Kiralık Aşk: Yorulduk be merkez!

Kiralık Aşk: Yorulduk be merkez!
Son zamanlarda her hafta bir önceki bölüme rağmen, kızgınlıkla ama yine de umutla oturuyoruz televizyon başına. Bir önceki haftadan sonra neler olur diye bölüm fotolarına, fragmanlara (ki artık kanmıyoruz) ve hiçbir bilgi içermeyen özetlere bakıp olabilecekleri düşünüyoruz ve iyi şeyler olmasını umut ediyoruz. Bu kadar beklenti içine giriyoruz ama sonuç hep hüsran oluyor. Neticede, izlerken keyif almıyoruz, yoruluyoruz. Evet, ben umut etmekten ve beklemekten yoruldum! Haksızlık edildiğini düşünüyorum bazen hikayeye, bize ve aklımıza. Neden bu kadar sitemkar başladığımı biliyorsunuz ve eminim çoğu kişi aynı fikirde. Bir şeyler iyiye gitsin ve o yönde adımlar atılsın diye beklerken her hafta ayağımıza yeni olaylar, oyuna ortak olan yeni insanlar ve onun ardından gelen yeni yalanlar dolanıyor.

Bu bölüm nasıl yorumlanır bilmiyorum ama geçen bölümün olmayan son sahnesinden başlamak istiyorum. Gerçekten ama gerçekten meraktan soruyorum. Nasıl o sahneyi orada kesip bir sonraki bölümü çekmeye geçebiliyorsunuz? Biz en son Ömer’i kafası karışık bırakmıştık. Defne parayı Neriman’a ödedi ve sanki aralarındaki tek sorun paraymış da çözülmüş gibi Ömer’e koştu. Kapıda en son sarılmakla sarılmamak arasında gidip gelen bir Ömer vardı ve bir de ona artık yüksüz geldiğini düşünen Defne. Sonra bir baktık hopp sabah olmuş ve evlilik kararı alınmış. Burada daha en başında bölümden koptuğumu söyleyebilirim. “Nasıl yani? Gerçekten mi?” diye diye izledim şaşkınlıkla ilk 45 dakikayı.

Bir hafta boyunca "Ne oldu, ne konuşuldu da Ömer yumuşadı, Defne Ömer’e ne dedi, Tranba meselesi konuşuldu mu?" gibi sorular kafamda döndü durdu ve hafta boyunca durum konuşulmuş ve evlilik aşamasına öyle geçilmiştir diye umdum. Ömer bu defa Defne’ye güvenmeyi seçmişti. Tranba’nın Cherie’nin ortağı olduğunu duyduktan sonra kendine gelemeyen Ömer, Defne’ye inanmıştı ve bu Ömer en büyük probleminin “güven” olduğunu düşünen Ömer’di. Sorarım size, Ömer bu kadar takıldığı güven sorununu sonunda aşmış ve Defne’ye güvenmeyi seçmiş, peki biz bunu neden göremedik? Bu kadar önemi bir olayı neden, nasıl bize göstermediler anlayamıyorum. “Özledim" diye bir bölümümüz de vardı orada da özlemenin “ö” sünü görememiştik.

Gerçekten anlamıyorum. Neden bu kadar önemli detaylar atlanıyor? Dizi bu ilişki üzerinden gidiyor ama onların en önemli anları işlenmiyor ve sanki bilerek isteyerek bizi Defne ve Ömer’den uzaklaştırmaya çalışıyorlar hissine kapılıyorum. Bu hissimi kuvvetlendirecek şeyler de yapılıyor maalesef. Umarım yanılıyorumdur ama artık bundan sonra atılacak iyi adımlar da beni memnun etmeyecek. Bu kadar güzel işlenebilecek her şey sadece klişe olmasın diye harcanıyorsa bilemeyeceğim ama o sahneleri en başlarda en güzel şekilde klişeye başvurmadan yazan ekibe şimdi neden yazmıyorsunuz diye de sorarım o zaman ben. Kısacası sıkıntımız büyük fakat sıkıntımızın çaresi var mı artık ondan emin değilim. Her bölümümüz sıkıntılı her bölümümüz çetrefilli !

Ertesi günden devam edersek, "evleniyoruz” diye dolaşan Defne ve bir de iş peşinde koşan Ömer vardı. Evlilik heyecanını ise başkalarıyla yaşadılar ama biz onları göremedik bu heyecanı, mutluluğu paylaşırken. Burada yine bizim hala gücümüze bıraktılar sanırım. Neyse Defne’nin iki lafından biri “evleniyorum” etrafındakilerin ise “Defne İplikçi oluyorsun” oldu. Defne ve çevresinden bahsetmişken; bölüm boyunca Defne tarafında işlenen hiçbir şey bana samimi gelmedi ne yazık ki hatta fazla abartılıydı tepkiler özellikle anneanneninki. Bir de herkesin turnayı gözünden vurdun, kaptın zengin adamı tarzı konuşmaları beni çok itti. Bu kısımlar komiklik olsun diye mi yazıldı yoksa biz izlerken yerin dibine girelim diye mi, bilemedim.


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER