Feride ve Bahar, dünyada aşk ve iyiliğin daimiliğini
hatırlatmak üzerine yaratılmış karakterler adeta. Cüneyt ve Kemal de, dünyada
var olan tüm tuzak ve kötülüklere rağmen ruh eşlerinin varlığını insana
anımsatmak üzere yazılmış. Aşkın, iyiliğin, dürüstlüğün ve sevginin her daim
kazanacağı mesajı etrafında birleşen öykülerde, sürekliliği kalıcı kılan işlenen
entrikalardan daha çok işlenilen bu mesajlar sanırım.

Basit görünen ve yaşamda aslında en alt sınıftan en üst
sınıfa kadar her birimizin içinden geçtiği gerçekleri basit bir dil, zeki bir
kurguyla ve sanatsal bir senaryo ile ekrana taşıyan ekip sihirli bence.
Kendinizi Feride ve Cüneyt’le aşık, Sevgi anne ve Nazoş’la kahkaha atarken,
Umut’la öfkelenirken, Kader’le hayatın içinden geçerken, Bahar ve Kemal’le
birlikte bir hayat için mücadele ederken buluyorsunuz. Diziye yenilerde eklenen
Murat ve Reyhan da, taa başından beri var olan oyuncular kadar başarılı ve
doğal. Henüz çok genç olmalarına rağmen, ekranda parlıyor sahicilikleri. Tabii
bir de, Ayda Balıkçıoğlu var; diziye Güneş karakteriyle güneş gibi doğan minik
bebek. Feride-Cüneyt ve Güneş Kozan ailesinin vazgeçilmezi...
Dizideki ana karakterlerin ve hatta yan karakterlerin de çok
sık değişmemesi, diziyi kalıcı kılan diğer etkenlerden biri. Sürekli değişen
hayata inat, her bir insan kalbinde alıştığı yüzleri bir arayış vardır. Ekip
buna cevap vermeyi de başarıyor.
Nusret Şenay, Ulviye Karaca, Zeynep Yasa, Ötüken Hürmüzlü
ve Gamze İğdiroğlu Başarır rollerinin hakkını çok güzel veriyor. O kadar
ki, Eylül karakterini canlandıran Gamze İğdiroğlu, son dönemlerdeki felçli
rolünün bile hakkını fazlasıyla vermiş durumda. Ruhunda bir parça iyilik varsa,
iyi rolü oynamak çok kolaydır. Zor olan, iyiyken kötü biri olmaktır. Gamze
İğdiroğlu’nu bu açıdan da çok takdir etmek lazım. İlk bölümlerde birkaç sezon
boyunca hakkını sonuna kadar verdiği bir kötü kimliğiyle yaşadı. Özünde
kaybetmişlik duygusundan gelen öfkeyi barındıran bir kötü kimliği... Oysa, her
öfkenin ardında acı ya da korku vardır. İşte senaryoda onlar da bunu
anlatıyorlar...
Bazen aşkı, bazen öfkeyi, bazen
tutkuyu, bazen hayalleri, ama ne olursa olsun hayattan ve sevdiklerinden
vazgeçmemeyi, içinde yaşamı yeniden ve tekrar tekrar sil baştan yazabilme
gücünü bulmayı işliyor Beni Affet. Herkesin “Beni Affet!” demek istediği birileri
olmuştur hayatta... Bazen bırakıp gittiği için, bazen yanında olmadığı için,
bazen kırdığı için, bazen inanmadığı için, bazen sadece aşık olduğu için bunu
söylediği birileri...
Beni Affet hayata ve hayatın insana sunduğu her şeye
inananların dizisi...
Onlar böyle güzeller...