Poyraz Karayel’in geçtiğimiz
haftaki bölümünde, Poyraz’ın kitaplarından birinin arasında Ayşegül’ün bir
fotoğrafı çıkınca yaşadıkları şu diyalog perişan etti beni:
-
Bu kim?
-
Eski sevgilim.
-
Güzelmiş.
-
Öyledir, hele bir de tanısan çok seversin.
Ayşegül’ün kendi fotoğrafına
bakıp ‘Güzelmiş’ dediği ve sanki binlerce yıl öteden seslendiği o an, sesinin
tonu, gözlerinin ifadesi, o bilir ama söylemezliği, her yerinden akan ama
görmediğimizi sandığı kırılmışlığı harikaydı, Burçin Terzioğlu’na diyecek söz
bulamıyorum. Onun bir daha asla Poyraz’ın ölümünden önceki Ayşegül
olamayacağını anlamayan kaldıysa da bu sahneden sonra anlamıştır herhalde. Poyraz’ın
artık onun yanında olması ikisinin de eski hallerine döneceğini göstermez. Ayrı
ayrı o kadar parçalandılar ki, bir araya gelmek bile kimseyi yapıştırmıyor.
Sahnenin devamında Ayşegül’ün
Poyraz’ın yaralarını görmek istemesine şahit olduk, Poyraz’ın başından
geçenleri öğrendiğinden beri aklında olan ama sormaya cesaret edemediği bir
şeydi bu belli ki. Poyraz’ın yaraları
elbette sırtındaki derin kesiklerden ve izlerden ibaret değil, her biri ayrı
bir buzdağı ve altında okyanuslar var. Bunu Ayşegül hepimizden daha iyi biliyor
ve Poyraz’ı suçladığı her saniye için pişman oldu o yaralara bakarken. Poyraz
gözümden sakınacağım bir adam ama Ayşegül orada zaten kan revan içinde
kalmışken, ‘Seni gelinlikle göreceğime kefenle görsem daha iyiydi’ demeseydi
keşke, hiç gerek yoktu. Poyraz’ın aslında ölmemiş olması nasıl büyük bir
mucizeyse Ayşegül’ünki de öyle, Poyraz ne kadar öldüyse Ayşegül de o kadar öldü
aslında ve artık Poyraz da onu suçlamayı bırakmalı. Ayşegül’ü görmek için inadından
ölmedi madem, artık mütemadiyen Ayşegül’ün canına kastetmeyi de bırakmalı.
Bir notum da Bahri Baba için. Kendisi bize mafya olduğunu unutturmuş sanırım aylar içinde, Poyraz'la baba-oğul halleri, Despina ile romantizmleri derken gözünü kırpmadan adam öldürebildiği, oğlunun kafasına bile silah dayatmışlığı olduğu aklımızdan çıkmış. Karısının önüne gazete kağıdına sarılı bir el bırakınca hatırlamış olduk. Bu vesileyle haftaya neler olacağını heyecanla
bekleyerek iyi seyirler dilerim.
*Murathan Mungan’ın bir şiiri
böyle başlar. Ayşegül Poyraz’ın yaralarına dokunurken aklımdan geçti.