Merhaba Poyraz Karayel’ci, sezon finaline bir kalmışken keyifler nasıl bakalım?
Şu diziyi çarşamba akşamları kendi saatinde, herkesle beraber televizyon karşısında izlemem ya üçtür ya dört. Yani bu 9’da başlıyor, 12’de bitiyor olayını uzun zaman sonra bu gece deneyimledim. 9’u çeyrek geçe başlayan dizi, zannediyorum ki son reklamı ve sonrasını sayarsak gece yarısından hemen önce bitti. Kanal D’nin sitesinden, durdura durdura, sindire sindire izlemek kolay, itiraf edeyim. Televizyon karşısındaysa işler biraz daha farklı şekilleniyormuş. Her reklamdan sonra son yayınlanan sahneyi tekrar gösteriyorlar mesela, neden? Zaten yeterince uzun olan bölümü daha da uzatalım, erken biterse yayın akışı sekteye uğruyor falan diye mi?
Eskiden bir akşamda iki yerli dizi gösterilmiyor muydu yahu kanallarda? Bu ne zaman değişti, neden değişti pek bilmiyorum. Sadece sezonun başından beri (bkz. 30 Eylül) tek hafta fire vermeden, tamamı 2 saatin üzerinde tam 37 bölüm çektiğini biliyorum bu ekibin. Haftaya sezon finaliyle birlikte 38 bölüm çekilmiş ve yayınlanmış olacak. Buyrun size dizilerin sektörde ilk sezon kaliteleriyle neden tutunamadıklarının cevabı.
Neyse. Aah, nerede o eski Poyraz Karayel’ler diye girmeyeceğim söze. Yine de araya iki üç cümleyle ilk sezon güzellemeleri sıkıştırabilirim, şimdiden anlaşalım ve kusurlarımıza bakmayalım. Bulunduğumuz durumda, hikayenin gidişatı ve karakterlerin devamlılığı açısından karşılaştırma yapmam mecburi çünkü.
SefSe’ciler sinirleniyor.
Canım Sema’nın Savcı Hakan’la olan çıkarcı ilişkisinden söz etmek istiyorum. Avukat kızımızın Baba için neleri feda edebileceğini az çok biliyoruz zaten. Bu yüzden kendisine karşı zaafı olan Hakan’ı gözaltı kararlarını feshetmesi için kullanmaya kalkmasında yadırganacak bir durum yok. Gelgelelim, ilk sezondan tanıdığımız Sema, kadınlığını kullanarak birilerini alt etmeye çalışmayı aklına getirebilecek mizaçta bir karakter değildi. Sefer’le olan ilişkilerinde bile evlenene kadar ciddi boşluklar görmüştük.
En son ilişkisini lisede yaşadığını söyleyen Sema’nın (sonradan öğreniyoruz ki aslında üniversite yıllarında Hakan varmış, deli gibi aşıklarmış birbirlerine ama evlenmelerine Hakan’ın babası engel olmuş) yıllar sonra Hakan’ın karşısına çıkıp ona yakınlaşmak suretiyle birtakım işler başarmaya çalışmasını izlemek, Sema karakterinin tutarsızlığını bir kenara koyduğumuzda dahi, beni oldukça rahatsız ediyor. Yahu aklını her şeyin önüne koyan bir kadındı Sema. Dolayısıyla tuzaklarını da bu yolla kurmasını bekliyordum. Sefer’le öpüştüklerini ilk kez Ayşegül’ün evindeki kız isteme bölümünde gördüğümüz Sema’nın, şimdi bir amaç uğruna Hakan’la yattığını sorgusuz kabul etmemizi beklemeleri biraz tuhaf. İnanın, böyle tutarsızlıklar bizi karaktere yabancılaştırmakla birlikte diziden de bir hayli soğutuyor.
Yazı devam ediyor..