İzlediğim onca dizi arasından,
hayatımın bazı dönemlerine denk gelenlerin kalbimdeki yeri ayrıdır, arkadaşım
sayarım onları. Bütün harala gürele ve değişim içinde sabit kalan tek şey onlar
olur bazen. Televizyonun hafife alınmayacak, küçümsenmeyecek ve
dışlanmayacak bir mevzu olduğuna azalmayan inancım da tam
bu yüzdendir belki de.
İlk yayınları 2005-2009 yılları
arasında olan Prison Break’ın 2017’de başlayacak geri dönüşünün resmi fragmanı
16 Mayıs’ta internetde yerini aldığında bu kadar heyecanlanmam da başka
türlü açıklanamaz. Prison Break sadece Michael Scofield’ın dünyanın
en detaylı planı ile abisini hapisten kurtarmaya çalışırken başına gelenler
değil, benim de okulu bitirme, işe girme, işten çıkma, sonra başka bir iş
arama, o işi bir türlü bulamama, bulduğunda salya sümük Ankara’dan taşınma, taşındığın
yerde yeni bir hayatın kurma, sonra o hayata fena değilmiş deme arasında geçirdiğim
zamanların ta kendisidir. Değişmeyen tek şeyin her hafta izlediğim Prison Break
olması sebebiyle bir kişiye bir kuruma değil de, bildiğin bir diziye duyduğum
minnettir (böyle hissettiğim bir diğer dizi de Aliye’dir ama aralarındaki
benzerliği analiz edemeyecek kadar yorgun birisiyim). Evet bütün vücuduma bir
binanın dövmesini yaptırıp sağa sola kağıt kuğular bırakacak kadar heyecanlı,
Michael kadar maceralı bir insan değilim ama olsun, bizim de kendimize göre bir
çevremiz var.
O yeni fragmanı gördüğüm an
Scofield ailesinin hayatıyla birlikte kendi hayatım da 45 dakikalık bir pilot
bölüm olarak geçti gözlerimin önünden. O yüzden ‘Vay efendim Michael hani çok
hastaydı, nasıl oldu da oldu?’ gibi çözümlemeler, derin analizler yapacak
değilim. Bu adamlar benim arkadaşımdı, yıllardır görmemiştim, geri döndüler. Bu
kadar.
Fragmandan gördüğümüz kadarıyla
bu sefer de abi Lincoln’ün Michael’ı kurtarma maceralarını izleyeceğiz.
Kendisinin Michael’ın incelikli, oya gibi işlenmiş planlarını nasıl hunharca ve
fevri hareketlerle defalarca bozayazdığını bildiğimiz için, bu işi nasıl
yapacağını da merakla bekliyorum. Sara yine bütün zerafetiyle ortamlarda
görünürken, Wentworth Miller’ın da bir vakitler internette gezen ‘Bitti tükendi
obeziteye yenildi o eskinin starları şimdi nerede? Olay fotoğraflar için
tıklayınız’ manşetlerine inat güzelliğinden bir şey kaybetmemiş olması yüreğime
sular serpti. Darısı bütün dönüşünü beklediğimiz dizilere. İyi seyirler.