Birkaç ay önce bana sormuş
olsalardı ''Beykoz Kundura'ya ilk gidişin hangi sebeple olur?''
diye, eminim vereceğim cevapta basın toplantısı yer almazdı. Ne
bileyim, kendimi hep böyle asistan, reji, yönetmen olarak platoda
hayal etmiştim. Fakat ilk kez, raninitv'yi temsilen oradaydım ve
kocaman mutlu oldum! Birileri yıkım kararı çıkarıp yerine AVM
yapabilir yani o derece güzel bir konumda, denize nazır.. Yolu
düşen herkes -tabii izin alabilmek şartıyla- mutlaka ziyaret
etmeli Kundura Fabrikası'nı. Dizi, filmlerde gördüğünüz
neredeyse her sokağı, evi hatırlıyorsunuz ve yerli Hollywood'umuz
o kadar büyük ki her detayı keşfetmek istiyorsunuz. Isınma
sorunu olmasa yatıya kalırdım, kimse çıkaramazdı beni oradan.
Beykoz Kundura'nın ihtişamını
anlatmak için özele beklerim. Biz gelelim esas konumuza.. Diriliş
dizisi ekibinin vereceği basın toplantısı için oradaydık.
Yapımcılığını Tekden Film'in üstlendiği, yönetmen koltuğuna
Metin Günay'ın oturduğu, senaryosunu Mehmet Bozdağ, Atilla Engin
ve Mustafa Burak Doğu'nun kaleme aldığı Diriliş ''Ertuğrul'' 10
Aralık Çarşamba TRT1'de başlıyor. Kadroda Engin Altan Düzyatan,
Kaan Taşaner, Hülya Darcan, Serdar Gökhan, Esra Bilgiç, Cengiz
Coşkun gibi dikkat çeken isimler yer alıyor.
''Bu mücadelede casuslar, hainler ve şövalyeler;
Bu yolculukta entrika, tehlike ve ölüm;
Bu hikayede yoldaşlık, fedakarlık, cesaret ve yiğitlik;
Bu destanda büyüleyici bir aşk var.''
1071'de Türklerin girdiği Anadolu,
Haçlılar ve Moğollar'ın da ortak olmak istemesiyle yangın yerine
dönüyor. Dizi; Ertuğrul Gazi'nin, ümitlerin tükendiği bir çağda
zorluklara göğüs gererek 400 çadırlık obasına yurt vermesini
konu alıyor. Biz de dünyanın kaderini değiştiren bu adamın
destansı hikayesine, boyun eğmeyen karekterine, savaşlarına ve
tabii ki aşkına şahitlik edeceğiz.
Basın toplantısı, ekibin
çekimlerinin devam etmesi nedeniyle biraz geç başladı ve
oyuncular kostümleriyle bizi karşıladı. Çekimler olduğu için
mi yoksa bir tanıtım politikası olarak mı kostümlerle geldiler
çözemedim fakat her ne sebepten olursa olsun, kostümleri yakından
görmek güzel oldu benim için. Kostüm tasarımcısı Serdar Başbuğ,
belli ki iyi bir iş çıkarmış; kostümlerin ve kılıçların
ağırlığı ile oyuncular rahat hareket etmekte zorlanıyordu,
haliyle aklıma Game of Thrones geldi. Sadece benim değil, Engin
Altan Düzyatan'ın da aklıma Game of Thrones gelmiş olacak ki; onlar kadar hazırlık süreci geçiremediklerini ama en az Game of
Thrones ekibi kadar özverili çalıştıklarını vurguladı.
Not alabildiğim bazı
prodüksiyon bilgileri:
Kamera arkası ekibinin
hazırlık süreci 10 ay sürmüş.
Oyuncular iki ay boyunca
ön-hazırlık yapmışlar, çekim aşaması da iki aydır devam
ediyormuş.
Proje için yaklaşık 40
bin metrekarelik bir plato kurulmuş:
- 45 çadır yapılmış.
- Sadece Süleyman Şah'ın
otağı 600 metrekare bir alanı kaplıyor.
- Altı bin metrekarelik
kapalı alana Halep Sarayı inşa edilmiş.
- Yayla sahneleri için
Riva'yı tercih etmişler.
- Dört bin metrekarelik
kumaş kullanılmış, bin tane ayrı ayrı kostüm tasarlanmış.
- 80 tane hayvan castı
oluşturulmuş; atlar, ceylanlar..
Yakından çook yakışıklı bir
Engin Altan Düzyatan:
''Üniversitede aldığım eskrim dersi sayesinde aman aman farklı
bir şeyle karşılaşmadım. Fakat at binmek, kılıç kullanmak, ok
atmak gibi eylemleri profesyonelleştirmeye çalıştığımız için
zorlu bir süreç geçirdik. Şimdi at üstünde dört nala giderken
arkama dönüp ok atabilecek bir hale geldim! (gülüyor) Farklı
bir dönemi, bambaşka insanları canlandırıyoruz. Bu yüzden
gündelik yaşamda yaptığımız her şey; yeme-içme, oturma-kalkma
gibi en basit davranışlarımıza kadar değişiklikler yaşadık.
Yakından çoook yakışıklı iki
Kaan Taşaner: Biz bu
projede tarihi bir süreci canlandırıyor gibi görünsek de aslında
bugünü tekrar ediyoruz. Otağının, birinci bölümde yurt ararken
yaptığı stratejilerden biri de Halep'e gitmek. Halep'te ne olup
bittiğini şu an biliyoruz.. Aradan geçen yüzlerce yıla rağmen
Ortadoğu stratejisi hiç değişmiyor. O yüzden dizimiz tarihi bir
kurgu değil, şu an yaşadığımız hayatın ta kendisi. İzleyici
bir de bu açıdan bakarsa çok daha iyi olur..
Benim gözlemlerim ekibin
çok heyecanlı ve işe güveniyor olduğu yönünde. Samimi, farklı
bir iş yaptıklarını dile getirdiler her defasında. Hepsi de
Ertuğrul Gazi gibi Türk ırkına yurt bulan önemli bir şahsiyetin
yaşam öyküsünün içinde yer almaktan dolayı gururluydu. Tek
istekleri; izleyicinin de bu işe hak ettiği değeri vermesi..
Hikaye çok ilgimi çekmese de ben bu ekibe bir şans vermek istiyorum ve ilk bölümü izleyeceğimin sözünü veriyorum..