Tam 21 bölüm izledik Hayat Şarkısı'nı, Kanal D adına dahil olduğu ekran yarışının ilk sezonunda.. Eğlence dünyasının duayen isimlerinden olan sonra
Erler Film ile ortak yapım olarak giriştikleri fenomen dizi
İkinci Bahar'la televizyon seyircisinin radarına giren, durmayan ve üretmeye devam eden
Most Production'ın Kanal D için hazırladığı
Hayat Şarkısı, artık herkesin bildiği gibi bir Kore uyarlaması. Uyarlama; Şaşıfelek Çıkmazı, Asmalı Konak, Sonbahar ve Merhamet gibi dizilerden adına aşina olduğumuz
Mahinur Ergun'a emanet. Hani iki inek arasında geçen bir aşk sahnesi yazsa inanacağımız diyalogların mimarı olan Mahinur Ergun. Bildiniz. (Hocam saygılar, hastanızız..)
Allah adı verdim Kerim, al çocuğunu yuvana dön! Uluç Bayraktar ile birlikte çalıştığı dönemden sonra
Uçurum çeken, daha sonra
Tatlı Küçük Yalancılar ile yoluna devam eden Cem Karcı'nın tevazu ve duygu dolu rejisiyle izlediğimiz Hayat Şarkısı, ilk sezonunda uyarlandığı Kore dizisi olan
Flames of Desire'ın yalnızca birkaç sahnede geçiştirdiği bir döneme odaklandı. Yani henüz konumuz başlamadı. Sezon finaline doğru reyting listesinde 4-5 bandına oturmuş gibi görünen hikayenin geri dönüşünü ve yeni açılımlarını ben de heyecanla bekliyorum. İşbu sebep, ekip ikinci sezon için start aldığında henüz çekimin ikinci gününde seti ziyaret ettim.
Mahir iz peşinde... Herkes dinlenmiş, yenilenmiş. Enerjileri tavan yapmış haldeydi. Arnavutköy'de mukim mekan, Melek'in çalıştığı Cafe olarak kullanılıyordu. Allahım, mekana girdiğim andan itibaren burnumun direğini sızlatan o kızartma kokusunu hâlâ unutmadım... Sahnede Hülya, Mahir, Melek, Kaya ve Nilay var. Cem Karcı henüz saçlarını kesmemiş. "Gün biter, iş biter." halindeler. Birkaç gün sürmesini planladıkları İstanbul sahneleri biter bitmez de Güney'e inecekler. Neden acaba?
Kıyma bize Bayram Dede! Hikayenin yeni sezonda nasıl şekilleneceğine dair aklımda bitmez tükenmez sorular olsa da, sormamak için direndim. (SORDU!) Olan bitenden anladığım kadarıyla -ki bu kadarını fragmanlarda da gördük- Kerim, oğlunu da alıp kaybolmuş ortadan. İzlediğim sahnede Mahir, Hülya'ya "Anlat bakalım en son ne yemiş, ne içmiş?" tadında sorular soruyordu. Zaar Kerim'in yerini bizim Mahir 007 bulacak.. Evet, tanıtımlardan da gördüğümüz kadarıyla Hülya, uğruna savaş verdiği her şeyi kaybetmiş. Hatta ve galiba Bayram Bey'i de.. Hoş, kaybettiği her şeyi geri alacağından da adımız gibi eminiz ama bakalım, bizim karanlıklar çiçeğimiz ailesine yeniden kavuşmak için neler yapacak, hangi yolları deneyecek yine kaç çukura düşüp yara bere içinde kalacak? İşte sırf bunu izlemek bile keyifli olacak!
Sanırsam yangına körükle giden bi Süheyla izleyeceğiz bu akşam... Set ziyareti esnasında oyunculara hiç görünmedim. Onlar sahne çekerlerken, Cem Karcı'nın yanına ilişip izledim. Sonra da ofise çıkıp yapım ekibiyle lafladım. Uygulayıcı yapımcı Soner Güven henüz kağıt üzerinde olan sezon tanıtımının organizasyonu ile meşguldü. Bu arada söyleyeyim, sizin bu akşam izleyeceğiniz, Kerim'in bohçasını alıp kaçtığı o mekan da sıfırdan yaratıldı. Hani, görüntülerin cazibesine kapılıp "Güneye gidince uğrarız." derseniz yok öyle bir yer, aklınızda olsun. Doğa ile iç içe, oldukça meşakkatli geçen çekimlerin ve mekanın hikayeye dramatik katkısını merak ediyorum.
Ah, akşam yine bizi hem güldürüp hem de gözümüzden yaş getirecek o kadar çok sahne var ki lütfen kaçırmayın diyor ve köşeme çekiliyorum.
Böyle işte..
R.