Scarlet Heart Ryeo: Wang So'ya haksızlık ediliyor Sayın Hakim!

Scarlet Heart Ryeo: Wang So'ya haksızlık ediliyor Sayın Hakim!
Sıkı bir K-Drama takipçisiyim, hatta sadece izlemekle kalmayıp altyazı çevirmenliği de yapmışlığım vardır. K-Drama ile geçen en az 12 yıllık bir süreçten bahsediyorum yani, o yüzden kendimi az çok yorum yapabilecek düzeyde görüyorum. Scarlet Heart Ryeo'nun havasından mıdır, suyundan mıdır bilemedim ama beni kendine bağlayan çok acayip bir tarafı var. Sebebini hakikaten çözebilmiş değilim, uzun zamandır hiçbir diziyi Scarlet Heart Ryeo'yu sevdiğim gibi sevmedim. Hikaye desen güzel ama eksikleri var, SBS versiyonu ile orijinal versiyonu arasındaki sahneler eksik, bölüm kısalığından dolayı da sürekli bir zaman atlaması yaşanıyor ve bu yüzden arada hep bir şeyleri kaçırdığınız hissine kapılıyorsunuz. Ama bütün bunlara rağmen güzel işte! Her şeye rağmen güzel!

Bana göre dizinin en güzel tarafı da 4'üncü Prens Wang So'dur, başka bir seçeneği asla ve asla kabul etmem! Bunu Wang So'nun kara kaşına kara gözüne vurulduğumdan söylemiyorum, başkalarının düşüncesine rağmen başından sonuna kadar hep aynı kalan tek karakter Wang So olduğu için söylüyorum. Birkaç gündür farklı mecralarda son iki bölümle ilgili pek çok yorum okudum. Herkes Wang So'yu bütün kötülüklerin anası olarak görmeye başlamış bir anda, bunları görünce acaba aynı diziyi mi izliyoruz diye şüpheye düşmedim değil. Gözümden kaçan noktalar mı oldu diye dönüp baktım ama hayır, o da yok. O yüzden dayanamadım, Wang So'yu savunan bir yazı kaleme alayım dedim. Bence iyi de ettim. Sahipsiz kaldı resmen yavrucak...

Öncelikle soruyorum size, bu çocuk size ne etti? Başka bir yerde de sordum, yetmedi burada da soruyorum. Ne etti size bu çocuk? İlk olarak annesi ve küçük kardeşi Jung ile olan mevzuyla başlayayım. Bakıyorum ki, şimdi Wang So'yu suçlayan herkes daha 7-8 bölüm önce annesinin Wang So'ya alevli oklar fırlattırmasını, "Hayvandan farksızsın, leş gibi kan kokuyorsun." şeklindeki aşağılayıcı yorumlarını, hatta ve hatta bu çocuğu bu hallere getiren yüzündeki yara izine kimin sebep olduğunu unutmuş. İçiniz acımadı mı yahu "Annem 25 senedir ilk kez yüzüme dokundu." derken bu çocuk? Henüz 25 yaşında bir genç adamdan bahsediyoruz burada! Hayatı boyunca ne annesinden ne babasından ne kardeşlerinden zerre sevgi görmemiş, güya prens ama yeri geldi mi halk bile aşağılayacak cesareti bulmuş kendinde bu çocuğu. Bakın çocuk diyorum, daha genç bir delikanlı Wang So. Yağmur için yapılan ayinde yaşadığı aşağılanmayı ve annesinin kenarda kıs kıs gülmesini bir ben mi gördüm? Peki, onu da geçtim. İkinci bölümde annesinin ve kardeşinin hayatını kurtarmak için o suikastçı keşişleri öldürdüğünde daha 18 yaşındaydı bu çocuk. Seon Deok ne demişti, ben onun hiçbir zaman sebepsiz yere bir hayvanı ya da insanı öldürdüğünü görmedim. Bu demektir ki bu çocuk hiç boş yere cinayet işlememiş. Ama annesi ne yaptı? İğrenerek bakıp yıkıl karşımdan dedi. So, her zaman sözlerini tutmaya çalışan biri oldu. Bugüne kadar mecbur kalmadıkça verdiği hiçbir sözü çiğnemedi. Annesine de yıllar önce gözün yalnızca beni görecek diye söz vermişti, sözünü de tuttu. 

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER