruk’a olan aşkının büyüklüğünden ötürü Bursa’da kalması bir o kadar inandırıcılıktan uzaktı nazarımda. Pazar akşamları A2’de tekrarları yayınlanan Asmalı Konak’ı izliyorum bazen. Bu hafta Seymen’le Bahar’ın kavgalı olduğu o meşhur bölümlerden biri vardı. Bir sahnede Bahar ablasına öyle bir ‘Onsuz ölüyorum’ diyordu ki, cümle aşklar arasında en kralının onların aşkı olduğuna on saniyede emin oluyorduk. Seymen’in Bahar’ı New York’tan Asmalı Konak’a o kadar kısa sürede, o kadar olmazı oldurarak getirişine de öyle inanmıştık. Faruk-Süreyya aşkında öyle bir tutku göremedim henüz. Henüz demek de hatalı oldu aslında çünkü ilk görüşte aşka inanmamız için tek fırsatımız var dizide. Bundan sonra birbirlerini çok sevebilirler ama bu ilk görüşte aşk olmaz.


İnş cnm yhaa

Dizide çok temelsiz gibi görünen ve beni bu yüzden ortamdan koparan bir diğer konu ise İpek’in anlamsız hırsı. Anlamsız diyorum zira hali vakti nispeten yerinde bir ailede, aklını zenginlikle yitirmemiş bir anne baba ile normale yakın bir hayat yaşayan gencecik bir kızın o köşke sızmak uğruna bu kadar eziklenmesini benim için inandırıcı yapabilecek bir olay yaşanmadı henüz. Bindallı kesmeler, sonra Esma Sultan’ın bindallısını görünce gözlerinin parlaması, ‘Peki efendim’ler neden? İpek bizle bunu ne zaman paylaşmayı planlıyor bilmiyorum ama bol göz devirmeli ve bir miktar da abartılı oyunculukla birleşince gerçeklik hissimi kaybediyorum.


Kızlar siz hayırdır?

Zengin hayatları anlatan konaklı köşklü dizilerde benim için en önemli ekip mutfak tayfası. Asmalı Konak’ta bu ekip elbette efsaneydi mesela. İstanbullu Gelin’de ise mutfak halkının hanımlarına bağlılıkları, ondan korkmaları biraz yapay görünüyor gözüme. Baklalar atıp korkulu gözlerle fal bakan kız akla Dicle’yi getiriyor, genç olanı ise elbette evin haylaz oğluna (merdivenlerden inmek yerine tırabzandan kaydığı için haylaz olduğundan eminiz) aşık. Hafif pısırık ve her şeyden korkan bir koca ile mutfak halkını çekip çeviren ve Esma Sultan olmadığı anlarda onlara ayar veren biri de var. Bir köşk mutfağı olmak için her şeyi tamam, bir miktar da özgünlükle tadından yenmeyecektir.

İkinci bölümde de diziyle ilgili en sevdiğim şey Aslı Enver olmaya devam etti. Aşk hikayelerini de severim zaten, izlemeye devam edeceğim. İyi seyirler. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER