Moralimin bozuk olduğu bazı
dönemlerde çok izlediğim ve sadece onları seyir halindeyken aklımdakileri
unuttuğum programları arkadaşım, hatta baya yakın dostum sayarım. Kronolojik
olmayan bir sıralama yaparsam bunlardan bazıları Ahu Tuğba, Meriç Erkan, Carrie
Bradshaw, komple Beyaz Gelincik dizisi ve İclal Aydın’dır. Her biri ayrı bir
kıymeti ve hikayesi vardır şahsımda.
Bir zamanlar ne mutluyduk, gelecekten umutluyduk
Bana bu satırları yazdıransa, yeni
başlayan programı vesilesiyle İclal Aydın oldu. Yaz boyunca ‘İclal Aydın’la Yeniden’
ile Show TV ekranlarında bizlerle birlikte olacak İclal Hanım’la benim tanışmam
2001 yılı Mayıs ayına denk gelir. Üniversite sınavına (o zamanlar ismi ÖSS’ydi)
gireceğim sene ben de herkes gibi son bir ay evde oturup mütemadiyen test çözen
bir çocuktum ve bunu unutturacak ne varsa büyük sevinçle karşılıyordum. Sabahki
ders seansımda Best FM’de Arzu Çağlan dinler, onun tavsiye ettiği tüm kitapları
sınavdan sonra okumak için söz verirdim kendime. Sonra akşam üstü BRT’de
yayınlanan Hayat Güzeldir’i izler (vicdan azabından asla tamamını izleyemesem
de), İclal Aydın’ın sadece anlattıklarına değil, anlatma şekline de hayranlık
duyardım. Onu dinlemek hayatın gerçekten güzel olacağına dair bir söz almak
gibiydi.
Sonra sınav bitti, ben üniversiteye gittim, İclal Aydın önce programda
okuduğu yazıları derlediği Hayat Güzeldir kitabını çıkardı, kitabın çok
satmasından sonra köşe yazarlığına başladı. Hepsini okudum, kimini sevdim,
kimini ise sevmediğimi itiraf edemedim. Gittiğim okula ara sıra söyleşilere geldi,
hepsini dinledim, yaşadıklarını anlatma biçimine her seferinde yeniden
hayranlık duydum Zaman içinde hem program hem BRT bitti, İclal Aydın’ın kariyeri
başka yerlere evirildi. Esas mesleği olan oyunculuğa ağırlık verdi, dizilerde
oynadı, filmlerde göründü. Farklı kadın kuşağı programı denemeleri oldu. Dizi ve
programlarını pek izlemediysem de yazılarını okumaya hep devam ettim.

Dr. Feridun Kunak, ülkenin en meşhur izleyicisinin stresten sertleşen kasları ve fonda İclal Aydın
Son olarak O Hayat Benim’de
gördüğümüz İclal Aydın, Temmuz ayı itibariyle de İclal Aydın’la Yeniden adındaki programda, Show Tv'de bizlerle birlikte. Kadın kadına iletişimin nedense olmazsa olmazı diye
kodlanmış tuhaf bir samimiyet içine girmeye çalıştığını ve bir tarafta milföy
hamurundan gerçeğinin aynısı su böreği pişen, diğer tarafta lavabo pompası ile
bel ağrılarını hafifletme tarifi veren (o kadar tehlikeli olabilecek bir şey ki
bu arada, televizyonda neyin denetlenip neyin denetlenmediğini bir kere daha
endişeyle merak ettim) bir programda hayatta kalmaya çalıştığını görüp üzüldüm
açıkçası.
İlk programın ismi zaten İclal Aydın’la Yeniden değil, "Op.Dr.Feridun
Kunak’la Sağlığınıza" olmalıymış, öyle bir ekran hakimiyeti vardı Feridun Bey’in.
İclal Aydın sunucudan ziyade gül sirkesi yapmak için hazırlanmış gül
yapraklarını getiren, stresin kaslar üzerindeki etkisini deneysel olarak gözlememize yardımcı olan bir hostes gibiydi daha ziyade. İlerleyen programlarda durum oturacaktır elbette ama
bir başkası olsa ‘Amaan’ deyip geçecekken, söz konusu İclal Aydın olunca
üzüldüm. Zira hiç haberi olmasa da gönül borcum var kendisine, yıllar önce
beni hayatın güzel olduğuna ikna çabalarını unutamadığım bir kadını iki saat
bile olsa mutsuz görmeye dayanamıyorum. ‘Alan
razı satan razı, sana ne oluyor tatlım?’ diyen olabilir elbette. Dünya böyle
bir yer olmak zorunda kalmasaydı keşke, derdim budur aslında.
İyi seyirler ve güzel bir yaz dilerim.