Doktor, derdime bul bir çare

Doktor, derdime bul bir çare
Sabahları evden çıkmadan Kanal D’de Doktorum izliyorum bazen. ‘Ev işleri kaç kalori yaktırır?’ gibi neşeli sohbetlerden kalp dostu yiyeceklere, saat başı tuvalete gitmenin öneminden kolonoskopiye türlü çeşitli konulara değiniliyor programda. Prof. Dr. Murat Aksoy ile Hilal Ergenekon’un sunuculuğunu yaptığı programa aynı zamanda o günün konusuyla ilgili hekimler ve uzmanlar da katılıyor.

İnternetin icadından beri memleketimizdeki en büyük problemlerden biri herkesin kendi hastalık teşhisini bizzat kendisinin koymaya başlamasıyken, bu tarz programlarla ilgili en büyük endişem de bu eğilimi pekiştirmesi. Doktorum hem formatı, hem sunucuları açısından tarzının eli ayağı düzgün örneklerinden birisi bana kalırsa.  Gel gör ki türlü çeşitli sabah kuşağı programlarında her ipini koparanın çıkıp ‘Bel fıtığınızı kendiniz teşhis edin’, ‘Beyin kanamasına dur demek için bu söyleyeceklerimizi mutlaka yapın’ tarzı insanların hem aklı hem duygularıyla oynayan açıklamalar yapıp durmasını, nazik kelime arayarak kendimi yormadan söyleyeceğim,  son derece ahlaksızca buluyorum.

Cem Yılmaz’ın çok özet tabiriyle ‘Kaynımda var’ sendromu o kadar tehlikeli ki aslında, sigara paketini buzlanmadan izleyemezken, idrarımızın renginden kendimize teşhis koymamızın bu şekilde teşvik edilmesini aklım almıyor bir türlü. Elbette ‘Kontrollerinizi ihmal etmeyin’, ‘Yazın öğlen güneşte oturmayın’ türü doğruluğu tartışılmaz ve kimseye zarar vermeyecek tavsiyeleri ekrandan doğru duyurmakta bir mahsur yok, ama bir takım insanların çıkıp belki de gerçekten hasta olan birisini aslında bir şeyi olmadığına ikna ederek onun hayatıyla oynamaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Umut arayan insanları kandırmaya, mesela ‘Antibiyotik kullanmak aslında çok faydasız’ diye hiçbir tıbbi temeli olmayan, ilaç tedavisi gibi son derece kişisel olan bir konuda ahkâmlar keserek bu hikâyeye inanabilecek tek bir insan bile olsa onun sağlığını riske atmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. ‘Antidepresan içmeyin, onun yerine papatya çayı var bak’ demeye utanmayan ve doktor olduğunu iddia edebilen bir kimsenin bir kutu ilaca muhtaç olmasını düşlüyorum. Tabii aynı şekilde ekranlardan ilaç tavsiyesi veren biri olsaydı ondan da nefret edecektim, ama zaten yasak olduğu için o yapılamıyor.

Biliyorum artık moda herkesin her konudan anlaması, biliyorum artık moda altı ay kursa gidenin diyetisyen, bir sene nefes egzersizi yapanın terapist olması. Uzmanlık denen mevhuma saygı sıfırın altını çoktan zorladı ama en azından insan hayatı söz konusu olduğunda dilerim Doktorum gibi makul örneklerle şarlatanlıktan daha az bir kelimeyle tabir edemeyeceğimiz örnekler birbirinden ayrılır. Herkese iyi seyirler ve sağlıklı günler dilerim.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER