"Hayat bazen tatlı" ise “Hayat Bazen Tatlıdır çiftleri” hep tatlıdır!

#ZeyOn (Zeynep ve Onur): 
 
Çiftin sevgisi, ilgisi, aşkı eskilere dayanıyor. O zamanlar ikisi de açıklamaya cesaret edememiş belli ki. Onur'un babasının ölümünü takiben babasının borçlarını ödemek için okulu bırakması ve sonrasında Hayat hocanın türlü çabalarıyla Onur'u okula devam ettirmesi, Zeynep ve Onur'un birbirlerine açılmasını sağladı. Sevilenlerin değeri -ne yazık ki- eksikliklerinde anlaşılıyor, bu kez de öyle olmuştu. İyi de olmuştu.
 
Zeynep, Hayat hoca kendisinin vasisi tayin edilmeden önce üvey annesiyle yaşıyordu. Üvey annesinin kendisine karşı olan aşağılayıcı muameleleriyle ve onu istemediği bir evliliğe zorlamasından kaynaklı sorunlarla debelendi bir süre. Yani Zeynep yaralıydı. Onur da babasının ölümü ve peşi sıra gelen sorunlar nedeniyle yaralıydı. Çiftin bir araya gelmesinde biraz da bu yaralar etkili oldu. Zeynep Onur'a, Onur Zeynep'e merhem oldu. İlacı kendilerinde olan yaraları, daha fazla dayanamadı ve tedaviye cevap verdi. Aşka, hiçbir karşılık beklemeden sevmeye cevap verdi. Ve #ZeyOn oldular. 


 
#HayCer (Hayat ve Cerrah):

Hayat Sarıyaz tam bir hoca. Dizi daha başlarken "Hayat acı mı yoksa tatlı mı" diye bir denklem kurmuştu kendisi. Bu denklemin "tatlı mı tatlı" kısmında yer alıyor Hayat hocamız. O derece sempatik, yardımsever ve eğlenceli bir karaktere sahip ki aksi mümkün olamazdı zaten yani "acı" olamazdı zaten diyorsunuz. Cerrah karakteri ise başlarda karanlık işlerle uğraşması ve çoğunlukla ciddi, sert olmasıyla karşımızdaydı. Daha sonra ne oldu da Cerrah değişti dersiniz? Cerrah, Hayatla karşılaştı. Cerrah üzerindeki o sis perdesi aralandı ve o aralıktan Hayat Cerrah'ın içine usul usul işledi. 
 
Hayat'ın o sempatik, pürtelaş davranışları ile Cerrah'ın yenmeye çalıştığı ve belki de yendiği o ciddi, sert havası harmanlanınca ortaya çok iyi bir çift çıktı bence. Sizin de aynı fikirde olduğunuzu hisseder gibiyim. O zaman iyi ki #HayCer! 


 
#BirŞer (Birtanem ve Şerif):
 
Dizinin en uçuk çifti desek yeridir. Şerif müdür para için eğilip bükülen ama insani duygulardan da uzaklaşmamış, hareketleriyle eğlenceli bir karakter. Birtanem ise şatafatlı şeyleri seven, lüksü seven ama yeri geldiğinde Hayat hocayla oturup, onun sıkıntılarını dinleyebilecek kadar da hümanist bir karakter. Bu karakter özelliklerinden dolayı birbirleri için yaratılmış olduklarını söylesek hiç de yanlış olmaz. 
 
Şerif, Birtanem'e kendisini kabullendirmek için kırk takla atsa da sonunda başarılı olacak gibi görünüyor. O zaman ne diyelim: Onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine!


 
#GözBur (Gözde ve Burak):
 
Gözde özellikle aşk konusunda kendi içinde gelgitler yaşayan, ablası Hayat'a düşkün olan fakat özgürlüğünü bu düşkünlüğe çoğu kez üstün tutmayı tercih eden,  arkadaşlarıyla genel olarak uyumlu olan bir karakter. Burak ise idealleri peşinde koşan ve gerekirse idealleri için savaşan, biraz ayran gönüllü, tepkilerini kontrol etmekte güçlük çeken bir karakter. Gözde ile iyi bir uyum yakaladılar. Neden mi dersiniz? Gözde özgürlüğüne düşkün ama Burak bu konuda Gözde'yi frenleyebilecek potansiyele sahip. Burak'ın ayran gönüllü olmasını dizginleyebilecek kişi de Gözde. Yani Gözde ve Burak bir puzzle'ın parçaları gibi birbirlerinin eksikliklerini tamamlıyorlar. #GözBur'a alışmakta fayda var. Ne kadar atışsalar da, zıtlaşsalar da şimdiden Hayat Bazen Tatlıdır'ın göz dolduran çiftlerinden oldular bile!

Hayat Bazen Tatlıdır'ın çiftlerine ilişkin paylaştığım bu düşüncelerden sonra şunu da söylemeden geçmek olmaz diye düşünüyorum: Bize karakterleri bu derece içten yansıtan #Hbt oyuncularına ve onlar için kurdukları dünyaya, yaşattıkları hislerle bizleri dahil eden kamera arkası emekçilerine(yapımcı/senarist/yönetmen ve diğer tüm çalışanlarıyla birlikte) teşekkürler!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER