Evet, yaşlanmışım! Bunu
ilk kez dün RaniniTV’nin Twitter’daki “Sex and the City başlayalı 18 yıl oldu”
haberini okuduğumda anladım. Oysa daha 30’larıma yeni girmiştim, 30’lar ne
zaman bu kadar yaşlı olmuştu? Ben kendi kendime tüm gün bunu sorgularken akşam
ise eve gider gitmez hemen Sex and the City izlemeye koyuldum.
Yazar profilimi okuyanlar
bilir her hafta mutlaka en az bir bölüm izlerim. Sex and the City benim için
bir TV programından öte, ben ve kız arkadaşlarımla aynı sorunu yaşayan başka
bir arkadaşmış gibi. Üstelik daha 14 yaşındayken tutkunu olduğum bu dizi aradan
18 yıl geçmiş olmasına rağmen nedense bende hala yepyeniymiş hissi bırakıyor.
Görünüşe göre dizide bize yansıtılan olaylar o kadar evrensel ki; kıyafetler ya
da mekanlar değişse bile ilişkilerde yaşananlar hep aynı oluyor. Bu da dizinin
hiçbir zaman eskimemesini sağlıyor. Her izlediğimizde ise farklı bir detayı
gözümüze çarpıyor.
Sex and the City tutkunu
araştırmacı bir gazeteci olarak geçtiğimiz 18 yılda bu dizinin her bölümünü en
az 15-20 kere izlemiş ve dizi hakkında birbirinden farklı makaleler yazmış
olabilir. Sahne sahne ezbere bildiğim diyaloglar, gardırobumda olmasını can
attığım kıyafetler, dizide yaşanan ilişkilerin gerçek hayat yansımaları, New
York’un büyüleyici adresleri ve daha neler neler. Hatta itiraf etmeliyim üç
kere New York’taki Sex and The City özel şehir turuna bile katıldım. Anlayacağınız
diziyle aramda aradan yıllar geçse bile kopamayacak bir bağ var. 18. yılın
şerefine ise bu süre içerisinde öğrendiğim ilginç bilgileri de sizlerle
paylaşmak istedim:
1.
Candice
Bushnell’in aynı isimli kitabından uyarlama olan Sex and The City altı yıl
boyunca en çok reklam alan TV yapımlarından biri olurken kitabın yazarı sadece
60.000 dolar kazandı.
2.
Sex and the
City aslında Los Angeles’ta yaşayan dört kadını anlatmayı planlıyordu. O
dönemde çok alışıldık bir konu değildi. Sonradan ekipte herkes ‘Hayır, New York
olmalı’ dedi. Oradaki yaşam daha eğlenceli, daha sosyaldi.
3.
Tarih boyunca
yüzlerce filme ve diziye ev sahipliği yapan New York’un tüm dünyanın eğlence ve
alışveriş merkezi olmasını sağlayan Sex and The City oldu.
4.
Sex and the
City, Time dergisine kapak olan ilk diziydi. Kristin Davis verdiği bir
röportajında bu konuda “Time dergisi dördümüzü kapağa koyduğunda ve başlığı
‘Kimin Kocaya İhtiyacı Var’ diye yazdığında anladım ki; biz bir şeyler
yapıyoruz. Bu kadar büyük bir kültürel etki de bulunduğumuzu kesinlikle
farkında değildim. Cidden afalladım.” açıklamasını yaptı.
5.
Dizinin ilk
iki sezonu Candice Bushnell’in kitabında yer verdiği kadın karakteriyle onun
yarattığı Mr.Big’i anlatıyordu. Ancak orada Mr.Big evlendi, hala evli ve
çocukları var. Bu yüzden ikinci sezonun sonunda Carrie’nin Big’i evlendiği
zaman kitabı okuyan herkes, Bushnell de dahil olmak üzere dizinin bittiğini
sanmış. Ancak ikinci sezon haberi geldiğinde tüm hikaye baştan aynı kodlarla
yazılarak farklılaştırıldı.
6.
Altı sezon
süren dizi 50 kere Emmy’e aday oldu ve yedi kez farklı dallarda bu ödülü
kazandı.
7.
İlişkiler ve
seks üzerine bir dizi olmasına rağmen oyuncular arasında Sarah Jessica
Parker’ın kesinlikle kamera karşısında soyunmayacağına dair sözleşmesinde katı
bir madde vardı. Carrie karakteri bu kurala rağmen bir seks sembolü ve yazarı
olarak tarihe damgasını vurdu.
8.
Birinci
bölümden 4. sezondaki 12. bölüme kadar dizinin başında Sarah Jessica Parker’ın
ismi dünyaca ünlü World Trade Center’ın önünde karşımıza çıkarken, 11 Eylül
olaylarının ardından bu arka fon Empire State olarak değiştirildi.
9.
2001 yılında
Sarah Jessica Parker başrol oyunculuğunun yanı sıra dizinin prodüktörlüğünü
de yapmaya başladı. O dönem Parker’ın bölüm başına ücreti 3 milyon dolardı.
10.
Sarah Jessica
Parker verdiği röportajlarında birinde “Açıkcası son bölüme gelene kadar dizinin
bu kadar etkisi olduğunu anlamamıştım. Ama son sahnede Big ile bir araya
geldiğimizde bunun CNN’de haber olduğunu gördüm ve o zaman anladım ki tüm dünya
ne yaptığımızla çok yakından ilgili.” açıklamasını yaparak herkesi şaşırttı.
Yazı devam ediyor..