Kiralık Aşk: Yorulduk be merkez!

Gallo’ya gelirsek eğer -ki belli ki hep geleceğiz- ben herkesler gibi ona sinir olmuyorum, olamıyorum çünkü karakter öyle yazılmamış ve Ömer’le aralarında gayet elektrikli bir durum var. Onların sahnelerini izlerken bir şey fark ettim. Eskiden Ömer’e aşık ama gerektiğinde Ömer’e tavır alıp lafını esirgemeyen, onun karşısında dik duran, yanında olup destek veren ama kendini korumak için –daha fazla oyunda yer almamak için-  Ömer’den uzak duran kısacası kendi olan bir Defne vardı. Ömer’in Defne’siydi evet, tüm kendi özellikleriyle var olan bir Defne’ydi. Ama son zamanlardaki Defne -aşırı hırslı ve çemkiren Defne’den sonraki- kendi istekleri olmayan, hayattaki tek motivasyonu Ömer’i kazanmak, onun yanında olmak, onun istediklerini yapmak, sevdiklerini sevmek, boş kaldığında temizlik yapmak olan ve artık kendi olmayan bir kadın. Aralarındaki ilişkiyi ayakta tutacak, heyecanlı yapacak o unsurlar kalmadı artık sanki. Defne hem tatlı, hem de zordu. Ömer’le çatıştığı zamanlar da oldu ve ikisinin bu kadar farklı olması da onları birbirine çekiyordu ama şimdi Defne kendisini Defne yapan o özellikleri unutmuş gibi davranıyor ve ben bu durumdan uzunca bir süredir çok şikayetçiyim. Neyse Gallo dedik yine Defne’ye geldik. Bunlar hep sevmekten işte. Düzelsin istiyoruz bir şeyler.

Gallo defileyi kimsesiz çocuklar için yapıyormuş. Gel de sevme! Ömer de pişman oldu yaptığına ve bunun telafisi için çalışacak. İkisi de hayal kırıklığına uğradılar ve birbirlerinin neler hissettiğini anlamış oldular. Artık birbirlerini yargılamadan anlayıp dinlerler. Ne güzel! Defne ile Ömer’in başaramadığını, Ömer ve Gallo çok kısa sürede başardılar. İkisi de çok iyi arkadaş olabileceklerine inanmışlar ve hayal kırıklığı o yüzden o kadar büyük olmuş. Tamam öyle olsun! Peki, Ömer’in o kızdığı şeyler; erken yaşta şöhreti yakalaması, onu beğenmemesi ve gülüşü? Sanrım reklam için kullandıkları bölümde oraya da gülüşle ilgili bir şey yazalım demişler yoksa açıklaması ne o sözcüğün ben bilmiyorum.

Son sahnelerde ise Sude çeki aldıktan sonra gerginlik tavan yaptı yine ve Defne-Ömer sahnesine odaklanamadım. Tek hatırladığım; Ömer’in Defne’ye onun aydınlık tarafı olduğunu söylemesiydi. Daha da bir şeyler konuşuldu ama Deniz ve Sude’nin bir şeyler karıştırdığını ve her an çeki alıp her şeyi anlatabileceklerini düşündükçe izlediğimden bir şey anlayamadım. Ne kadar talihsiziz ki birkaç iyi olabilecek sahne bu gerginliklere kurban ediliyor. Bölümün orada bitmesinden, bir şeylerin anlatılmayacağını anladım. Deniz o anda söylememiş olsa bile biz bunu bilerek nasıl Defne ve Ömer izleyeceğiz bilemiyorum. Neden bu işler bu kadar karıştı ve ardı ardına geldi anlamadım. Kötülerin, oyunun, yalanın olmadığı güzel, sevgi dolu birkaç bölüm izleyebilirdik. Hak etmedik mi?


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER