Evlilik programlarının en popüler
tanımlaması olan ‘Adam gibi adam’ ne demek hiç anlayamadım ama ‘Kadın gibi
kadın’ deyince aklıma Sibel Can gelir. Daha meşhuru, daha güzeli, daha zengini,
daha şık giyineni, daha süslüsü vardır belki ama hepsini en ideal ölçülerde bir
arada bulunduran kadın her daim Sibel Can’dır gözümde. Onu izlemek hep içimi
açar, ekrandan bile burnuma doğru misler gibi parfüm kokuları gelir.
Bu sebepten O Ses Türkiye’nin 2
Ekim’de TV8’de başlayan yeni sezonunda Sibel Can’ın jüri üyesi olacağını
öğrendiğimde çok sevindim. Ne Hülya Avşar’ın insanı ürküten ‘her şeyi ben
bilirim’ciliği, ne Ebru Gündeş’in ‘dünyanın en kimseye eyvallahı olmayan
kadınıyım’ tonlamaları var Sibel Can’da. Her şey usulcacık, zorlama yok,
ittirme yok. Jürilerin yarışmacıları ikna etmek için kurdukları cümleler Sibel
Can’ın günlük hali gibi. İşveyi cilveyi, nazlı nazlı konuşmayı ondan daha güzel
taşıyan bir kadın görmedim hayatta.
Her bebek taklidi yapan hanım kızın
kendisini vazgeçilmez sevimlilikte ve cazibede gördüğü bu karanlık günlerde
Sibel Can kadınlığın kitabı gibi adeta. Her programda, her kıyafette ve her kiloda
güzel olmayı ve yıllar geçse de seyircide hep aynı şeyi izliyormuş hissi
doğurmamayı başarmak kolay değil, Sibel Can’ı yıllardır bunu yaparken
izlediğimiz için alıştık ama ondan başka kaç kişi var? Bazı insanların sahne ışıkları
altında ve payetlerle yaşamak için doğduğuna inanırım ve Sibel Can da
şüphesiz onlardan biri.
Sezonlar dolusu izlediğimiz için
artık her anını ezbere bildiğimiz O Ses Türkiye’ye Sibel Can’ın bu sene güzel
bir renk getireceğini düşünüyorum ve yarışmacı arkadaşlara diliyorum, bence Sibel Can'ı seçin. İyi seyirler.