Geçtiğimiz yaz başlayan Kiralık
Aşk’ı izlemiyordum aslında, bir türlü denk gelememiştim nedense, hep yarım
yamalak bölük pörçük gördüklerimden ibaretti benim için. Aylar boyu Kiralık Aşk’la
ilgili yazılan yazılar, atılan capsler, kurulan kitap kulübü ve izleyenlerin
özellikle Defne ve Ömer’e gösterdikleri benzerine az rastlanır ilgi diziyi
izlemediğim halde o kadar hoşuma gitmeye başladı ki, diziyi benzerlerinden
ayıran sırrı gittikçe daha çok merak etmeye başladım. Sonunda, bir yıllık bir
gecikmeyle ben de izleyicilerin arasına karıştım Haziran’da.
Diziyi izledikçe gördüm ki
dizinin en temel meselesi samimiyet. Mahallede çay içip çekirdek çitlerken çok
acayip olayların içine düşen Defne’den, Ömer İplikçi gibi hayatımızda belki hiç
tanışmayacağımız zenginlikte aşırı yakışıklı ve mükemmel bir adama, Neriman
İplikçi isminde aşırı entrikacı ama yine de nedense sevmeyi bırakamadığımız bir
kadından, Koray gibi en yakın arkadaşımız olsun diye içimizin gittiği bir moda
fotoğrafçısına kadar inandırıcı olmayan tek karakter yok dizide. Samimi olmaya
çalışırken ‘Bakın günlük hayattan replikler kullanıyoruz’ iddiasıyla kulaklarımızı
tırmalamaktan öteye gitmeyen dizilerin aksine, Kiralık Aşk’taki her cümle çok doğal.
Dillere pelesenk olma isteği kafaya kakılmadan gayet sakin kendi akışında
yapıldığı için her cümle dillere pelesenk. ‘Bir karaktere elli defa aynı
kelimeyi söyletelim de, ertesi gün internetlerde herkes onu yazsın’ fikrini ilk
kendisi bulmuş gibi davranmadığı için ekip, bombelere geliyoruz artık, döne
döne izliyoruz onları ve alev alıyor hep buralar.

Geçtikleri yer alev alan ikili
Elçin Sangu ve Barış Arduç’un
şahane bir uyumu var, Defne ve Ömer bir aradayken elektrikleri dört metreden
alınıyor, elbette bu da dizinin başarısındaki en büyük etkenlerden. Yine de,
yan yana durduklarında gözlerimizi alamadığımız ama dizinin üçüncü
bölümünde bizi can sıkıntısından patlatan öyle çiftler var ki, iş dönüp dolaşıp
senaryo ve ekibe geliyor.
Yaz boyu yaptığım Kiralık Aşk
yolculuğuma eşlik eden herkese çok teşekkür ediyor, bol reytingli bir ikinci
sezon diliyorum. İkinci sezon onayının alındığına adeta dizi ekibinden daha çok
sevinen bir izleyici kitlesi olduğu için de Kiralık Aşk’ı gözlerinden öpüyorum.
İyi seyirler.