Ece ve
Bediha’nın dertleştiği sahneye ba-yıl-dım!! Ece’nin tatlılar arasında daha
doğrusu tatlıların temsil ettiği Mert ve Kerem arasında tercih yapmaya
çalışması çok güzeldi. Ben de tam bu sahneden yola çıkarak Ece ve Mert mi?
Yoksa Cansu ve Kerem mi? Pardon elma mı? Çilek mi?diye düşündüm ve Ece’nin
yaptığı gibi bir tercih yapmaya çalıştım elmayla çilek arasında ve işte
artılarıyla eksileriyle elmayla çilek.
Elmaya baktığımızda kıpkırmızı
mükemmel bir görüntüsü var. Cadının Pamuk Prenses’e uzattığı, Pamuk Prenses’in uğruna
saatlerce hatta günlerce uyumasına neden olan elmadan hiç aşağı kalır yanı yok
bizim elmanın da. Görende tamamını yiyemese bile en azından bir dilim alma
hissi uyandırıyor ama bir ısırık alınca elmadan büyüsü tamamen bozuluyor. Tadı
fena değil aslında ama yine de bir şeyler eksik diye düşünüyor her yiyen.
Elma
diye bahsettiğim çift tabii ki Cansu ve Kerem. Aslında her şey tamam gibi
gözüküyor ilk bakışta. Güzel esas kızımızda yeteri kadar iyi kalp var, e esas
oğlanımız da normalde görmeye pek alışık olmadığımız kadar düşünceli ve naif
ama bunlar mükemmel tadı yakalamalarını sağlamıyor. Bana göre bir şeyler eksik
kalıyor görüntünün aksine. Eksik kalanlar ne diye soracak olursanız da hiç
düşünmeden eğlence derim. Cansu ve Kerem’in sahnelerini izlerken belli bir süre
sonra dikkatimin dağıldığını fark ediyorum. Bunun nedeninin “Bakın ne kadar
aşıklar hatta sadece aşık da değiller aynı zamanda düşünceli üstüne bir de
fedakarlar.” mesajının sürekli gözümüze sokulmaya çalışılması olduğunu
düşünüyorum. Aşklarını uzun uzun bakışmalarından anlamaktansa birbirlerine
söyledikleri küçük bir sözden hissetmeyi tercih ederim ama daha Cansu’nun da
Kerem’in de bana bunu hissettirdiklerini söyleyemeyeceğim. Hep bir monotonluk
içinde yürüyor ilişkileri, izlerken bir sonraki sahnede ikisi arasında ne
olacağını tahmin etmek çok da sürpriz olmuyor. Mesela Kerem’in ilk randevuda
Cansu’yu köfteciye götürmesi çok da beklenmedik bir şey değildi.Garipçe’ye
gittikleri sahne dışında beni hiçbir sahne heyecanlandırmadı, hepsi birbirinin
aynısı gibi olan sahnelerdi benim için.

Bir de
o kadar bölümdür Kerem’in de Cansu’nun da yanlış yaptığını görmedik. Halbuki
gerçek hayatta hepimiz kusurlarla, hatalarla doluyuz. Dizi izlerken de esas kız
bile olsa hata yapmasını, esas oğlan olsa bile insani kusurlarının olmasını
beklerim. Bu hataların karakterlere çekicilik ve inandırıcılık kattığını
düşünüyorum. Umarım Cansu ve Kerem de artık mükemmel olmaya çalışmaktan
sıyrılıp, normal hayata dönüp hatalar yapabilirler. O yüzden ben şimdilik
elmayı biraz tatsız buluyorum ama yakın zamanda görüntüsüne yakışacak tada
ulaşacağını umuyorum.
Yazı devam ediyor...