Bugüne kadar vampir ve kurtadam gibi doğaüstü canavarlarla, ruhlarla, şeytanlarla, meleklerle, leviathanlarla, kıyametle, Ölüm'le ve hatta Tanrı'nın kendisiyle bile mücadeleye girip hayatta kalmayı beceren Winchester kardeşler, yeni sezonla birlikte zaferlerine zafer eklemeye devam ediyorlar. 11 yıldır devam eden ve The CW'nin en kıdemli dizisi unvanını taşıyan Supernatural'ın başarısının altında ise dizinin başrol oyuncuları Jared Padalecki ve Jensen Ackles'ın muhteşem uyumu yatıyor.
"Belaya hazır olun... Hem de çifte belaya!"
Supernatural, başlangıçta temelini aile ilişkilerinden alan bir yapım olarak karşımıza çıkmıştı. Normalde diğer yabancı diziler gibi konunun bir anda karmaşık aşk üçgenlerine bağlanmasını, hatta iki kardeşin aynı kadın için dövüşmesini beliyorsunuz ister istemez. Ama Supernatural 11 yıllık bu süreçte çizgisini hiç bozmayarak ve "Hayatta en önemli şey ailedir." düsturunu benimseyerek farkını ortaya koymayı başardı. Uzun soluklu yapımların hepsinde bir yerden sonra hikayenin tıkanması ve senaryonun istenilen noktaya ulaşamaması gibi durumlarla oldukça sık karşılaşırız. Karakterler kısır bir döngünün içinde sıkışıp kalır, bu yüzden size hep aynı şeyleri izliyormuşsunuz gibi gelir. İlginçtir ki, Sam ve Dean Winchester'ın hikayesinden sıkılmanıza fırsatınız bile olmuyor. Üstelik sadece ana karakterler değil, hikayeye dahil olan bütün yan karakterler de sizi diziye bağlamayı başarıyor. Sanırım bundaki en büyük etken, dizinin ana temasının sadece kamera önüne değil kamera arkasına da hakim olması...
Şunu da belirtmek gerekiyor; Castiel'i canlandıran Misha Collins'in Jared Padalecki ve Jensen Ackles'tan sonra Supernatural'ın başına gelmiş en güzel şey olduğu su götürmez bir gerçek. Dizinin üç büyük kanala karşı ayakta kalmasında ve hala sağlam bir izleyici kitlesinin bulunmasında Collins'in büyük katkısı bulunuyor. İlk kez dördüncü sezonda karşımıza çıkan Collins, Dean ve Sam'in ardından Castiel rolüyle dizinin ana karakterlerinden biri olmayı başarmıştı. Ayrıca Crowley'i canlandıran Mark Sheppard'ın da harika bir performans sergilediğini söylemeden geçmeyelim.
"Bitirim ikili"
Supernatural, komedi ve dramı tam dozunda tutan nadir yapımlardan biri. Diziyi izlerken bir anda kahkahalara boğulup aynı anda hıçkıra hıçkıra ağlayabilirsiniz. Jared Padalecki'ye göre "Heart","Sacrifice" ve "Baby" adlı bölümler bugüne kadar çektikleri en duygusal bölümlerin başında geliyor. Eğer bir iki damla gözyaşı dökmek niyetindeyseniz, Padalecki'nin favori bölümlerini peş peşe seyretmenizi tavsiye ederiz.
Yeni sezon, tıpkı diğer sezonlar gibi oldukça iddialı bir başlangıç yapıyor. Bugüne kadar Dean ve Sam'i hep 'John Winchester'ın Oğulları' ve Winchester kardeşler olarak seyretmiştik. Ancak pilot bölümünde ölen Mary Winchester'ın (Samantha Smith) 12. sezon itibariyle diziye dahil oluşu, bambaşka bir Dean ve Sam görmemize neden olacak.
"Avcılığa Giriş 101"
Dizinin bu kadar çok sevilmesinin ve muhtemelen önümüzdeki sezonlarda da sevilecek olmasının nedenlerini saymakla bitiremeyiz. Dean'in arabasına bebeğim diye seslenişi, çalan nostaljik rock'n roll parçaları, Dean ve Sam'in atışmaları, her bölümün olmazsa olmazı hamburger ve turta, Castiel'in Winchester kardeşlere olan bağlılığı ve hepsinden de önemlisi sadece başkalarıyla değil kendisiyle de dalga geçebilecek kadar lakayt bir dizi oluşu... İşte bütün bunlar bir araya gelince, sizi bir oturuşta 11 sezonu izlettirebilecek bir Supernatural maratonu bekliyor.
Supernatural, yeni bölümleriyle her cuma saat: 22.00'da Dizimax Sci-Fi kanalında ekrana geliyor.