Kaç yaşına geldiğini aynalardan
ve nüfus kağıdından değil, arkadaşlarının çocuklarının okula başlamasıyla
anlayan birisiyim. ‘Ben bu kızanın anası babasıyla belimde simit denize girip
tükürme yarışması yapalı kaç sene oldu ki bu şimdi gelmiş bana okulda sevdiği
kızı anlatıyor?’ diye düşünmeye başlayınca gözlerimde bir takım dolmalar,
burnumun direğinde sızlamalar gözlüyorum. Bir de bazısı o kadar cin gibi oluyor
ki insanın aklı almıyor. Annesinden, babasından ve dahi bütün sülalesinden daha
mantıklı (bilmişlik değil ama kastım asla) konuşan beş yaşındaki bir çocuk
görünce mutluluktan parmak uçlarım uyuşuyor resmen.
Üstüne bir de öyle de bir bölgede
yaşıyoruz ki, çocuklara sadece bakmak bile hüzün veriyor insana. ‘Dert tasa
gelmesin başına, kötü insanlarla karşılaşma hiç’ diye ağzımız mırıl mırıl
sürekli, hepimiz her yaşta anneanneye, babaanneye döndük resmen. Çünkü çocuk
önemli. Çünkü çocuk ‘Dikkat, kırılır’. Çocuklarla ilgili her konunun olduğu
gibi, ekran konusu da aşırı hassas. Onları televizyonda görmek bazen şahane ama
maalesef bazen de ‘RTÜK yok mu? Anası babası nasıl izin vermişler bu
kepazeliğe?’ eşiğinde ve üstelik iki taraf arasındaki çizgi çok ince
olabiliyor.
Bu sebepten, Güldüy Güldüy Show’u
da ilk duyduğumda hafif bir irkilmiş, izleyeceklerime karşı bir miktar temkinli
olmaya karar vermiştim. Ama programın ilk bölümünü görmemle beraber bütün
endişem yerini şahane bir sevince bıraktı. Çocuklar öyle harika, o kadar oldukları
gibi olmalarına izin verilmiş ve yaşlarına hiç uzaklaştırılmadan, üzerlerine
zerrece bilmişlik veya büyümüş de küçülmüşlük atılmadan karşımızdaydılar ki,
hayran olmaktan kendimi alamadım. Nasıl kodlanmışsak yaşından büyük laflar
iteklenmiş, izleyiciyi ağlatmaya şartlandırılmış çocuklara, Güldüy Güldüy’dekiler
bulutlardan şekil seçmek gibi ferah geldi. Onların ışıltılarından ben oturduğum
yerde umutla doldum, hayat onları izlerken bayram oldu. Bu kadar güzel çocuğu
bu kadar sadelik ve doğallıkla bir araya getiren ve çalıştıran ekibe, ve sunucu
olarak da gördüğümüz Ezo Sunal’ın ellerine bin sağlık. İzlemeyen varsa acele
koşsun izlesin, yaşama sevinci garanti. İyi seyirler.