Kiralık Aşk: Aşk bir delilik halidir

"Tek başına akıllı olmayı istemek, büyük bir deliliktir.”
-La Rochefoucauld
 
Bazen diyorum ki hiç dönmese miydin? İtalyanlar'ın yavaşlıkları seni çıldırtacağına emin olsam da, hayatı la dolce vita yaşamaları zamanla seni daha huzurlu bir adam yapabilirdi. Seninle beraber o hayata geri döndüğümde gördüğüm tek şey, herkesin farklı farklı bahanelerle içini rahatlatarak hayatlarına devam etmeleri olmuştu. Defne, İso, Topal familyası (Esra hariç) öfkeye sığınırken, Neriman ve Koray yok saymaya, Sinan ise yine en çok ben haklıyım davasına düşmüştü.

Herkesin hayatı devam edebilmişti sensiz! Bir sen kalmıştın bıraktığın yerde. Döndüğünde yengenden saygı beklemiştin, Sinandan dostluk, Defnedense aşk uğruna ikinci bir şans. Neriman'ın sözleri seni şaşırtmadı ama sen beni şaşırttın. Neriman senin canını yakacağını bilemedim derken, sen “biz” dedin! “Bizim canımız yandı" dedin. “Beni" bırakıp “biz” olabilmek kadar aşk kokan bir şey var mıdır? Canı yanan sendin, herkes her şeyi bilirken tek başına, koca bir bilinmeyenin içinde acı çeken sendin... Ama sen acını yine de onunla paylaşmayı seçtin. Bu dilediğin gereksiz o binlerce özürden milyon kere daha kıymetli ve anlamlıydı. İçini olduğu gibi sunduğun bu konuşma hiç suphesiz en unutulmayacak ve en sevdiğim anlardan birisi olarak kalacak.
 
Meral Okay, "Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden 'biz' olabilme hâlidir. İnsan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz.” diyerek anlatıyordu aşkı, sen ise bir zamanlar “kendimden anca bu kadar vaz geçebiliyorum” dediğin noktadan kendi benliğini tekrar “biz” olabilmek uğruna ezmiştin. Senin için haklı olmaktan ziyade aşık olmak daha kıymetliydi, her şeyin ona benzemesini isterken olduğu gibi. Bu kadar büyük seviyorken, bu kadar aşıkken hala en büyük acıyı sen çekiyordun oysa.
 
Ve hala bunu anlayamamış olmalarına da üzüldüğünü kabul etmeli. Seni ne denli yakıp kül ettiklerini anlayamayışlarına ancak bu kadar sakin tepkiler verebilirdi bir insan. Bense artık şaşıramayacak kadar yoruldum inan, ne kadar kendin olmaktan vazgeçmeye çalışsan da, kendini onlar gibi yapmaya çalışsan da, hala fazla geliyorsun bu insanlara. Neriman'a söylediğin her kelime bu yüzden fazlasıyla kıymetliydi, dinleyene çok şey anlatan türden bir konuşmaydı. Yaralarının kabuklarını kaldırıp altında hala taze olan acıyı gösterir gibiydin. Daha ne kadar güzel anlatabilirdin çektiğin acıları? O yalanın içinde kaybolup kendini suçlayışlarını? Göz yaşlarını?
 
Her şeyi geçtim, sen kapıyı kapattığında gerçek bir şeyler isteyecek kadar bir aile adamıydın. Dedenin bile tüm o hakaretlerine ve tacizlerine rağmen anne ve babanın aşkıyla dönen bir evin çocuğuydun. Sana kiralık bir aşk tutma fikri bile öylesine yanlıştı ki! Çapkın, hovarda, aşkı bilmeyen birisine aşkı tattırmadılar ki.. Sen aşkın en güzel, en saf halini zaten tanıyandın. Bu yüzden aslında kirlettikleri şey sadece ihtimaller değildi, bu aşka olan inancındı. Annenin yüzüğünü Defne'ye verecek kadar inanmıştın bu kadına.. Bunu bile bir noktada aldılar senden.
 
Sana üzüldüğüm bir sürü zaman oldu; nedenini bilmediğin bir sebepten ötürü ilanı aşk etmek üzereyken duydukların, herşeyin hatta kendinin bile ona benzemesini istediğin zamanlarda terk edilişin, evlenme teklifin red edildiğinde, dedenle ve ardında beraber getirdiği acılarla yüzleştiğinde... Ama sana hiç bu kadar üzüldüğüm olmamıştı. Eğer bir gün farkına varıp kendi yolunu çizemeyeceksen onlar gibi, korkarım bu hikayenin içinde eriyip kaybolacaksın. Herkes herşeyi yok sayınca yok olduğunu düşünmüş. Sen varlığınla onların önünde dikildiğinde bu gerçek onları rahatsız edip rahatlarını bozdu. Görmezden gelinenler yok etmeye yetmezmiş anlamış oldular. Peki senin için çaba gösterecek bir insan kaldı mı bu hikayede? Seni anlamaya çalışacak? Şapkasını önüne koyup düşünecek bir baba yiğit? Hiç kimse kalmamış mı sahiden senin de acılarını paylaşacak? 
 
Defne bir müddet senden ziyade Pamir'i düşünecek, buna hazır ol lütfen ondan bir şey bekleme. Bu onun hikayesi ve onun hikayesi devam etmekte. O senin hikayenin tümüydü, ama sen onun ne yazık ki hikayesinin sadece bir parçası olabildin. Sana yolunu yeniden bulması için önce başka yanlışlarda kaybolması gerek. Senin her dokunuşundan kaçan, o garip ‘ayh’ sesinden, ‘birisi görür’, ‘yapma’, ‘yaklaşma’ yerine kendisini Pamir'in rüzgarına kaptıran bir Defne vardı. Sitem ettirecek cinsten anneannesini izin almak için bile aramadığını gördü bu gözler!

Sanki sanaymış gibi bütün o kaçmaları, istememeleri, red edişleri. Bu yüzden canın şimdi olduğundan daha çok yanacak ki sen daha önce de yaşadın bunu. Defne Sinan'la konuşurken, gülerken seninle hiç böyle rahat edememişti. Sen hiç bir zaman bu kara bulutlar olmadan güneşli bir gün gibi yaşayamadın bu birlikteliği. Hazır ol yağacak şiddetli yağmurlara bu sefer..yine ruhun ile bedenin hastalanıp yataklara düşmesin.. Bu sefer canlı çıkamazsın bu acıyla benden söylemesi. Biraz özgür kalsın, kiralık bir aşka o da düşsün.. Nasılsa hiç bir zaman aynı duruma düşmeden anlayamadı seni. Biliyorum zaten çok sabır ettin, ama biraz daha sabır etmen gerekecek sana bir gün geri döndüğünü görebilmen için. Sen yine de aşık kal ama olur mu? Sevmeyi şahane biliyorsun bu kadını, bir gün Defne'nin anlattığı masallardaki kadar güzel sevilmen dileği ile beyaz atlı kral..


 
Sinan ise en kolayını seçip üç maymunu oynayacak. Ondan fazla bir şey beklemek zaten hep çok büyük bir hata olacağını çok önceden anlamışsındır. Seda ile Yasemin'in farkını söyleyecek zerafeti gösterdin, ve onu büyük bir dertten kurtardın. Şimdi o Yasemin'den kalan izleri Seda'da aramaya koşacak. Küçük bir kızı da olmuş oldu anlayacağın başı kalabalık, sen yine teksin, onu da geçelim. 
 
İso desek.. Sanırım giderken anılar sende kalsın, tapuyu bana geri ver demiş olmalısın ki sana bir hayli öfkeli. Ses tonunu ayarlıyamayacak kadar abartmış işi, adalet terazisinin dengesi şaşmış. Sanıyor ki daha eski arkadaşı diye en çok yanı başında kalanın acısı büyük. Birgün de dememiş ki "burada ağlayıp sızlanacağına gel bu sefer bir kere olsun biz gidelim peşinden kendimizi affettirmeye çalışalım!" Ben bu adamın içini dökmesine, seni anlatışına şahidim dememiş. Kendin gibi sandığın bu adamdan da bir şey bekleme Ömer, o da diğerleri gibi yenik düşmüş adaletsizliğin pençesine. Usta'nın yanında belki zamanla kala kala iyileşir, senin nasıl bir adam olduğunu hatırlar, tekrar adaletli bir adama dönüşür.
 
Serdar ve Nihan'ı, Koray'la Neriman'ı sayacağım ama sende bende biliyoruz gerçekleri. Serdar'ın konuşmak için hala bir yüzü kalmış olması hayretlerden hayret beğendiriyor adeta. Nihan ise kendisine bile faydası olmayan, tahammülü bir hayli zor kişilik. Neriman ise senin sevdiğin kadına yeni bir kiralık aşk tutacak kadar şuursuz, Koray ise..biliyorsun Koray Sargın.. Kalbi büyük ama egosu ondan da büyük olduğundan zamanı değerli, yeni eğlencesi de bir başkası.
 
E, kaldın mı yine tek başına? Kaldın mı yine tüm aşkınla, acınla, affetmişliğinin tüm erdemiyle ortada? Bir Esra kalmış çocuk kalbiyle bakıp seni sen olarak gören. Çocuklar öyle güzel varlıklardır ama. Çıkarsız sadece olduğu gibi görürler olayları. Şirkette ilk tanıştığınızda da, evi satın aldığın için seni bir kurtarıcı gibi gören o güzel çocukla bağınız hep kalpten ve saf güzel duygularlaydı. En kısa zamanda herkesten önce Esra'yla karşılaşman dileği ile. Eminim ruhuna iyi gelecektir çıkarsız duygularla bakan birisini görmek.
 
Herkesten özür dileyip, tüm suçu üzerine aldıysan artık biraz da iyileşmeye zaman ayır. Çok koşacak, çok yorulacaksın bu sezon. Kaçanlar bitmemiş, yolu sadece yarılayabilmişsin. Haklıyken haksız olmuş, kendini yitirmişsin. Hiç olmayacak yollara sürmüşler seni, yokuşlar, fırtınalar ne varsa önüne çıkarmışlar. Ama yollarınız elbet bir gün yeniden kesişecek. Aşk yeniden kazanacak. Masallara hepimiz inanmak isteriz, mucizelere.. Sen de inan.
 
Roma'daki evi de kapatmaman iyi oldu. Bir gün oraya bambaşka bir adam olarak döneceksin biliyorum. Dilerim yanında bir hayalden daha fazlası olur bu defa. Belki iki, belki de üç kişi. Tüm sokaklarını aşk sarhoşuyken gezersin, delirmen bir hayalin peşinden koşmaktan ziyade, mutluluktan olur.
 
Ve son olarak; an itibariyle delirmek en doğru karardı, aklı başında hiç bir insan bunca acının üzerinden gelemezdi onca yaşanan anıların yükü hala hafızasında iken.
 
Bir sonraki görüşmemize kadar kendine iyi davran Ömer.
 
Hep güzel, hep aşık kal.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER